Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1670 E. 2022/1308 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1670
KARAR NO: 2022/1308
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2016/218 Esas – 2020/290 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/02/2016 tarihinde müvekkilinin sevk idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyrederken … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit tutanağında …’nin asli kusurlu bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının iş göremezlik tazminatının 6100 sayılı Yasa’ nın 107. Maddesine göre belirlenmesine, dava tarihinden işletilecek avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili dava cevap dilekçesinde özetle; davacının geçici iş göremezlik tazminatından müvekkili sigorta şirketinin değil Sosyal Güvenlik Kurumu’ nun sorumlu olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının ise davacı tarafın var ise maluliyet oranının bilimsel ve denetime elverişli raporla tespit edilebileceğini, tazminata ile ilgili sorumluluklarına hükmedilmesi halinde ancak yasal faiz uygulanabilecek olduğunu, davacı tarafın avans faizine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğin beya Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın 09/01/2020 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen tutar üzerinden kabulü ile 31.014,65 TL sürekli, 5.952,53 TL geçici iş göremezlik zararı toplamı 36.967,18 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketçe sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu, bilirkişice tespit edilen %75 gibi yüksek oranda kusurun kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığı halde geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulduğunu, bilirkişi raporunda hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatının yüksek olduğunu, hükme esas alınan maluliyet, kusur ve aktüer bilirkişi raporlarındaki eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 20/02/2016 tarihinde davacının sevk idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı … sevk ve idaresindeki davalı Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı … plaka sayılı kamyonetin motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeni ile tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Mahkemece kusura bilirkişi raporu , kaza tespit tutanağının ve ceza mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporunun birbiri ile uyumlu olmasına, kusura ilişkin bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre kusura yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). HMK’nın 342/2. maddesinde istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, (e) bendinde istinaf başvuru sebeplerinin ve gerekçesinin bulunması gerektiği öngörülmüş, aynı kanunun 352/1-d maddesinde de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği düzenlenmiştir. Eldeki dosyada davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi incelendiğinde maluliyet ve aktüerya raporuna ilişkin istinaf gerekçesinin açıklanmadığı, HMK’nın 355.maddesi gereğince re’sen yapılan incelemeye göre de istinafa konu kararda kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığı anlaşılmakla HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince aktüerya ve maluliyet raporuna ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.525,22 TL harçtan peşin alınan 631,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.893,92 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/06/2022