Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1500 E. 2022/355 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1500
KARAR NO: 2022/355
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2014/76 Esas – 2019/1483 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 25/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … adına kayıtlı ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/09/2012 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araçla trafik kazası yaptığını, kaza nedeniyle İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/271 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın devam ettiğini, kaza nedeniyle davacının kafa travması geçirdiğini, ağır (5) deredece etkiler nitelikte yaralandığını, Şişli Eftal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi ve ameliyatının yapıldığını, davacının motor kurye olarak çalıştığını, aylık net 1.400,00 TL geliri bulunduğunu, kaza nedeniyle uzun süre çalışamadığını, vücut bütünlüğünde hasarlar oluştuğunu, işgücü kaybı nedeniyle zarara uğradığını, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı zararlarının giderilmesi için davalı sigorta şirketine 29/12/2013 tarihli ihtarname gönderildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, sürekli iş göremezlik ve çalışılmayan süreden kaynaklanan geçici iş göremezlik zararlarının tazmini için 30.000,00 TL tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 2 ve 3 nolu davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi, diğer davalıdan bildirim tarihine göre 09/01/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, 15.000,00 TL manevi tazminatın …’dan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde … nolu 21.06.2012/2013 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, davalı şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacı tarafından davalı şirkete müraccatta bulunduğunu, ancak tazminat ödemesi için gerekli ve yeterli belgeleri sunmadığını, davacıya bu konuda 31/01/2014 tarihli yazı gönderildiğini, davacının eksiklikleri gidermediğini, yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve …’nın davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının, maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; Davacının manevi tazminat davasının, davalılar … ve … yönünden kısmen kabulü ile davacı tarafın manevi zarar karşılığı toplam 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan, 22/09/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu kazada hiçbir ilgisi ve kusuru bulunmadığından tazminat yöneltilemeyeceğini, lehinde olan kanun maddeleri uygulanmayarak eksik inceleme yapıldığını, hükmedilen tazminatı ödeyecek maddi imkanı olmadığından para cezasına maruz bırakıldığı için mağduriyeti söz konusu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Davalı …, … plakalı aracın maliki olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan( olayda %75 oranında) dolayı doğan zarardan davacıya karşı müşterek ve müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi de bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Bu nedenle Mahkemece davalı … yönünden davanın manevi tazminat için davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle; davalı …’nın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’nın yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 85,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,05 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/02/2022