Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1436 E. 2022/1633 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1436
KARAR NO: 2022/1633
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
NUMARASI: 2019/344 Esas – 2020/63 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 14.10.2014 günü kendisine ait … plakalı aracıyla Manavgat yönüne gitmek için kavşakta 1. Araç olarak döndüğü sırada …’ın yönetimindeki … plakalı aracın (damperli kamyon) davacının aracına çarptığını, davalı sürücünün kavşağa giren 2. Araç olduğunu, kontrolsüz girip davacının aracını fark etmeyerek maddi hasarlı kazaya neden olduğunu, tutanakta bu hususun ikrar edildiğini, davacı aracında hasar ve değer kaybı oluştuğunu, TRAMER sorgusunda KTT Komisyonu tarafından davacının % 100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, kazadan sonra düzenlenen tutanak ve fotoğrafların davalının kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu, söz konusu durum üzerine davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye 24.11.2014 tarihli ihtarnamenin çekildiğini, ancak cevap verilmediğini, KTT komisyonunca kaza oluş şekil ve kuralları, araç duruş pozisyonları ve araçların geçiş kolaylığı için geçiş sırası dikkate alınmaksızın ve herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davacıya % 100 oranında kusur yüklendiğini, kavşaklarda geçiş önceliği bakımında dönel kavşağa gelen sürücülerin dönel kavşak içindeki sürücülere ilk geçiş hakkını vermesi gerektiğini, buna rağmen davacıya % 100 kusur verildiğini, davacının hasarsızlık indiriminden faydalanamadığını, bu nedenle kusur oranını kabul etmediklerini, öncelikle kazada davacının kusurlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı bakımından şimdilik 5.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının taleplerinin ZMM poliçesi teminatı içinde kaldığını, kendilerine açılan davanın husumetten reddinin gerektiğini, kazada davacı aracının ve davalı aracının her ikisinin de kavşaktaki Serik Hal yönündeki kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışık yandığı sırada önce geçmek için aceleci davrandığını, hızlı kalkış yaptığı sırada davalı aracının sağ ön tarafına çarptığını, kazada davalı sürücünün kusursuz bulunduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davadan önce davalı şirkete başvurulmadığını ve herhangi bir hasar dosyasının açılmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacının aracındaki hasarda değiştirilen parçaların bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının belli olmadığını, değer kaybına ilişkin taleplerin KZMSS teminatı dışında kaldığını, haksız fiil nedeniyle yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmişir. Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davacının davasının kabulüne, 6.279,31 TL ‘nin davalılardan … A.Ş ile …’dan kaza tarihi olan 14/10/2014 tarihinden itibaren, davalı sigortadan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … San. Tic. İnş. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … San. Tic. İnş. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda araca ait daha önce hasar kaydı bulunmadığı belirtilmiş olsa da Tramer kaydına göre 26/04/2014 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğinden çelişkinin giderilmesi gerektiğini, hasar sebebiyle aracın değer kaybının düşürülerek baz araç değerinin belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 28/03/2019 tarih, 2017/1599 Esas, 2019/466 Karar sayılı kararı ile ” … Kusur tespitine ilişkin 29/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın oluşumuna ilişkin dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin mevzuata uygun bir şekilde değerlendirilmesine, kazaya karışan araç sürücülerininin müşterek tutanaklarındaki beyanları ile rapor arasında -olay yeri krokisi dışında- bir çelişki bulunmamasına göre davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yine, somut olayda üçüncü kişiye verilen zarar nedeniyle davalı işletenin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketiyle müteselsil sorumlu olmasına göre; davalı işleten vekilinin, davalının teminat limitini aşan zararlar bakımından sorumlu olduğuna ilişkin istinaf itirazlarının da reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki ikinci el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın, kasko değeri üzerinden pazarlık payı ve önceki kazalarında oluşan değer kaybı indirilip bu değer üzerinden de hasar miktarı ile muhtelif çarpanlarla hesaplama yapılarak sağlanmıştır. Dolayısıyla, bilirkişi raporunda belirtilen yöntemle değer kaybının tespit olunduğu rapora dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu durumda yargısal uygulamalarda kabul edilegeldiği üzere, mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalı tarafın savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının belirlenmesi, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni (veya ek) bir rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. ….” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda yeniden alınan bilirkişi raporuna göre aracın Tramer sorgulamasında önceye dayalı hasar bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak Dairemizce yapılan yazışma sonucu davaya konu aracın 26.04.2014 tarihinde hasarlı olduğu anlaşılmakla gelen yazı cevabı da dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınarak yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı … Tic. İnş. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Tic. İn A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Tic. İnş. A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022