Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1643 E. 2022/257 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1643
KARAR NO: 2022/257
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2016/546 Esas – 2020/325 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/02/2011 tarihinde …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kusurlu hareketi ile yaya olan müvekkiline çarptığını, çarpma sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, bu kazanın oluşumunda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin iş ve güçten sürekli olarak mahrum kalacak şekilde sakat kaldığını, davalı şirkete müracaat yapıldığını, davalı şirket nezdinde … nolu hasar dosyası açıldığını, müvekkiline ödemede bulunulmadığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı trafik sigorta poliçesi karayolu motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası ile 13/03/2010/2011 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma ve tedavi giderleri taleplerinin kişi başına azami sorumluluk limitinin 175.000,00 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tespit edilecek kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacının kalıcı iş görememezlik tazminatı talebi bakımından davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığının 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, müvekkili şirketin hiçbir mesuliyeti olmamakla birlikte tazminat hesabının yapılması halinde davacının gelirinin somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, maluliyete ilişkin tespitlerin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 1.000,00 TL’lik maddi tazminat adı altında müvekkilinin hem sürekli iş göremezlik hem de geçici iş göremezlik tazminat kalemleri içerisinde talep edilmiş olduğunu, yerel mahkemece taleplerin ne kadarı geçici iş göremezlik ne kadarı sürekli iş göremezlik olduğunun ayrıştırılması için süre verilmeden doğrudan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ATK raporunda 3 ay geçici iş göremezlik durumu olduğu belirtilmişse de yerel mahkemece müvekkili adına raporda belirlenen 3 aylık geçici iş göremezlik durumu maddi tazminat kalemleri içerisinde olduğundan yerel mahkemece süre verilip ne kadar sürekli iş göremezlik ne kadar geçici iş göremezlik talebi olduğunu ayrıştırmasının istenmesi gerekirken usule aykırı olarak aktüer bilirkişiye gönderme taleplerinin reddedildiği gibi davanın da reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 21.02.2011 Tarihinde …’ nun sevk ve idaresindeki … Plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması neticesinde yaralandığı ve iş ve güçten sürekli olarak mahrum kalacak şekilde sakat kaldığı belirtilerek davacı için maddi tazminat talep edilmiştir. Dava dilekçesinde açıkça “Sonuç ve Talep:1-Yukarıda arzına çalışılan nedenler ve resen gözetilecek durumlar karşısında fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile sürekli sakatlık nedeniyle meydana gelen maddi zararların tazmini için 1000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, davalı … sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, 2-Fazlaya ilişkin maddi haklarımızın saklı tutulmasına,” ifadesi kullanılmış olduğundan dava konusunun sürekli sakatlık tazminatı olduğu, geçici iş göremezlik talebi olmadığı anlaşıldığından istinaf talebi yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/02/2022