Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1383 E. 2022/1117 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1383
KARAR NO: 2022/1117
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2015/169 Esas – 2020/104 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların sürücüsü ve sigortacısı olduğu … plaka sayılı motosikletin 25.12.2014 tarihinde müvekkilinin kullanmakta olduğu … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit raporunda müvekkiline tali kusur verilmiş ise de müvekkilinin bu kazada hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkilinin bir şirkette genel sorumlu-imalat müdürü olarak çalıştığını ve aylık kazancının 2.500 TL civarında olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin vücudunda ağır kırıklar oluştuğunu ve tedavi gördüğünü, çalışamaması nedeniyle maddi olarak zor durumda olduğunu, motosikletini satmak zorunda kaldığını, maddi ve manevi kaybının çok büyük olduğunu belirterek 20.000,00 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 15.11.2018 tarihli dilekçesinde, 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 165.592,00 TL arttırarak 166.592,00 TL’ye yükselttiklerini belirterek 166.592,00 TL’nin kaza tarihi olan 25.12.2014 tarihinden itibaren davalılardan tahsiline karar verilmesini; 27.12.2019 tarihli dilekçesinde ise 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini daha önce vermiş oldukları 15.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 166.592,00 TL’ye yükselttiklerini, bu defa 38.647,13 TL daha arttırarak taleplerini 205.239,132 TL’ye yükselttiklerini belirterek bu miktarın kaza tarihi olan 25.12.2014 tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava öncesi müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmamış olup temerrütün söz konusu olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirketçe ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olup dava konusu olayda araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını, bu nedenle kusur oranının tespitinin gerektiğini, ayrıca davacının SGK’dan ödeme alıp almadığının belirlenmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere işleyecek faizin rapor tarihinden geçerli olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı motosikletin … sigorta şirketi nezdinde ZMMS sigortalı olup 25.12.2014 tarihinde yolda ilerlerken trafik kazasının gerçekleştiğini, müvekkilinin otoyolda önündeki araçların ani hareketi nedeniyle sağa geçmek istemiş olup sağda yan yana giden iki motosikletin aralarında mesafe bulunmayışı ile davacıya arkadan çarptığını kamera görüntülerinden görüldüğü üzere davacı şeritte arkadan gelecek araçların geçişini engelleyecek şekilde bulunarak kusurlu olduğunu, talep edilen manevi zarar tutarının haksız zenginleşmeye yol açacak olup fahiş olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin motosikletini zaruri nedenle sattığını, gelirinin düşük olduğunu, davacının gelirini belirlemek için ilgili kurumdan bilgi alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, Maddi tazminat talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile 5.643,00 TL geçici iş göremezlik, 161.129,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam: 166.592,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalı … yönünden kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olduğunu, 15.11.2018 tarihli dilekçelerinin dava değerini artırma dilekçesi olduğunu, dilekçede fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, 27.12.2019 tarihli dilekçelerinin ıslah dilekçesi olduğunu, dilekçe içeriklerinin son derece açık olduğunu, her iki dilekçesinin ıslah dilekçesi diye nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 25.12.2014 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile davacı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK’nın 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK’nın 176. ve devamı maddelerine göre bir kezde ıslah edebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19844 Esas ve 2019/8286 Karar sayılı kararı). Somut olayda, dava, dava tarihinde yürürlükte olan HMK’ya göre belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabilir. Ayrıca bundan bağımsız olarak HMK’nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da mevcuttur. İlk Derece Mahkemesince davacı vekili tarafından sunulan 15.11.2018 tarihli dilekçe bedel artırım dilekçesi, 27.12.2019 tarihli dilekçesi ise ıslah dilekçesi olarak kabul edilerek işlem yapılması gerekirken davacının 2. kez ıslah talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile 15/11/2018 tarihli bedel artırım talebi esas alınarak karar verilmesi 11/11/2019 tarihli ıslah talebinin değerlendirilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022