Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1389 E. 2022/1296 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1389
KARAR NO: 2022/1296
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2018/389 Esas – 2019/1080 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23/01/2018 tarihinde işleteni … Ltd. Şti. ve sürücüsü … olan … plakalı aracın müvekkillerinin desteği olan …’a çarpması neticesinde desteklerinin vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle müteveffanın eşi olan davacı … için 50.000,00 TL ve müteveffanın kızı olan davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sınırlı olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkili şirketin kazaya sebebiyet vermediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada müvekkili …’ın kusurunun bulunmadığını, tanık ifadelerine göre müvekkilinin müteveffa …’a çarpmadığını, müvekkilinin aracının daha müteveffaya dokunmamışken müteveffanın duraksadığını ve yere düştüğünü, çarpma diye bir olayın meydana gelmediğini, müvekkilinin müteveffayı ziyarete gittiğinde müteveffanın tansiyon ve şeker hastası olduğunu öğrendiğini, kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığını, vaki kazadaki kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlımına gelmemekle talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, talep edilen faiz oranlarını ve faiz başlangıç tarihlerini de kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; davacı nermin doğan için 35.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davalı gülşen aydın için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 03/05/2018 tarihinden itibaren ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, diğer davalılar bakımından 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, yaya …’ın yolda yere düşmesinin nedeni müvekkilinin aracıyla çarpması olmadığını, Müteveffa …’ın 2918 sayılı KTK’na aykırı bir biçimde yola çıktığından olayın oluşunda tam kusurlu olduğunu, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ilk derece mahkemesince poliçe limit tutarının üstünde bir tutara karar vermesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, manevi tazminatı bir ceza olmadığını namelek hukukuna ait zararını karşılanmasını amaçladığını, tazminat sınırının amacına göre belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacılar, 23/01/2018 tarihinde destekleri …’ın yaya olduğu bir esnada işleteni … Ltd. Şti., sürücüsü … olan … plakalı aracın kendisine çarpması neticesinde desteğin vefat ettiğini görülmektedir. Aynı olay nedeni ile Bursa 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/481 Esas 2019/953 Karar sayılı kararı ile “…. Tüm dosya kapsamı, sanık beyanı, tanık beyanları, CD çözüm tutanağı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde müteveffa …’ın ölümünün, sanık …’ın taksirli davranışı neticesinde olduğu kesinlik kazanmış, sanığın eylemine uyan TCK’nin 85/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. Temel ceza belirlenirken, sanığın asli ve tam kusurlu oluşu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, ve kazanın oluşumuna dair diğer özellikler de dikkate alınarak teşdit uygulanmıştır. ” gerekçesi ile karar verildiği görülmektedir. Mahkemece aldırılan 07/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda ; … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında, müteveffa …’ın ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir. İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 03/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında, müteveffa …’ın ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılamasında kabul edilen maddi olgunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamında bulunan Kaskolay hususi Genişletilmeş Kasko Sigorta Poliçesinde ölümmalul ŞB 150.000,00 TL olarak belirtildiği, poliçenin 10. Sayfasında manevi tazminat klozunun bu poliçede tayin edilen ihtiyari mali sorumluluk limitlerinin azami %25 i kadar limiti aşmaması kaydı ile hüküm ifade ettiği belirtilmiştir. Mahkemece davalı sigorta yönünden bu husus dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B- Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 2-Davacı … için 35.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davalı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı ( sigorta şirketi yönünden 03/05/2018 tarihinden itibaren ve poliçe limiti olan 37.500 TL ile sınırlı olmak kaydıyla), diğer davalılar bakımından 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.757,05 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 273,24 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 3.483,81 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 5-Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine, 6-Davacılar tarafından yapılan toplam 866,15 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 595,47 TL yargılama gideri ile 273,24 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı toplamı 904,61 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.yönünden; alınması gereken 3.757,05 TL harçtan peşin alınan 939,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.817,79 TL harcın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, b-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/06/2022