Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1677 E. 2022/1435 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1677
KARAR NO: 2022/1435
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2016/10 Esas – 2020/154 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.10.2012 tarihinde saat 02:45 sıralarında davacıların murisi ve desteği müteveffa “…”ın, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile D-100 Güney Yol üzerinde Kadıköy istikametinden Kartal istikametine doğru seyri esnasında Bostancı Köprüsünü geçtikten sonra trafik dubalarına çarptığını, çarpmanın etkisiyle aracın savrulup çelik bariyere çarparak durduğunu, aynı istikamette ve orta şeritte seyreden … idaresindeki … plakalı aracın, önünde çelik bariyerlere çarparak kaza yapmış olan … plakalı bu araca çarpmamak için direksiyonunu sağa kırdığını, ancak aracın sol arka kısmına aynı istikamette sağ şeritte seyreden İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğüne kayıtlı … idaresindeki … plakalı İETT otobüsünün sol ön kısmının çarptığını, bu çarpma sonucunda savrulan … plakalı İETT otobüsünün … plakalı aracın sol ön kapı kısmına çarptığını ve bu çarpma sonucu …’ın çok ağır şekilde yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede 29.10.2012 tarihinde yaşamını yitirdiğini, geriye ise eşi … ve henüz dört aylık oğlu …’ın kaldığını, bu sebeple huzurdaki davanın ikame edildiğini, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … poliçe no ile … Sigorta A.Ş tarafından, … idaresindeki … plakalı aracın … poliçe no ile … Sigorta A.Ş tarafından, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı … idaresindeki … plakalı İETT Otobüsü ise … poliçe no ile … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalandığını, ceza yargılaması sonunda davalı …’in olayın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunup 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığını, davalı sigorta şirketlerinin müvekkilinin uğradığı maddi zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müteveffanın kaza anında 32 yaşında olduğunu ve kaza anında Doğalgaz Tesisat döşemesi yapan … isimli firmanın sahibi ve yetkilisi olduğunu, kaza anında aylık kazancının 14.000 TL olduğunu, müvekkili …’ın genç bir bayan olup, herhangi bir iş kolunda çalışmadığı, genç yaşta dul kaldığı ve bu sebepte müvekkilinin maddi ve manevi zararın karşılanması gerektiğini, küçük çocuk …’nin doğumundan 4 ay sonra babasının feci kazada öldüğü, şu anda küçük …’in 3 yaşında olduğu, babasının kendisine sağlayacağı maddi ve manevi destekten yoksun kaldığını belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile, … Sigorta A.Ş’den başvuru tarihinden, … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, şimdilik … için 5.000-TL ve … için 5.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte … ve …’ın her biri için 30 bin TL manevi tazminatın da davalılardan İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilirkişi incelemesi sonrası destek zararına ilişkin maddi tazminat davasını ıslah ederek ıslah edilen miktar yönünden davasının kabulünü talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; ceza yargılamasında olayın oluş biçimi mahkemece yeterli ölçüde değerlendirilmeyerek müvekkili hakkında tali kusurlu olduğundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiğini ve bu cezanın ertelendiğini, davacı tarafça kazanın kazanç kapısı gibi görülerek manevi tazminat talebinde bulunulduğu, zenginleşmeye sebebiyet verecek nitelikte olan manevi tazminat talebinin tamamını reddettiklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu varsayımına dayandırıldığı, ceza davasının henüz kesinleşmediği, istenilen tazminatın hem haksız, hem fahiş olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta cevap dilekçesinde özetle; davayı ve müvekkili şirket sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte, … plaka sayılı aracın, müvekkili şirket nezdinde … poliçe numaralı 17/01/2012-2013 vade tarihleri olmak üzere karayolları zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin, sigortalının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde maddi zarardan sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davacı yanın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini, aksi takdirde temerrüt tarihinden yasal faize hükmedilmesini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, müteveffanın sürücüsü olduğu aracın mirasçıları olmakla dava haklarının bulunmadığını, tarafların kusur oranlarının tespiti gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle tespit edilmesi gerektiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacıların davalılar aleyhine açmış oldukları maddi tazminat davasının kabulü ile; -Davacı … için 275.480,81 TL, … için 64.521,22 TL destekten yoksunluk tazminatının davalı sigorta şirketleri yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve … yönünden kaza tarihi olan 25/10/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, belirtilen tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Davacıların İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve … aleyhine açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; -Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ,davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davalı … Sigorta vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur ve hesap raporunun hatalı ve müvekkilinin kazada kusursuz olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili kurum İETT otobüsünü kullanan şoför …’in kazadaki kusur oranının bilirkişi raporunda yüksek belirlendiğini, İETT sürücüsünün kazaya sebebiyet vermediğini, 07.12.2018 tarihli Bilirkişi Aktüerya Raporunda müvekkil kurum İETT İsletmeleri Genel Müdürlüğünün maliki olduğu … plakalı otobüsü kullanan …’in ilgili kazada %25, müteveffa sürücü …’ın ise %75 kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusur oranları dikkate alınmadan davacı vekilinin hatalı ıslah dilekçesi talebi üzerinden fahiş maddi tazminata hükmedildiğini, bilirkişi raporlarında hesap hatalarının yapıldığını, manevi tazminatın yüksek belirlendiği belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından müvekkil kurumun sorumlu olamayacağını, trafik sigortası üçüncü kişilerin ölümü ya da sakatlığı halinde ortaya çıkan bedensel zararlara ilişkin olarak sigortalı işletenin sorumluluğunu teminatı altına aldığını, vefat eden kişinin aynı zamanda sigortalının kendisi olmakla sigortalı poliçe bakımından üçüncü kişi sayılamayacağından müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, işleten ve sürücünün kaza sırasında alkollü olup olmadığını ve ehliyet durumu gözetilerek trafik sigortası genel şartları değişiklik yapılmasına dair kanun madde 2 gereğince mütevaffa işleten mirasçılarına rücu haklarının değerlendirilmesi gerektiğini, bu durumda alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, müteveffanın yaşı gereğince söz konusu kaza olmasaydı ileride bir çocuğunun daha olacağını, ayrıca anne ve babasına da destek olacağı göz önünde bulundurulmadığından davacı eş ve çocuk için gelirden fazla pay ayrıldığını işbu sebeple fahiş tazminat hesaplanmış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kusur oranları dikkate alınmadan fahiş maddi tazminata hükmedildiğini, bilirkişi raporlarında hesap hatalarının yapıldığını, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı taraf, zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacının, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacı desteğinin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, kazaya karışan desteğin sürücüsü olan aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5931 E. ve 2020/4962 K.,2019/4044 E. ve 2019/5046 K. sayılı kararlarında “KTK’nın 88. maddesindeki “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51.) maddesindeki “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça kusur oranında sorumluluğa karar verilmesini istemediğine göre, davacının desteğinin de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Mahkemece; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacıların maddi zararının belirlenmesinde, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansımayacağı; KTK’nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazadaki kusurunun da davacıların sıfatı nedeniyle davacılara yansıtılamayacağı hususları gözönünde bulundurularak, herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminatın hüküm altına alınması gerekirken davalı sürücünün kusur oranına göre belirlenen tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır” şeklinde karar verilerek karşı araç sürücüsünün tazminatın tamamından müteselsilen sorumlu olacağı vurgulanmıştır. (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5931 E. – 2020/4962 K. ve 2019/4044 E. – 2020/5046 K. sayılı kararları). Bu doğrultuda davacıların, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan tazminat talebi nedeniyle, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, kazaya karışan karşı aracın sürücüsü , maliki ve iki aracın ZMMS Sigortacısı olan davalıların müteselsilen zararından tamamından sorumlu olduğu, dava dilekçesinde de kusur oranında değil müteselsilen tazminat talep edildiği gözetilerek değerlendirme yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kabul görmüş pay esasına göre “çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edildiği; Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalı olduğu; Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak payların düşeceği, Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun paylarının destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılarak, anne ve babaya verilmeyeceği; Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payının artacağı; Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payının diğerine aktarılacağı, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminatın bu ilkelere göre hesaplanmasının” benimsenmiştir. Somut uyuşmazlıkta Uyap sisteminden alınan desteğin nüfus kayıtlarından müteveffanın babası daha önce ölmüş olmakla beraber annesinin sağ olduğu halde aktüerya hesabında sağ olan anneye pay ayrılmaksızın hesaplama yapılmış olması ve pay hesabının Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kabul görmüş esaslarına göre yapılmamış olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı …, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, davalı … Sigorta A.Ş., davalı … Sigorta tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022