Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1521 E. 2022/457 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1521
KARAR NO: 2022/457
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
NUMARASI: 2014/1159 Esas – 2020/258 Karar
DAVA: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının maliki olduğu … plakalı aracın, davacının oğlu … yönetiminde iken 25/08/2012 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, aracın … Sigorta tarafından sigortalı olduğunu, davalı … Sigortanın teklifi üzerine aracın maddi hasarının giderilmesi için diğer davalı … A.Ş.’ye teslim edildiğini, ancak kullanılan parçaların kusurlu ve ayıplı olduğunu, davacıya ait araçta yan sanayi veya çıkma parçalar kullanılmış olduğunu beyanla, 13.695,54 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 16/04/2019 tarihli dilekçesi ile, davayı ıslah etmiş, buna göre; parçalar, işçilik ve yedek parça ile ilgili zarar bedeli toplam 13.369,76 TL, yolcu airbağ ünitesi, direksiyon pompası, marş tesisatına ilişkin zarar bedeli 4.291,08 TL, araçtan yararlanamadığı süreye denk gelen mahrumiyet bedeli 4.740,00 TL olarak ıslah ettiklerini açıklayarak, bu kalemlerin aracın teslim alındığı tarih olan 19/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Eksper raporu ile onarım bedeli olarak belirlenen zarar miktarının 15.649,32 TL olduğunu, davalı şirketin bu bedeli ödemekle üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, sigortalı aracın 16.000 -17.000TL karşılığında onarılabileceğine dair teklifler bulunmasına karşın, en uygun teklifi … A.Ş. verdiği için onarımın bu serviste gerçekleştirildiğini, davacı sigortalının 15.649,32 TL üzerindeki talebinin haksız ve mesnetsiz nitelikte olduğunu, davacı vekilinin araçta yan sanayi ve çıkma parçaların kullanıldığını, bu nedenle de 7.648,10 TL değer kaybı meydana geldiğini ifade ederek, 7.648,10 TL’nin ödenmesini talebinin gerçek zarar ile ilgisi bulunmadığını, yine davacı vekilinin onarım faturasında mükerrer olarak yazılan parçalarla ilgili 792.94 TL’nin kendilerin iade edilmesini talebinin haklı bir tarafı bulunmadığını, davacı tarafından yokluğunda gerçekleştirilen delil tespiti sonucunda oluşturulan bilirkişi raporunun kabul edilebilir nitelikte olmadığını, taleplerin haksız olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımına uğradığını, davacının taleplerinin fahiş olup, haksız kazanç elde etme gayretinde olduğunu, davacının dava konusu aracını 19/11/2012 tarihinde teslim aldığını, hiçbir şikayet ve ihtar da bulunmaksızın kullanıldığını, davacının aracı teslim aldığı tarih ile dava tarihi incelendiğinde dahi davacının iyi niyetle hareket etmediğinin açık olduğunu, aradaki 1 yıl 5 aylık sürenin makul karşılanamayacağının açık olduğunu, davacının özellikle değer kaybı, yolcu air bag ünitesi, direksiyon pompası, marş tesisatı ve emniyet kemer tokalarına ilişkin zararın, aracın serviste kaldığı, kalacağı süre zararı ve manevi tazminat taleplerinin haksız kazanç elde etme gayretinde olduğunun açık göstergesi olduğunu, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna itirazlarının bulunulduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz inceleme ile oluşturulduğunu, davacının faiz talebinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 1-Davacıya ait araçta orjinal parça kullanmamasından kaynaklı olarak 13.369,76 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Aracın tamirde geçirdiği süre için araç mahrumiyetinden kaynaklı olarak 4.320,00 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’ den, 420,00 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’ den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Fazlaya ilişkin taleplerin ve manevi tazminat talebinin Reddine, 4-Davacı tarafından olayla ilgili İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/11 D.İş sayılı tespit dosyasında yapılan 234,50 TL yargılama gideri ile 600,00 TL bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak kabul ve red oranına göre davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin tümü için aracın servisten teslim alındığı tarih olan 19.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talep edildiğini, ıslah dilekçesinde “yolcu airbağ ünitesi, direksiyon pompası, marş tesisatına ilişkin zarar bedeli” talebini bilirkişi heyeti raporu uyarınca 4.291,08 TL’ye yükseltmiş olmalarına rağmen talebin reddine karar verilmiş olduğunu, İstanbul 5.SHM’nin 2014/11 D.İş sayılı tespit dosyası açısından 2.000,00 TL vekalet ücreti talebinin reddedilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminat talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Araca, yan sanayi ürünlerin takılmasından dolayı 13.369,76 TL zarar tespit edilmesinin çok fazla olduğunu, aracın 2012 yılından beri onarılmış halde ve kullanılmakta olduğunu, ayrıca yerel mahkemenin faize hükmetmesinin de isabetsiz olduğunu, araca takılan parçaların davacının bilgi ve onayı kapsamında gerçekleştirildiğini, bu nedenle faturanın da orijinal … parçası olmadığını, müşterinin bilgisi dahilinde takılmıştır ibaresinin yer aldığını, aracı teslim alırken de davacının bu konuda hiçbir itirazı olmadığını, bu nedenle davacı süresinde dava ikame etmediğinden, taleplerin zaman aşımına uğramış olduğunu, davacının, araçta müvekkilin sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde bildirmek zorunda olduğunu, ayıp ihbar süresi geçirildiğinden, davacının talep hakkı bulunmadığını, araç üzerine takılan parçaların iade edilmesi yada bu parçalardan sağlanan faydanın/menfaatlerin müvekkile iade edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarında her ne kadar dava konusu araca takılan orijinal parçaların 7.648,10 TL değer kaybına yol açacağı belirtilmiş ise de, sovtaj değeri yani takılan yedek parçaların ekonomik değerinin hesaplanamadığı ve tenzil edilmediğini, kaza tarihi itibariyle muadil araç kiralama fiyatı olan 60,00 TL’nin fazla olduğunu, aracın serviste kalma süresi de her ne kadar 7 gün olarak belirlenmiş olsa da bu sürenin çok kısa olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 25/08/2012 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karışan, davalı … Sigorta tarafından maksimum kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tamiri nedeniyle, davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olacaktır. Bu halde, istinafa konu reddedilen 4.291,08 TL miktar kararın verildiği tarihe göre uygulanması gereken 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması olanaklı değildir. