Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1530 E. 2022/1401 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1530
KARAR NO: 2022/1401
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2017/795 Esas – 2020/284 Karar
DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … Sigorta A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline sigortalı … plakalı bu aracın 28.02.2015 tarihinde davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış … plakalı araçla kaza yaptığını, kaza tespit tutanağına göre her iki aracın da % 50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kendi sigortalılarının önce Sigorta Tahkim Kuruluna başvurduklarını, buradan verilen karara karşı da Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine gittiklerini, Sigorta Tahkim İtiraz Hakem Heyetinin de kendileri aleyhine tazminata hükmettiğini, hükmedilen tazminatın Elazığ … İcra Dairesinin … ve Elazığ … İcra Dairesinin … sayılı dosyalarından icra takibine konulduğunu, bu dosyalarda toplam 188.126,59 TL ödeme yaptıklarını, meydana gelen kazada her iki araç sürücüsünün de % 50 oranında kusurlu olmaları nedeniyle ödemek zorunda kaldıkları 188.126,59 TL tazminat miktarının % 50’sinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu bu nedenle de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 62’ye göre davalı sigorta şirketine rücu ederek davalı aleyhinde İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ödenen tazminattan kendi sigortalılarının kusuru ölçüsünde sorumlu olduklarını, bunun için de meydana gelen kazada kusur incelemesinin yapılması gerektiğini, ticari faiz istenemeyeceğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 47.031,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve katılma yolu ile davacı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı Ankara … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda özetle; Kusur durumuna ilişkin 28.12.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna karşı bir itiraz dilekçesi verdiklerini ve mahkemece seçilecek bir Teknik üniversitenin uzman akademisyenlerinden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak kusur oranlarının yeniden değerlendirilmesini talep ettiklerini ancak Mahkemece gerekçe gösterilmeden talebin reddedildiğini, Adli Tıp Kurumu’nun kusur tespitinin hatalı olduğunu, asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiğini, sundukları yazışmalardan anlaşılacağı üzere davalı şirketin mağdur şahsa ödeme yaptıkları tarihten önce bile işbu kazadan ve tazminat talebinden haberdar olduklarını, davaya konu takip talebindeki işlemiş faiz alacaklarının da kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketinin tahkim yargılama esnasında herhangi bir ihbar ve başvuru olmadığından sadece ana alacaktan sorumlu olduğunu, faiz ve yargılama, ücretlerinden sorumlu olamayacağını, müvekkil şirketin savunmalarının dikkate alınmadığını ve neden dikkate alınmadığına dair gerekçe gösterilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin müteselsil sorumluluk kapsamında rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 28.02.2015 tarihinde davacı sigorta şirketine ZMMS poliçeli ile sigortalı dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı çekici ve çekiciye takılı … plaka sayılı yarı römorkun çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan …’ün vefat ettiği, müteveffa …’ün mirasçıları olan … ve …’ün davacı şirkete başvurup destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeleri üzerine hesaplanan tazminat miktarının kabul edilmediği ve Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurdukları, Sigorta Tahkim Komisyonunun … için 95.445,81 TL, … için 87.606,19 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesapladığı %50 kusur durumuna göre davacı şirketin …’e 47.722,91 TL, …’e ise 43.803,09 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine kararı verdiği, başvuru sahiplerinin itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin başvuru sahiplerinin bu itirazlarını kabul ettiği, … için hesaplanan 95.445,81 TL ve … için hesaplanan 87.606,19 TL’nin tamamının davacı şirket tarafından başvuru sahiplerine ödenmesine karar verildiği, başvuranlar vekili tarafından Elazığ …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden kararın takibe konulduğu ve davacı şirket tarafından icra dosyasına 28.04.2016 tarihinde 186.791,67 TL ödendiği, karardaki itiraz ücreti ile ilgili yapılan bir yanlışlığın başvuru sahiplerinin tavzih talebi ile düzeltildiği, 27.04.2016 tarihli tavzih kararından kaynaklanan itiraz ücreti farkının da başvuranlar vekili tarafından Elazığ …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğundan bu dosyaya da 1.334,92 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Müteveffa … için hak sahiplerine ödenen toplam 188.126,59 TL tazminatın davalıya sigortalı aracın %50 kusur durumuna isabet eden 94.063,29 TL’lik kısmının tahsili için davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takip başlatıldığı, borca itiraz ettiğinden işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Sigorta Tahkim heyeti kusur incelemesi yapmadığından Mahkemece ATK trafik ihtisas dairesinden rapor alınmış davalıya sigortalı aracın sürücüsü %25 kusurlu, davacı sigortalı aracın sürücüsü %75 kusurlu bulunmuştur. Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ATK trafik ihtisas dairesinden rapor alınmış davalıya sigortalı aracın sürücüsü tali kusurlu, davacıya sigortalı aracın sürücüsü asli kusurlu bulunmuştur. İTÜ makine mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda da aynı sonuca varılmıştır .Kaza tespit tutanağında her iki sürücü de aynı kuralı ihlalden kusurlu bulunmuş oran belirtilmemiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. KTK’nın 88. maddesindeki “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51.) maddesindeki “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Yine TBK’nın 62/2. maddesinde ise “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Somut olayda davacı sigorta şirketi çift taraflı kazada yolcunun vefatı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin nihai kararı ile ödeme yaptığına, KTK’nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunduğunu tespit edilmiş olmasına, zarardan müteselsilen sorumlu olan davacı sigortacının ödeme yaptıktan sonra diğer müteselsil sorumlulara rücu hakkını kullanabileceğine, rücu için davanın ihbarı gerekmemesine, ödeme yapan müteselsil borçlunun yapılan tüm ödeme miktarı (ası alacak, işlemiş faiz, vekalet ücreti, icra harç giderleri de dahil) üzerinden rücu hakkı bulunmasına göre Mahkemece açıklanan gerekçe doğrultusunda bu alacak kalemleri içinde davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Başlatılan icra takibinde işlemiş faiz de talep edilmiş ancak mahkemece davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt oluşmadığı gerekçesi ile işlemiş faiz talebinin reddine takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Oysa davacı şirketin ödeme tarihi aynı zamanda sorumlu olan diğer müteselsil davalıya rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiği de gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/8773 E. ve 2018/3177 K. sayılı kararı). O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken hesap bilirkişisinden, mevcut raporda takip tarihi değil ödeme emri tebliğ tarihine kadar hesaplama yapılmış olması nedeniyle bu hükme esas alınamayacağından, rücu edilen alacağın ödeme tarihinden İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-a. Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, b. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.212,69 TL harçtan peşin alınan 803,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.409,49 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2022