Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1675 E. 2022/1869 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1675
KARAR NO: 2022/1869
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2018/883 Esas – 2020/162 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 14/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 28.07.2018 tarihinde karşı istikametten gelen müvekkil … idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza dolayısıyla müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 100,00 TL maddi tazminatın (işgücü kaybı) kaza tarihi olan 28.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda”Davanın kabulüne, 47.115,74 TL tazminatın 27/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik ve denetime elverişli olmayan ATK raporuna yönelik yapılan itirazların dikkate alınmadığını, yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, sürekli iş göremezlik hali olarak belirlenen %9 oranının yüksek olduğunu, bilirkişi tarafından sürekli iş göremezlik tazminatı hesabı yapılırken işleyecek dönem hesabında yıllık gelirin yıllar itibarıyla güncelleme katsayısı ile çarpılarak güncel değeri hesaplandığını, buradaki güncelleme katsayısı malulün bu dönemler arasındaki yaşından yola çıkılarak hesaplanacak anüite (peşin değer veya irat) katsayısı olması gerektiğini, ancak bilirkişi tarafından yaşama olasılığının kullanıldığını, bu nedenle tazminat tutarı bilirkişi tarafından daha fazla hesaplandığını, bu hususun düzeltilmesi halinde tazminat tutarı 36.555,00 TL olarak tespit edileceğini, bu kapsamda eksik ve denetime uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle tesis olunan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28/07/2018 tarihinde davacının kullandığı … plakalı motosiklet ile davalıya zmms sigotalı … plakalı otomobilin çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi (sürekli iş göremezlik) tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza nedeniyle düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğu belirtilmiş, hükme esas ATK kusur raporu da aynı doğrultuda olup, davacının idaresindeki motosiklet ile muayenesi olmayan araçla seyir halindeyken farında meydana gelen arızayı da dikkate alarak seyrini daha kontrollü sürdürmediği, kavşaktaki hızını asgari hadde indirmediği, kendi can güvenliği açısından kask takması gerekirken de takmadığı anlaşılan olayda her iki sürücüye de %50 oranında kusurlu olduklarını tespit etmiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ile ATK kusur raporunun birbirini teyit ettiği ve davalı tarafın itirazında belirtilen davacının motoruna ait eksikliklerin de gözönüne alınarak kusur oranı tespit edildiği anlaşılmakla kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya raporunun istinaf talep eden davalı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği, davalı vekilinin aktüerya raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesinde tazminat miktarının fazla olduğu, geçici iş göremezlikten sorumlu olmadıkları yönünde itirazda bulunmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen hesaplama yöntemi ile ilgili itirazlarda bulunmamıştır. Bu durumda hesaplama yöntemi bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda Adli Tıp Kurumu Tarafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31/07/2019 tarihli kusur raporunda, kazada davacının ve karşı araç sürücüsünün %50′ şer oranında kusurlu olduğu, Selçuklu Üniversitesi Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 17/06/2019 tarihli maluliyet raporunda belirlenen maluliyet oranının %9 olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre sürekli iş göremezlik ve geçici işgöremezlik dönemine ait maddi zarar tespit edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde yalnızca sürekli işgöremezlik tazminatı talebi olduğundan, hesaplanan bu tazminattan geçici tazminatı indirerek davasını ıslah etmiştir. Bu durumda Mahkemenin gerekçesi uygun olmasa da sonuç olarak dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak ıslah gibi karar verildiğinden sonuç olarak davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.218,47 TL harçtan peşin alınan (54,40+750,22=)804,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.413,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/10/2022