Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1539 E. 2022/49 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1539
KARAR NO: 2022/49
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/12/2016
NUMARASI: 2015/455 Esas – 2016/871 Karar
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı kurum arasında, istihdam garantili kurs verilmesi amacıyla eğitim sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre son hakedişinin yatırılmaması sebebiyle davalı hakkında takip başlattığını, paranın ödenmesi için davalıya başvurduğunu ancak kendisine, istihdam yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususun incelendiğini söylediklerini, kabul anlamına gelmemek üzere; istihdam yükümlülüğü ile ilgili bir problemin varlığı halinde dahi, bunun sözleşmeye göre hakedişlere el konulmasına cevaz veren bir durum olmadığını, bunun ancak henüz takibe konu etmedikleri, sözleşmede %20 bloke tutar olarak yer alan alacak kalemine ilişkin olduğunu, sözleşmeye göre hakedişlerin istihdam yükümlülüğü beklenmeksizin ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, sınavda başarılı olan kursiyerlere davalı idare, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve yüklenici ile birlikte düzenlenen Kurs Bitirme Belgesi verildiği halde, sözleşmenin 10.maddesi uyarınca, takip eden ayın başında ödenmesi gereken ve takibe konu edilen hakediş bedellerinin ödenmediğini, sözleşme süresi içinde davalı tarafından herhangi bir şekilde sözleşmenin feshi yoluna gidilmediği gibi, sözleşmeye aykırılık iddiasıyla ulaşmış herhangi bir ihtarnamenin de bulunmadığını, şirkete sahtecilik gibi genel bir ithamla parayı ödememe kastı güden davalının sahtecilik iddiasını savcılık şikâyetine konu ettiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/80129 H. 2014/63946 K. sayılı dosya ile sahtecilik yapıldığına dair somut delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla başlatmış oldukları icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 174.648,76 TL alacağın reeskont faizi ile tahsiline, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mevzuatta, Denetim Kurulunca yapılacak denetimler ve/ veya Şube Müdürlüğünce yapılacak tespitlere bağlı olarak, yükümlülükte bir uygunsuzluk varsa ihtarsız sözleşmenin feshedileceğinin, hakediş ödenmesinin durdurulacağının ve ödenenlerin faiziyle alınacağının yazılı olduğunu, söz konusu eğitimlerden mezun kursiyerlerin şikayetleri üzerine başlatılan incelemede de bir takım uygunsuzlukların tespit edildiğini (istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirildiğini, bir kursiyerin eğitim aldığı alanda istihdam edilmediğini, kursiyerlerin çalıştırıldığı işyerlerine gidildiğinde sadece yol parası verilerek çalıştırılabileceği ya da 6 ay staj zorunluluğu olduğundan bahisle sadece yol-yemek parası verilerek çalıştırılabileceğinin söylendiğini, bazı kursiyerlerin bir işyerinde çalıştırıldığına dair işe giriş bildirgesi sunulan kursiyerlerden orada hiç çalışmadıklarını, belgedeki imzaların kendilerine ait olmadığını söylediklerini) bu durumun davacıya bildirildiğini, hatta ödemelerin geri istendiğini, ihtarat yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı vekilinin davasının kısmen kabulüne,2-Davalının B.Köy …İcra Müd’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 138.531,96 TL’lik asıl alacak ve 15.927,50 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talepnamedeki şartlarla faiz uygulanmasına, takibin yine talepnamedeki sair şartlarla devamına, -Davalının, hükmedilen alacağın 154.459,46 TL’nin %20’ı olan 30.891,89-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ,-fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın istihdam garantili kurs hizmetinde bazı kursiyerlere uygulamalı eğitimin verilip verilmediğine ilişkin olmadığı, mezun olan kursiyerlerin istihdam aşamasında davacı ile ilgili bildirdiği şikayetler üzerine yapılan incelemeler neticesinde tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin olduğu, bu tespitler neticesinde davacı şirketin istihdam yükümlülüğünü kısmen yerine getirdiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.12.maddesi uyarınca bloke edilen tutarların ödenmediği, yapılan usulsüzlüklere ilişkin soruşturma başlatıldığı, sözleşmenin feshedildiğini, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun olaya uygun olmadığı, davalı kurumun davacıdan alacaklı olduğu, herhangi bir borcu bulunmadığı, aynı zamanda davalı kurumun 4904 sayılı Kanun’un 23.maddesi gereğince harçtan muaf olmasına rağmen davalı kurum aleyhine harca hükmedilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dairemizin 25/05/2017 tarih, 2017/236 Esas ve 2017/332 Karar sayılı kararı ile “Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2016 tarih ve 2015/455 Esas, 2016/871 Karar Sayılı kararına karşı yapılan davalı tarafın istinaf talebinin esas yönünden 6100 Sayılı HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince Reddine,2-Davalı tarafın harç yönünden yaptığı istinaf talebinin kabulü ile, 6100 Sayılı HMK 353/1-b(2) maddesi gereğince bu yöndeki hükmün düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına” karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 tarih, 2017/8095 Esas ve 2020/5495 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar karar verilmiş, Dairemiz tarafından bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Taraflarca gösterilen ve toplanan delillerden, davacı vekilinin dava dilekçesi ve sözlü beyanlarına, davalı vekilinin yazılı ve sözlü beyanlarına, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, müzekkere yanıtları, taraflar arasındaki sözleşmeler, hakediş raporları, ekli belgeler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasındaki uyuşmazlık 09/10/2012 tarih ve … nolu 50 kişilik saç bakım ve yapımı, 31/10/2012 tarihli … nolu 86 kişilik cilt bakım ve güzellik elemanı, 26/12/2012 tarih ve … nolu 50 kişilik saç bakım ve yapımı konulu sözleşmeler ve sözleşmeler kapsamında ödenmeyen Mart/2012 hakedişi, Nisan/2012 hakedişi, Mayıs/2012 hakedişi ve Haziran/2012 hakedişi alacağına ilişkin davacı şirket tarafından davalı kurum aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile asıl alacak ve işlemiş faizleri toplamı 174.648,76 TL alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine iptali istemine dayanmaktadır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 tarih, 2017/8095 Esas ve 2020/5495 Karar sayılı bozma ilamı gereğince üç kişilik mali müşavir bilirkişi heyetinden rapor ve itirazlar üzerine ek rapor alınmıştır. Davalı cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde sözleşmelerin yürütümü ile görevli Başakşehir Hizmet Merkezince davacının (yüklenicinin) istihdam süreci ile ilgili Kuruma yanıltıcı bilgi ve belge verildiği ayrıca istihdam evraklarının incelenmesiyle yüklenicinin istihdam yükümlülüğünü kısmen yerine getirdiği ve aslında bazı kursiyerlerin fiilen çalışmadığı, belgelerdeki imzaların kursiyerlere ait olmadığının tespit edildiği, bu nedenle öncelikle, “İstihdam Yükümlülüğü’ ne ilişkin 23. maddenin 23.1, 23.2 ve 23.4/4. bentlerini ihlal ettiği tespit edildiğini, bunun yanı sıra, söz konusu yüklenici ile gerçekleştirilen işgücü yetiştirme kurslarında Sözleşmenin 33. maddesi kapsamında Yüklenici tarafından sahte belge düzenlendiği veya buna teşebbüs edildiğinin tespit edilmesi nedeniyle, sözleşmelerde hüküm bulunmayan “Hüküm bulunmayan haller” başlığı altında yer alan “Bu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde, Türkiye İş Kurumu Mevzuatı geçerli olacağı, Türkiye İş Kurumu mevzuatında hüküm bulunmaması halinde ise genel hükümlere göre işlem yapılacağı yönündeki düzenleme gereği İşlemler El Kitabı ”4.1.1.7.4 Kursların İptal Edilmesi ve Yasal Yaptırımlar” başlığı altında yer alan hüküm gereğince davacı firmaya yazılan 09.01.2014 tarih ve 5153 sayılı yazı ile imzalanılan sözleşmelerin 33.1/d ve 33.1/e maddelerinin ihlal edilmesi dolayısıyla sözleşmelerin feshedildiğinin bildirildiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Tarafların arasındaki sözleşmelerin “İdare tarafından Sözleşmenin Feshedilmesi Şartları” başlıklı 33. maddesinin d bendine göre “Eğitim programının devamı sırasında