Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1665 E. 2022/357 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1665
KARAR NO: 2022/357
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
NUMARASI: 2019/984 Esas – 2020/290 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 03/03/2014 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın yapmış olduğu trafik kazası neticesinde … plakalı aracın içinde yolcu konumunda olan müvekkillerinin murisi …’ın vefat ettiğini meydana gelen trafik kazasında kusurun … plakalı araç sürücüsünde olduğunu, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ve Kasko poliçesi ile sigortalandığını, müteveffa …’ın vefat etmesi nedeniyle desteğinden yoksun kalan müvekkillerinin maddi ve manevi tazminatlarından davalı sigorta şirketinin sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile sorumlu olduğunu belirterek maddi tazminat açısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik …’ın eşi … için 3.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, oğlu … için 50.000,00 TL manevi, oğlu … için 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 203.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 04/03/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 125.023,76 TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın Burdur’da meydana geldiğini, davacıların yerleşim yerinin Isparta olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin de İstanbul Kavacık’da bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, davanın esası yönünden de sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, davacı … yönünden 2.271,15 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın, davacı … yönünden 20.000 TL manevi tazminatın ve davacı … yönünden 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların kusur durumu ile davacıların desteğe olan yakınlıkları göz önüne alındığında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın artırılması gerektiğini, her bir davacının taleplerinin diğerlerinden bağımsız olarak kısmen kabul edilmesi göz önüne alındığında vekalet ücretlerinin infazda ya da iç ilişkide tereddüt yaratacak şekilde tek bir miktar olarak belirlenmesinin Kanun’un emredici hükmüne aykırı olduğunu, mahkemece davacı … lehine 2.271,15 TL vekalet ücreti takdir edildiği için davalı lehine de 2.271,15 TL vekalet ücreti takdiri gerekirken hükmün 6 numaralı bendinde AAÜT’nin 13/3 maddesi göz ardı edilerek davalı lehine reddedilen miktarın tamamı üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, hükmün 4 numaralı bendinde yargılama giderleri hüküm altına alınmışsa da dava açılışında ödenen başvuru harcı ile peşin harcın ve ıslah harcının yargılama giderlerine dahil edilerek kabul-ret oranına göre yargılamanın taraflarına yükletilmesinin isabetli olmadığını, ATK kusur raporu ücreti olarak ödenen 314,50 TL’nin yargılama giderlerine dahil edilmesi gerektiğini, istinaf başvurusunun kabul edilmesi halinde aleyhe bozma yasağının nazara alınmasını ve eğer aleyhe istinaf yok ise davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin artırılmamasını talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, kaza 03/03/2014 tarihinde dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta arka koltukta bulunan …’ın vefat ettiği, bu vefat nedeniyle müteveffanın eş ve çocukları olan davacıların maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı …’nın sevk ve idaresinde olan … plakalı kamyonet, davalı … Sigorta Şirketi nezdinde kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS ve Bileşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalıdır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacılar vekilinin istinaf itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak, her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken verilmemiş olması; Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2020 yılı AAÜT’nin 13/3.maddesinde maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek ücretin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği gözetilmeksizin fazla vekalet ücreti hesaplanması; Davacılar tarafından yatırılan ATK fatura bedelinin yargılama giderine dahil edilmemiş olması; Davanın kısmen kabulü halinde dahi Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harcın tamamından davalı tarafın sorumlu tutulacağı gözden kaçırılarak peşin harç ve başvurma harcının yargılama giderine dahil edilerek davanın kabul ve red oranına göre bölüştürülmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bu yöne değinen istinaf taleplerinin kabulüne ve hükmün düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak davalının istinaf talebi bulunmadığından usuli kazanılmış haklar gözetilerek İlk Derece Mahkemesi hükmü davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretleri bakımından aynen yerine kurulan hükme geçirilmiştir. Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı … yönünden 2.271,15 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın, davacı … yönünden 20.000 TL manevi tazminatın ve davacı … yönünden 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 2-)Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, 3-)Alınması gereken 3.229,09 TL nispi harçtan başlangıçta alınan 1.120,37 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.108,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-) a. Davacıların peşin yatırdığı 25,20 TL başvurma harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 693,35 TL peşin harç ve 427,02 TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, b. Yargılama sırasında davacılar tarafından yatırılan gider avansından harcanan tebligat ve bilirkişi masrafı olmak üzere 932,90 TL ile ATK rapor fatura bedeli 314,50 TL’nin toplamından oluşan 1.247,40 TL yargılama giderinden davanın red/kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 181,42 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesap edilen 2.271,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesap edilen 2.271,15 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalıya ödenmesine, 7-)Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine, 8)Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’a ödenmesine, 9-)Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı İlhan Doğan’a ödenmesine, 10-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 6.650,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine, 11-)Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine, 12-)Davalılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 92,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/02/2022