Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1494 E. 2022/1398 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1494
KARAR NO : 2022/1398
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/02/2020
NUMARASI : 2017/1106 Esas – 2020/121 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki ve işleteni … olan … plakalı aracın 13.10.2017 günü sürücü … yönetimindeyken davacıya çarparak yaraladığını, davacının maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü, davalı sürücünün yönetimindeki kamyonetle ters yönde olan … Caddesinde seyrederken o an karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya davacıya hızla çarptığını, davacının ayak bileklerinde kırıklar oluştuğunu, platinler takıldığını, davacının yürüme yetisini kaybettiğini, vücudunun deforme olduğunu, işgücü kaybına uğradığını, davacının halen tedavisinin devam ettiğini, kendisine ve çocuklarına bakmak için bakıcı tuttuğunu, eşinin her ay bakıcıya para ödediğini, davalının tam kusurlu bulunduğunu, kazayla ilgili olarak davalı sürücü hakkında şikayetçi olduklarını, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğunu, davacının işgücü kayıp oranının tespitinin gerektiğini belirtmiş ve şimdilik 1000 TL maddi tazminatın, 10.000 TL tedavi giderlerinin ve 100.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı şirkete başvurduğunu, 15 gün içinde cevap verilerek eksik belgelerin tamamlanmasının istendiğini, davacının gerekli evrakları temin etmeden dava açtığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini. … plakalı aracın 26.09.2017/2018 vadeli ZMSS poliçesinin davalı şirketçe temin edildiğini, poliçe maddi teminatının 330.000 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat harici olduğunu, tedavi ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, bu taleplerin SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının da teminat harici olduğunu, öncelikle kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacının sakatlığının kalıcı hale gelip gelmediğinin tespitinin gerektiğini, bunun için Adli Tıp Kurumu tarafından muayene edilmesi gerektiğini, bakıcı masraflarının hesaplanmasında maluliyet oranına göre asgari ücrete uygulanacak oranın dikkate alınması gerektiğini, davacının avans faizi istemesinin isabetsiz olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Trafik tespit tutanağındaki kusur durumlarını kabul etmediği, davacı asilin kaza tarihi olan 13/10/2017 tarihinde kaldırıldığı hastanede teşhis ve tedavi evraklarının celbinin gerektiğini, davacı asilin hastaneye yatış tarihinin 23/10/2017 olarak göründüğünü, fiziki muayene bulgusunun sağ ayak bileğinde kırığa bağlı şişlik hareket kısıtlılığı ağrısının belirtildiğini 2 ay boyunca istirahate uygun olduğunu, epikriz ile sağlık durumuna ilişkin iddiaların uyuşmadığını bu sebeple teşhis ve tedavi evraklarının istenilmesi gerektiğini belirtmiş ve davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü, kısmen reddine,maddi tazminat talebinin davacının feragati nedeniyle reddine, Manevi tazminat yönünden: 15.000,00 TL’nin 13/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminatın şartlarından olan zarar ve zararın niteliğinin tam olarak tespit edilmediği halde hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun itiraz ettiği trafik raporu nazara alınmak suretiyle düzenlenmek zorunda kalındığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 13.10.2017 tarihinde sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracıyla … caddesinde ters yönde seyrederken … sokak kavşağına geldiğinde aracının sol ön kısımlarıyla … caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçen davacı yaya … ve …’a çarpması ile yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu yaralanması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü …, trafiğin tek yönlü olduğunu gösteren trafik işaret tabelasına uyması ve ters yönde seyretmemesi gerekirken bu kurallara uymayarak, kavşak başında kurallara uygun şekilde karşıdan karşıya geçen davacı yayaya çarpmasında %100 oranında asli ve tamamen kusurlu bulunmuştur. Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğindeki kaza tespit tutanağı ile uyumlu ve birbirini doğrular nitelikte olduğundan kusura ilişkin istinaf yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre,” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, Mahkemece davacı …’nın yaralanması nedeniyle yaralanmanın mahiyeti, yaralanmanın geçici ya da kalıcı mı olduğu, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi konularında hiçbir inceleme yaptırılmadan ve rapor alınmadan karar verilmiştir. O halde Mahkemece; ceza dosyasında bulunan tedavi belgeleri, geçici ve kesin rapor örneği de istenmek sureti ile dosyada bulunan tüm tedavi kayıtlarına göre, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı iddia edilen davacı …’nın yaralanmasının mahiyeti, olayla illiyet bağı da kurularak maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda ATK ‘dan yada üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022