yüklenici tarafından fiile tevhit nüfuz kullanmak, çıkar sağlama, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşme konusu işlemlere fesat karıştırılması veya buna teşebbüs edilmesi”; e bendine göre “Yüklenici tarafından sahte belge düzenlenmesi veya buna teşebbüs edilmesi, bu yollarla idareye zarar verilmesi” sözleşmenin feshi sebebi kabul edilmiştir. Sözleşmelerin 33.1/d ve 33.1/e maddeleri ve dosyadaki mevcut delillere göre değerlendirme yapıldığında; davalı kurum tarafından, davacı şirketin davalı kuruma taahhüt edilen sayıda kursiyerin istihdam edildiğine dair gerçeği yansıtmayan bilgi ve belgeler sunduğu ve bu şekilde nitelikli dolandırıcılık yaptığı iddiası ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmış olduğu suç duyurusu kapsamında yapılan soruşturma sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/80129 Esas ve 2014/63946 sayılı kararı ile kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Bu durumda soruşturmanın takipsiz kararı ile sonuçlanması ve soruşturma dosyası dışında davalı kurum tarafından, davacı yüklenici tarafından sözleşme konusu işlemlere fesat karıştırıldığı veya buna teşebbüs edildiği ile sahte belge düzenlendiği veya buna teşebbüs edildiğini ispat edilemediğinden tarafların arasındaki sözleşmelerin 33.1/d ve 33.1/e maddelerindeki fesih koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından davalının sözleşmelerin feshi nedeniyle alacak talep edilemeyeceği yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 10/2.maddesinde “Hizmet satın alınarak düzenlenen istihdam garantili kurslarda; aylık hakedişlere göre yükleniciye ödenmesi gereken tutarın % 20’si bloke edilerek ödenecektir.” hükmüne, sözleşmenin 10/9.maddesinde “Yüklenici tarafından istihdam yükümlülüğünün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi durumunda, bloke edilmiş olan % 20 tutarındaki sözleşme bedeli idare tarafından yükleniciye ödenmeyecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta icra dosyası kapsamında sözleşmelere ilişkin Mart/2012 hakedişi, Nisan/2012 hakedişi, Mayıs/2012 hakedişi ve Haziran/2012 hakedişinin talep edildiği, %20 oranında blokede tutulan kısmın takip konusu olmadığı anlaşıldığından bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Taraflar arasındaki Sözleşmelerin 9. maddelerinde sözleşmenin bedeli, türü ve süresi 10. maddelerinde ödeme yeri ve şartları; 10/4.maddelerinde hakediş ödemesinin kursiyerler için hazırlanan MEB onaylı kurs bitirme belgelerinin il/şube müdürlüğüne teslim edilmesinden sonra yapılacağı; 10.10. maddelerinde istihdam yükümlülüğünü tamamen yerine getirmeyen yüklenicilerden tüm giderlerin geri alınacağı ve varsa alacaklarından mahsup edileceği; 10.11. maddelerinde istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirilmesi halinde ödeneğin nasıl yapılacağı; 21.maddelerinde davalı kurumun denetim yetkisi ve kapsamı, 23. maddelerinde istihdam yükümlülüğünün kapsamı; 23.4.(3) maddelerinde istihdam yükümlülüğünün hiç yerine getirilmemesi halinde bloke tutarı ödenmeyeceği; 23.4.(4) maddelerinde istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirilmemesi halinde istihdam edilmeyen her bir kursiyer için toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesi ile bulunan kişi başı ortalama maliyetin yükleniciden geri alınacağı ve/veya varsa bunları alacaklarından mahsup edileceği ve bloke tutarı ödenmeyeceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından 24/06/2013 tarihli tutanak başlıklı yazıdan kurs bitirme belgesi almaya hak kazanan kişilere belgeleri imza karşılığı teslim edildiği ve suretle davacının Sözleşmelerin 10/4.maddelerinde düzenlenen kurs bitirme belgelerinin teslim edilmesi yükümlülüğünü yerine getirdiğinden davacı şirketin söz konusu kurslara ait hakediş bedellerini talep etme hakkının doğmuş bulunduğunun kabulü gerekeceği, davacının hakediş belgelerini de düzenleyerek davalı kuruma teslim ettiği ancak ödeme alamadığı, Dairemizce alınan bilirkişi heyeti ek raporuna göre de davacı … Ltd. Şti.’nin sözleşmelerin 23. maddesinde düzenlenen istihdam yükümlülüğü kapsamında ki