Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1523 E. 2021/98 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1523
KARAR NO : 2021/98
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI: 2015/1094 Esas 2020/173 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacının trafik kazası nedeniyle gelen hasta … hakkında gerekli tedavi işlemlerini yerine getirdiğini, tedavi işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 2918 sayılı KTK 8/b maddesi gereğince sağlık kuruluşları verdikleri hizmetlerin bedelinin tamamını sigorta kuruluşlarından tahsil edebileceklerini, bu nedenle kazaya neden olan şahsın sigortasının bulunduğu davalı şirkete tedavi bedellerinin tahsili için 20/04/2010 tarihinde fatura düzenlendiğini, davalı şirkete tevdi edildiğini, davalı şirketten ön provizyon istendiğini, davalı tarafından ön provizyon verildiğini, bunun üzerine işlemlere devam edildiğini, davacı lehine 1014788-1 no.lu dosyanın açıldığını, … tarafından ekli evrakın gönderildiğini, davacı tarafından davalı şirkete 29/04/2010 tarihinde ihbarda bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, Çorlu …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, 28/01/2011 tarihinde davalı şirketin haksız itiraz ettiğini belirterek 68,706,21 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın tedavi giderlerine ilişkin olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davalı … ile davalı şirket arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunmadığını, davanın itirazın iptali davası olmadığını, kazanın 21/12/2009 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 03/11/2015 tarihinde açıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir. Davalı … vasisi… cevap dilekçesinde özetle; davalının 18 yaşını doldurmuş olduğunu, konuşma ve çalışma yeteneğinden mahrum olduğunu, bu halin kaza nedeniyle oluştuğunu, ödeme yapma imkanının olmadığını, babası olarak kendisine emekli maaşıyla baktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı hastanede davalı …’in trafik kazası nedeniyle getirildiği ve gerekli tedavi işlemlerinin yerine getirildiğini, tedavi işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Kanununun 8/b maddesi gereği sağlık kuruluşlarının vermiş oldukları hizmetlerin bedelinin tamamını sigorta şirketlerinden tahsil edebileceklerini bu nedenle kazaya sebebiyet veren şahsın sigortasının bulunduğu davalı şirkete tedavi bedellerinin ödenmesi için 20/04/2010 tarihinde fatura düzenlendiğini, davalı şirketten ön provizyon alındığını ancak ödenmediğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda SUT değerlerine kadar 6111 sayılı Yasa kapsamında ödeme sorumluluğunun SGK’da bulunduğunu, SUT değerini aşan tedavi giderinden davalı … şirketinin %25 kusuru oranınca ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu bulunacağını, diğer davalı …’in %75 kusuru oranınca SUT değerini aşan tedavi gideri yönünden sorumlu bulunacağını, ek raporda ise SGK’nın trafik kazası nedeniyle yaralanmalarda sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK’yla anlaşması olan olmayan tüm sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinden SUT fiyatları esasıyla sorumlu olduğunu, olay nedeniyle yaralanan davalı …’e davacı hastanede yapılan tedavilerin kişinin yaralanması ile ilgili ve tıbben uygun olduğunu, SUT fiyatının 91.608,28 TL olduğunu, davalı yaralananın %75 kusurlu olduğundan bu miktarın %25i olan 22.902,07 TLlik kısmından SGK’nın sorumlu olduğu bildirildiği halde, müvekkilinin hak edişinin talep edilebilir olduğu belirttiğini ancak SGK’dan hiçbir ücret ödenmediğini, müvekkilinin faturalarını kestiğini, devlete stopat ve KDV ödediğini, ödeme alamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası sonucu davalı yaralananın davacı hastanede gördüğü tedavinin bedelinin davalı karşı taraf sigorta şirketi ve davalı yaralanandan tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre fatura bedelleri SUT kapsamında olup SGK bu miktarın %25 kusura isabet eden kısmından sorumludur. Mahkemece SUT değerini aşan tedavi giderinin hesaplanmadığı, sağlık harcamasının kişide oluşan araz bakımından tıbben uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. 13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.2.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı…” hükmüne yer verilmiş; 6111 Sayılı Yasanın Geçici 1.maddesinde de “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılanacağı…” hükmü getirilmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, 6111 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan ve belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten, sürücü ve sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/683 Esas ve 2020/5123 Karar sayılı kararına göre; “… KTK’nın 98.maddesinde; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü mevcut olup; 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. Bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.Davacı vekilince faturaya istinaden talep edilen tedavi giderleri konusunda alınan raporda bilirkişi tarafından SUT kapsamında hesaplama yapılmış olup anılan hesaplama yöntemi usul ve yasaya uygun değildir. Danıştay Onbeşinci Dairesinin önce 14.11.2013 tarihinde yürütülmesinin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, 2013/7713 esas ve 2016/1779 sayılı kararı ile trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. Bundan sonraki trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacaktır. Bu durumda; mahkemece, bilirkişi tarafında SUT’a göre hesaplama yapan alternatife göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.Somut uyuşmazlıkta kaza, 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce 21/12/2009 tarihinde meydana gelmiş, dava ise aynı kanunun yürürlük tarihinden sonra açılmıştır. Mahkemece SUT hükümleri uygulanmaksızın tedavi giderlerine ilişkin faturaların hizmet ile uyumlu ve gerekli olup olmadığı konusunda kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı, 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise kusurlu olmaları halinde davalıların sorumlu olacağı tutarın hesaplanması için yaralanma bölgesine göre uzmanlığı bulunan doktor bir bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken SUT hükümlerine göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/01/2021