Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1601 E. 2022/1368 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1601
KARAR NO: 2022/1368
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/1531 Esas – 2019/567 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.01.2014 tarihinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın bilgi ve yön levhlarına çarpması sonucunda 28.176,84 TL maddi hasar oluştuğunu, verilen zararda aracın asli kusurlu olduğunu, toplam hasar bedelinin sigorta şirketinden ihtaratlı olarak talep edildiği ancak bugüne kadar araç maliki ve sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı belirterek, 28.176,84 TL zararın davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen miktarın fahiş olduğunu, davacının sigortalısının kusurlu olduğunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, açılmamış sayılmasına karar verilmiş olan İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/97 Esas sayılı davasının devamı gibi görülmesinin mümkün olmadığını, açılmamış sayılmasına karar verilen bir davadan sonra açılmış olan yeni bir davanın zamanaşımını önceki davanın zamanaşımını kesmesinin mümkün olmadığını, davacı karayollarının bakım ve gözetimi altında olan yolda açılmış olan olağanca büyük bir çukura düşen kamyonun, düşmenin vermiş olduğu etkiyle yükselmesi sonucu meydana geldiğini, davacı karayollarının bakımı ve gözetimi altında bulunan yolda yağmur suyunun ve diğer birikinti sular dolayısıyla açılmış olan çukurun kapatılmaması, bahse konu çukurun derinliğinden kaynaklı aracın bu çukura düşmenin etkisi ile zıplaması neticesinde kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “HMK’nın 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 22.02.2019 tarihinde yapılmış olduğunu söylenen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 17. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiğini ve bu tebligata dayanılarak mahkemece yokluklarında duruşma yapıldığını ve dosyanın takipsiz bırakılıp işlemden kaldırılarak açılmamış sayılmasına karar verildiğini, tebligatın yapıldığı tarih ve saatte Karayolları 1.Bölge Müdürlüğü’nde bulunduğu halde tebligatın tarafına değil başka bir memura yapıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tensip zaptı ve 22/02/2019 tarihli duruşma gününün davacı vekiline tebliğine ilişkin tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 26. maddesinde, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğin aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, ayrıca 29. madde ile muhatabın geçici olarak başka yere gitmesi halinde tebligatın nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Davacı vekiline yapılan tebliğe dair tebligat mazbatasının incelenmesinde, mazbataya tebliğ memurunca maktu kaşe basıldığı ve “Aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan imzasına tebliğ ettim” kaşesi yanında yine kaşe olarak “…” ve “…” isimleri ile imzalarının bulunduğu, fakat tebligat yapılacak şahsın o yerde bulunup bulunmadığı araştırılmadığı, mazbataya bu hususun yazılmadığı, muhatabın geçici ayrılma nedenine ilişkin bir belirtme bulunmadığı gibi tebligatın hangi sıfatla bırakıldığının belirtilmediği görülmüştür. Yapılan tebligat bu haliyle usul ve yasaya uygun değildir. Usulsüz tebligata rağmen, dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ve buna bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022