yükümlülüğünü kısmen yerine getiremediğinin tespiti karşısında davacıya sözleşmelerin 10.11. maddeleri gereğince hakediş ödemesi yapılması gerektiği, aynı bilirkişi heyet raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının 138.531,98 TL hakediş alacağı bulunduğu, davalının 01.12.2013 tarihinde temerrüde düştüğü, takip tarihine kadar 15.678,78 TL yasal faiz hesaplandığı, davacının 138.531,98 TL hakediş ve 15.678,78 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 154.210.76 TL alacak talep edebileceği tespit edildiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları içeriği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapıldığında; davacının sözleşme gereğince kursiyerlere vermesi gereken eğitimi vererek üzerine düşen edimi yerine getirmiş olması, davalı tarafından kurumun istihdam yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve sözleşmenin ihlal yönündeki tespitlerinin sözleşmenin 21.maddesi hükmüne uygun olarak denetim yapılmamış olması, davalı kurumun davacının sahte belge düzenlediği yönündeki iddiasını da ispat edememiş olması (Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/80129 esas 2014/63946 sayılı karar ile kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olması), sözleşmelerin 33.1/d ve 33.1/e maddelerine dayalı fesih koşullarının oluşmamış olması nedeniyle yapılan feshin geçersiz olmasına göre davacının, davalı tarafça ödenmemiş olan hakedişleri davalıdan talep etmesi haklı olup alınan gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi ek raporundaki hesaplama da dikkate alındığında mahkemece asıl alacak bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul, yasa ve dosya kapsamına göre isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak işlemiş faiz miktarının icra takibinde hatalı gösterildiği anlaşıldığından işlemiş faiz miktarı yeniden kurulan hükümde düzeltilmiştir. 4904 sayılı Kanun’un 23.maddesi gereğince davalı Türkiye İş Kurumu harçtan muaf olduğundan aleyhine harç yükletilemeyeceği gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davalının bu husustaki istinaf talebinin kabulüne karar verilerek hüküm düzeltilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas ve 2021/205 Karar sayılı kararı açıklandığı üzere temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı nedeniyle taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek taraf vekilleri yararına ayrıca istinaf incelemesi bakımından vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2016 tarih, 2015/455 Esas ve 2016/871 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-a)Davacı vekilinin davasının kısmen kabulüne, b) Davalının Bakırköy … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 138.531,96 TL’lik asıl alacak ve 15.678,78 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen yasal faiz uygulanmasına, c) Davalının kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, 2-Davalı harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yatırılan 2.109,33 TL peşin harç ile 27,70 TL başvuru harcının davalı harçtan muaf olduğundan karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacının tarafından sarf edilen 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 134,00 TL posta masrafı toplamı olan 1.634,00 TL ile davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 48,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.148,25 TL’nin genel toplamı olan 3.782,25 TL ‘den kabul-red oranına göre hesaplanan 3.339,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen 10,00 TL posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 342,00 TL posta masrafının toplamı 352,00 TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 41,19 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına, 6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, hesaplanan 18.600,02 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Avukatlık Ücret Tarifesine göre, hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflarca yatırılan gider avanslarından kalan kısmın taraflara iadesine, Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2022