Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1589 E. 2022/1307 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1589
KARAR NO: 2022/1307
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2017/109 Esas – 2020/189 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/10/2015 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yol kenarında bulunan müvekkili …’e çarptığını ve müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kazada müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, müvekkilinin beden gücü ve çalışma gücünü yitirdiğini, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davalının maddi tazminat ve tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı taraftan temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün davacının zarar görmesinde bir kusuru bulunmadığını, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin Trafik Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışı olduğunu, tedavi giderleri nedeniyle müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili sigortalısının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, aksi halde müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının maluliyet durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davacının davadan önce müvekkiline başvuru yapmadığını, müvekkilinin poliçede yazılı limitlerle sınırlı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın arttırılan haliyle kısmen kabulüne, 37.685,11 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalısı aracın sürücüsünün bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde aşırı hızlı olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir somut delil bulunmadığını, davacı tarafın annesi de sigortalının beyanını doğrulayacak şekilde çocuğun yol kenarında oynarken arabayı görünce aniden panik yaptığını ve yola çıkarak araca arka tarafından çarptığını beyan ettiğini, bu nedenle sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, kusur raporunun makine mühendisi tarafından tanzim edildiğini kusur durumunun tespit edilmesi için ATK trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, karara teşkil eden bilirkişi raporunda askerlik süresinin nazara alınmadığını, genel şartlar gereği rapor alındıktan sonraki dönem için hesaplama yapılması gerektiğini ancak raporda bakiye ömrün kaza tarihindeki yaşı nazara alınarak hesaplama yapıldığını, Yargıtay kararları uyarınca herhangi bir geliri olmayan mağdur için 18 yaşından önce geçici iş göremezlik hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu, davacının 18 yaşında olacağı dönem için yapılan hesaplamada asgari ücrete asgari geçim indiriminin dahil edilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesi için resen seçilen bilirkişinin, bilirkişi teslim tutanağında Makina Mühendisi, sıfatı tanımlanmış olup trafik kazalarında ehil olduğu anlaşılmakla bilirkişinin sıfatına yönelik istinaf yerinde değildir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/16409 Esas 2021/8432 Karar ) Mahkemece hükme esas alınan 23/06/2017 tarihli raporda olayın meydana geliş şekli ve tespitlere göre araç sürücüsünün meskun mahal dışında hız kuralını ihlal edip, dalgın, dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle olayda %75 oranında kusur olduğunu, çocuğun ise araç trafiğini dikkate almadan yol içinde oynamak, gelen aracı önceden görüp yoldan çıkmamak ve gördüğünde panikleyip yoldan çıkmaya çalışırken kazanın oluşumunda etkili olmak suretiyle %25 oranında kusurlu olduğunu açıklamıştır. Kusura ilişkin raporun incelenmesinde, bilirkişi tarafında olayın ayrıntılı değerlendirmesi yapılarak olaya uygun düşen KTK ilgili maddeleri uygulamak suretiyle belirleme yapılmış olduğu anlaşılmakla bu raporun hükme esas alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kusur belirlenmesine ilişkin istinaf yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … yönünden yapılan sürekli iş göremezlik tazminat hesabında askerlik süresinin ve 18 yaşına kadar Agisiz asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış olduğu , yine sürekli iş göremezlik halinin kaza tarihi ile gerçekleşmiş olması nedeni ile bu tarihten itibaren hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece geçici iş göremezlik tazminatı yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş olduğu görülmekle bu yöne değinen istinaf talebi de yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.574,26 TL harçtan peşin alınan (54,40+589,20=)643,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.930,66 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/06/2022