Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1388 E. 2022/1155 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1388
KARAR NO: 2022/1155
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2016/920 Esas – 2019/1395 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda davacıların oğlu …’in vefat ettiği belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 13.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kusur oranının ATK tarafından yapılmasının gerektiği ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğinden dolayı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, Davacılardan … yönünden 5.806,62 TL, Davacılardan … yönünden 7.162,34 TL olmak üzere toplamda 12.968,96 TL maddi tazminat bedelinin 24/03/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya dair istemin ise Reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; son alınan rapordaki aktif dönem hesabı baz alınarak karar verilmesi gerektiğini, 2020 yılı için belirli hale gelen asgari tutar üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, belirsiz olan yıllar için aynı şekilde %10 artış oranıyla hesaplama yapılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin karara esas aldığı rapordaki yaş hesabının yanlış olduğunu, eş … yönünden de, …’in bakiye ömrüne göre hesaplama yapılıp ona eşitlendiği için …’in destekten yoksun kalma tazminatının yeniden hesaplanması gerektiğini, davacı vekili olarak lehine hükmedilen vekalet ücretinden daha fazlasını davalı lehine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/(21)10-188 Esas ve 2022/87 Karar sayılı kararında “… Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik maddi tazminat hesabı noktasında temyiz itirazı bulunmadığı veya Yargıtay Hukuk Dairesince maddi tazminat hesabı yönünden bir aykırılık görülmediği takdirde bu raporun esas alınması gerektiği konusunda usulî kazanılmış hak oluşacağından farklı bir hesaplama içeren yeni rapora göre karar verilmesi usulî kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacaktır. …” belirtildiği üzere mahkemece karar tarihine en yakın tarihli asgari ücret üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi olmasına rağmen bunun hükme esas alınmamış olması doğru olmamıştır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 yılı AAÜT göre davanın reddedilen kısmı üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 2019 yılı AAÜT tarifesi 10/2 maddesinin manevi tazminat davalarına ilişkin düzenlenmiş olduğu nedenle karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde değildir. Trafik kazası nedeniyle cismani zarar maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında “… Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” yönünde karar verilmiştir. Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanacaktır (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Somut olayda olay tarihi yeni Genel Şartlardan önce ise de emsal karar doğrultusunda tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken aktüerya bilirkişisinden TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre tazminat hesaplama yapılması için ek rapor almak ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022