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1.maddesine göre” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” Madde metninden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat, bedensel bütünlüğün zedelenmesi koşuluna bağlandığından, mal varlığına gelen zararlardan dolayı manevi tazminat talep edilmesi olanaklı değildir. Somut uyuşmazlıkta davacı, araçta oluşan maddi zararı için manevi tazminat talep etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1.maddesi gereğince maddi zararlar için manevi tazminat talep edilemeyeceğinden, mahkemenin manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen davacı vekili istinafı yerinde değildir. İstanbul 5. SHM’nin 2014/11 D.İş sayılı tespit dosyası açısından 2.000,00 TL vekalet ücreti talebinin reddedilmesinin doğru olmadığına yönelik istinaf açısından; 19/02/2014 tarihli başvuru üzerine delil tespitine yönelik talep doğrultusunda bahsi geçen mahkemece yapılacak değerlendirme ile vekalet ücretinin taktiri gerektiği, mahkemesince bu yönde değerlendirme yapılmamış, karar verilmemiş olmakla birlikte, talep eden (davacı) vekilince de bu hususta bahsi geçen mahkemeye itiraz edilmediği değerlendirildiğinde; bu bağlamda değişik iş dosyası vekalet ücretinin yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kasko sigortası, sigorta ettirenin ödeyeceği sigorta primi karşılığında aracın maruz kalacağı kasko rizikolarının sigortacı tarafından teminat altına alınmasını öngören bir sigorta sözleşmesidir. Bu tür sigortada sigortacı, aracın kasko rizikolarına karşı sigorta himayesi sağlamakla, sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucu sigorta ettirenin malvarlığının aktifinde ortaya çıkacak olan zararları üzerine almaktadır. Sigortacı bu zararı karşılayacağına göre kasko sigortası bir zarar sigortasıdır. Zarar sigortalarında amaç sadece sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zararın sigortacı tarafından tazminidir. Kasko sigortasında sigorta teminatını doğuran riziko gerçekleştiğinde sigortacı kasko sigorta sözleşmesinin karşı tarafı olan sigorta ettirene sigorta ettirdiği menfaatin riziko gerçekleştiği andaki gerçek ve somut zarar miktarı kadar sigorta tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kasko sigortasında sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmesinde kusurlu olmasının ödenecek tazminat bedeli hesaplanmasında bir etkisi yoktur. Sigorta şirketi rizikonun gerçekleşmesi halinde araç sigortalı tarafından tamir ettirilsin ya da ettirilmesin ya da bir başkasına satılmış olsun meydana gelen gerçek zarar miktarından sorumludur. Önemli olan rizikonun ve hasarın meydana gelmiş olmasıdır. Dosyada aldırılan 16/10/2018 tarihli, daha önce alınan raporları da irdeleyen son bilirkişi heyet raporunda; “Dava konusu araçta yapılan onarım işlemleri sırasında orijinal yedek parça yerine yan sanayi/taklit çıkma parça kullanılması durumunda, yapılan işlemler ve parça/malzemelerin araç üzerinde bulundukları yer itibariyle işin ehli olmayan sıradan bir kullanıcının dışarıdan gözle bakarak veya aracı kullanırken fark etmesinin mümkün olmadığı, ancak yetkili serviste özel alet ve ekipmanlar kullanıtmak suretiyle anlaşılabileceğinden araçtaki yapılan bu işlemlerin gizli ayıp niteliğinde olduğu, sonucuna varılmıştır.” kanaati açıklanmış ve “Değişmesi Gereken Parçaların: V kayışı, akü, arka sağ ve sol amortisörler, sağ rot başı körüğü, yağ eşanjörü, direksiyon kutusu, ECOTEC motor kapağı, darbe sensörleri, motor kaputu, bagaj yazıları, ön tampon demiri olduğu ve takdiren 1.500,00 TL olabileceği, değişmesi gereken parçaların değişim ve orijina! olmayan parçaların sökülüp orijinal parçaların montaj işçiliğinin takdiren 2.500,00 TL olabileceği, yapılan işçilik ve yedek parça ile ilgili tüm kalemlerin toplam zararının 13.369,76 TL olabileceği,” kanaati açıklanmış olmakla, raporun sigortalı aracın hasarlı parçaları dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından, araçtaki yapılan bu işlemlerin gizli ayıp niteliğinde olduğu kanaati de açıklanarak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususlara ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik veya tazmin edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olacağından parçaların iadesine, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında hata bulunmadığından faize, davalı tarafından sunulan rapora itiraz dilekçesinde bu açıdan itiraz edilmemiş olmakla sovtaj değerine, kaza tarihi itibariyle muadil araç kiralama fiyatı olan 60,00 TL’nin fazla olduğuna ve aracın serviste kalma süresi de her ne kadar 7 gün olarak belirlenmiş olsa da bu sürenin çok kısa olduğuna ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Bu nedenle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine, davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine, davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-Davacı yönünden;İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine, b-Davalı … Anonim Şirketi yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.237,07 TL harçtan peşin alınan 309,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 927,81 TL harcın davalı …Anonim Şirketi’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/03/2022