Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1639 E. 2022/1409 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1639
KARAR NO: 2022/1409
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2016/97 Esas – 2019/1315 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olan … Plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeyken diğer davalı … igorta Şirketi’ne sigortalı olan sürücü … sevk ve idaresindeki … Plakalı araca 02/04/2014 tarihinde çarpması neticesinde çift taraflı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’ın yaralanarak sürekli sakat kaldığını, kazaya karışan her iki aracın da kusurlu olup bu hususun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, kazadan sonra müvekkilinin davalı sigorta şirketlerine ayrı ayrı başvuru yapıldığını, davalı … Sigorta A.Ş.’de ve diğer davalı … Sigorta Şirketi’nde hasar dosyaları açıldığını, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından müvekkiline 09/06/2015 tarihinde 11.184,00 TL ve diğer davalı … Sigorta Şirketi tarafından 08/06/2015 tarihinde 40.083,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin mağduriyetinin sigorta şirketleri tarafından ödenen miktarın üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkil … için her iki davalıdan ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının (davalı sigorta şirketleri azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 62.493,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta Şirketi’nden tahsilini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın sigortacı şirket tarafından tanzim edilen zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirket tarafından … Bankası İzmir – Kiraz Şubesi’nin 08/06/2015 tarih … kasa ve … fiş sayılı işlemiyle davacı yana 40.083,58 TL ödeme yapılarak sorumluluk yerine getirildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap konulu beyan dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından sorumlu olan miktarın ödendiğinden poliçe teminatı dahilinde başkaca hiçbir sorumlulukları olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın davalı … Sigorta Şirketi yönünden kabulü ile ıslah ile artırılmış 62.493,25 TL’nin temerrüd tarihi olarak ödeme tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınmaksızın hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun da hatalı değerlendirildiğini, davacının bakiye ömrü hesaplanırken kaza tarihindeki yaşı nazara alınıyor ise maluliyet oranının tespiti için de kaza tarihindeki yaşının nazara alınması gerektiğini, mahkemece, müterafik kusur indirimi yapılmasına ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini, hesaplanan zarardan, öncelikle müterafik kusur (ve hatır taşıması) indirimi yapılarak daha sonra müvekkili şirket ödemesinin indirilmesini böylece eksik ödeme olup olmadığının belirlenmesini, davacıların zararının gereği gibi karşılanmış olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, kaza tarihindeki verilere göre hesap yapılması halinde müvekkili şirkete karşı, tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletileceğini ancak güncel veriler kullanılarak hesaplanan işleyecek dönem zararına ayrıca faiz işletilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, gelecek dönem zararına geçmiş tarihten faiz işletilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, ıslah tarihinden, bu talebin kabul görmemesi halinde ise rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 02/04/2014 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Ödemiş istikametinden Kiraz istikametine seyir halindeyken kaza mahalli olan kavşak mahalline geldiği esnada aracının sağ yan kısmına seyir istikametine göre sağ tarafında Beydağ istikametinden gelerek kavşağa giren sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması neticesi dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, … plaka sayılı otomobilde yolcu olan davacının maluliyeti nedeniyle sürekli sakatlık tazminatını olaya karışan her iki aracın sigorta şirketleri olan davalılardan talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında her iki sürücüye de kusur verilmiş … plaka sayılı otomobil sürücüsüne asli kusur verilmiştir. Mahkemece ATK Trafik İhtisas dairesinden alınan raporda ise “Sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobili ile kontrolsüz ve ani bir şekilde kavşağa girerek aracının sağ yan kısmına çarpan araç nedeniyle meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır, sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobili ile kendisine hitaben bulunan DUR trafik işaret levhasını dikkate alıp gerekli ve yeterli kontrollerini yaparak tedbirli bir şekilde anayola girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüz bir şekilde yola girerek çarpışmanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını bölünmüş yol üzerinde seyir halinde olan araca vermediği olayda asli kusurludur.” belirlemesi yapılmıştır. Davacının yolcu olması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından kusura ilişkin istinafın reddi gerekmiştir. HMK’nın 319.maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada davalılar vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacı tarafından açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’ine değinen istinaf itirazına; Kaza tespit tutanağında emniyet kemeri ile ilgili kısım belirsiz olarak işaretlenmiş olup aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf itirazına; Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından hatır indirimine; KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesi ödeme yapıldığından güncel veriler üzerinden hesaplama yapılmış olsa da bu tarihin temerrüt tarihi olarak alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından temerrüt tarihine değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Maluliyet raporu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümünden alınmış olup maluliyet raporunda esas alınan yasal düzenlemeler (Yönetmelikler) açıklanırken, 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında ” denilmiştir. Oysa davacının maluliyet oranının az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek sadece kaza tarihi olan 23.11.2015 tarihinde geçerli bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği halde çelişki ve belirsizlik oluşturacak şekilde birden fazla yönetmeliği atıf yapılan ve hangi Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin belirlendiği anlaşılamayan ve farklı maluliyet oranları içeren yetersiz, çelişkili ve geçersiz olan maluliyet raporu esas alınarak karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde Mahkemece yapılması gereken, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı iyileşme süresi, kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler ve dosyada mevcut maluliyet raporunda oranları arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınmalı, bu raporun sonucuna göre aktüerya bilirkişisinden hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle yeniden rapor alınmalı sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022