Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1513 E. 2022/1399 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1513
KARAR NO : 2022/1399
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.11.2015 günü saat 23.00 sıralarında davacı ….’in kullandığı …. plakalı motosiklet ile davalı …’ın kullanmış olduğu … plakalı Tofaş Doğan Marka otomobil ile Edebali Caddesiyle Meşelik caddesinin kesiştiği kavşakta çarpıştığı, davacının ayak, kol ve omuzdan yaralandığı, hastaneye kaldırıldığı, kazada davalı tarafın asli kusurlu olduğu, manevi tazminat yönünden …. için 85.000-TL, Fethiye Eker için 15.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’dan talep ettikleri, maddi tazminat yönünden ise 1.000-TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden günümüze kadar işleyecek yasal faizi talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının Bilecik ilinde meydana geldiğini bu nedenle yetkili mahkemenin Bilecik Mahkemesi olduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dosyaya konu trafik kazası ile ilgili olarak Bilecik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/108 Esas sayısı ile ceza dava dosyası devam ettiğinden bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, dosya kapsamında esasa ilişkin de itiraz ettiklerini, davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, davacı …’in ve eşi sıfatı ile manevi tazminat talebinde bulunan diğer davacı …’in dava açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat bedellerinin fahiş miktarlarda olduğunu, davacı …’in kazadan kaynaklanan tüm masrafları ile birlikte, çalışamamasından kaynaklanan ücretini SGK’dan alabileceklerini, davacı tarafin bu sebeple açmış olduğu maddi tazminat talebinin de reddini talep etmiştir. Davalı … Genel Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; tedavi, bakıcı ve yol giderleri ile geçici iş görmezlikten doğan maddi tazminat talepleri dışında kalan sürekli iş görmezlik maddi tazminat talepleri bakımından hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, tedavi, bakıcı ve yol giderleri ile geçici iş görmezlikten doğan maddi tazminat taleplerinin sigorta şirketi yönünden reddine, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin müvekkil sigorta şirketi yönünden reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, Davacının maddi tazminatlar bakımından davadan feragat etmesi nedeniyle reddine,Manevi tazminat yönünden; davacı ….yönünden 35.000,00-TL, Davacı …. yönünden ise 5.000,00-TL olmak üzere toplam 40.000,00-TL manevi tazminatın 19/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlekte davalı Mustafa Uçar’dan tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının kusur oranın az/yanlış hesaplanıldığını, bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, yeni bir bilirkişi raporu talebinin dikkate alınılmadığını, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının meslekte kazanma gücü kaybının kısa süreli olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 19.11.2015 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı aracın sürücüsü davalı …ın yönetimindeki araç ile Edebali caddesini takiben İstanbul istikametinden Eskişehir istikametine doğru seyrederken, Meşelik caddesi kavşağında, bu caddeyi takiben seyretmekte olan davacı …yönetimindeki … plaka sayılı motosiklet ile çarpışmış, olay sonucunda davacı motosiklet sürücüsü davacı yaralanmıştır. Davacıların maddi ve manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır.Yargılama sırasında davacının sulh protokolü kapsamında davalı sigorta şirketi ile uzlaştığı, davalı … Sigorta şirketi yönünden asıl alacak (maddi tazminat) ve faizi, vekalet ücreti, yargılama gideri gibi tüm alacak kalemlerinden feragat ettiği, araç sürücüsü yönünden maddi ve manevi taleplerinin devam ettiği feragat dilekçesinden anlaşılmış, 27/12/2019 tarihli celsede de davacı vekilinin davalı ….yönünden manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Maddi tazminat yönünden dava feragat ile sonuçlandığından manevi tazminata ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı tali ve %35 davalı sürücü asli ve %65 oranında kusurlu bulunmuştur. Kusur değerlendirmesi, ceza mahkemesi kararı ile ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan kaza tespit tutanağındaki belirlemelere uyumlu olduğundan kusura ilişkin istinaf yerinde değildir.ATK 3. İhtisas Dairesinden alınan 21/02/2018 tarihli maluliyet raporu ile itiraz üzerine ATK İkinci Üst Kuruldan alınan 07/03/2019 tarihli maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygundur. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 683,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2022