Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1568 E. 2022/1428 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1568
KARAR NO: 2022/1428
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2015/1022 Esas – 2020/212 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası yaptıklarını, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/48 D.İş sayılı dosyası ile, davalının kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporunda toplam zararının 29.349,00 TL olarak hesaplandığını, hasarlı aracını 13.000,00 TL’ ye sattığını, aracının değerinin 30.000,00 TL olması nedeni ile 17.000,00 TL tutarında zarara uğradığını, tedavi süresi içerisinde işten geri kaldığı nedenle 2.000,00 TL iş kaybından doğan zararı, 240,00 TL tedavi giderinden kaynaklanan zararı ve tespit masraflarından doğan zararı bulunduğunu belirterek, davalı sürücünün kusur oranına göre 15.135,00 TL tazminatın 16/03/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın şeritli yolun 3. şeridinde iken aracın kontrolünü kaybederek aracı sol şeride doğru süratle sürüp yolun en solunda seyreden müvekkili aracının ön sağ tarafına çarpması ile meydana geldiğini, olayın tek sorumlusunun davacı olduğunu, bilirkişi raporunu oluş ve hesaplamalar açısından kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; Davacının hasar tazminat bedeli talebinin 7.500-TL sürekli iş görmezlik tazminatının 1.420-TL geçici iş görmezlik tazminatının 7.738,18-TL, hastane tedavi gideri masrafı talebinin 65,50-TL olmak üzere toplam 16.723,68-TL’nin kabulü ile davalı sigorta yönünden dava tarihi olan 21/05/2015 davalı … yönünden kaza tarihi olan 16/03/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin gıyabında ve olay anında orada bulunmayan bir şahsın tanıklığı ile alkol miktarının yasal sınırının altında olduğu baz alınan gerçeğe aykırı bir bilirkişi raporu ile müvekkilinin kusurlu gösterildiğini ve yapılan alkol ölçümünün kazadan yaklaşık bir saat sonra yapıldığını, olayın çarpıtılarak davacı değil de müvekkili arkadan çarpmış gibi değerlendirme yapıldığını, maluliyet raporuna itiraz ettiklerini, kusur ve zarar oranlarının belirlenmesi için alınan 4 raporunda birbiri ile çeliştiğini, davacı tarafından sunulan 12/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile araç hasarı ve geçici iş göremezlik yönündeki talebi ile dava değeri azaltıldığından ıslahın mümkün olamayacağını, hastane giderleri yönündeki talebine dair belge sunulmayıp ispat edemediğini, yapılan delil tespitin taraflarına haber verilmeden kazadan aylar sonra yaptırıldığı için talep edilemeyeceğini,yargılama gideri içinde gösterilmesi erektiğini, sürekli iş göremezlik tazminat talebi olmadığını talepten fazla karar verildiğini, mahkeme kararının anlaşılır ve net olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 16/03/2015 tarihinde davalı sürücü … yönetiminde seyir halinde olan, davalı şirkete sigortalı … plakalı araç ile davacı sürücü … yönetiminde aynı yönde seyir halinde olan … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK`nun 194/1. maddesinde; “…taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar…” hükmüne; 31. maddesinde ise “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açısından belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteği belirlenip uyuşmazlık buna göre çözüme kavuşturulmalıdır.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre dava dilekçesi sonuç kısmında iş kaybı, hastane masrafı, mahkeme masrafı ve maddi zararına karşılık 15.135,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ancak tazminat kalemleri yönünden HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacı vekiline bu açıdan talebini açıklamak ve gerektiğinde düzeltmek konusunda süre verilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargılama sırasında aldırılan 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirket tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü davalı … olayda % 50 oranında, Davacı …’ın olayda % 50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. 22/10/2018 tarihli 2. bilirkişi raporunda; Davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın davalı sürücü …’un kusursuz olduğu, … plakalı aracın davacı sürücüsü …’ un asli ve tam kusurlu %100 oranında olduğu belirtilmiştir. Karayolları Fen Dairesinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ın 2918 Sayılı kanunda yasaklanan ve ayrıca asli kusur kabul edilen davranışları yerine getirmesi dolayısıyla kusurlu olduğundan, sürücü …’ın dava konusu kazanın meydana gelmesini önleyebilme adına alabileceği bir tedbir bulunmadığından, kazanın meydana gelmesinde etkisi olduğunu gösteren somut bir olgu bulunmadığından, sürücü …; dava konusu olayda %100 kusurlu, sürücü … (…); dava konusu olayda atfe kabil kusuru olmadığı belirtilmiştir. İTÜ bilirkişi heyetinden aldırılan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … yönetimindeki otomobille sol şeritte seyredip olay mahalline yaklaşırken sağındaki şeritte seyreden davacının yönetimindeki otomobilin solundan geçmek isterken sağındaki otomobilin konumunu göz önüne alması ve bu otomobile temas etmeyecek şekilde daha sola çekilerek geçmesi gerektiği halde bunu dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmakla %50 oranında, davacı …, seyrettiği şeritte şeridin ortasından seyretmesi halinde kazanın olmayacağı, bu durumda davacının solundaki şerit çizgisine çok yakın bir şekilde seyretmesi ile kazanın meydana gelişi arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmakla %50 kusurlu olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kusurun belirlenmesi için alınan 20/05/2019 tarihi bilirkişi raporunda olayın oluş şekli dikkate alınarak değerlendime yapıldığı, bu durumda bilirkişi raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, kazanın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığına göre Mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin kusur raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan ATK 3. İhtisas Kurulu maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 323. madde gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan giderler yargılama giderlerinden olup HMK’nın 332. madde gereğince mahkemece resen hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle talep edilen ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarih, 2015/14634 Esas ve 2016/2848 Karar sayılı kararı). Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022