Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1374 E. 2020/3893 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1374
KARAR NO : 2020/3893
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI : 2016/942 Esas – 2019/1383 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın sevk ve idaresinde olan ve diğer davalı … Ltd.Şti’nin işleteni olduğu … plakalı çekici ve … plakalı dorse müvekkillerinden …’nin kullandığı … plakalı araca çarparak maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde müvekkillerden … sağ bacağının tamamen koptuğunu, omuriliğinde meydana gelen hasar nedeniyle sol bacağı ve hatta belden aşağısı da işlevsiz hale geldiğini, davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, davalı … şirketlerinin maddi tazminattan poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davalılar … İnş. Ve …’ın maddi ve manevi tazminattan sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıla tedavi gideri için 1.000,00TL, protez, tekerlekli araç vb. aparatlar için maddi zararın 10.000,00TL, bakıcı ücreti için 50.000,00TL, destekten yoksun kalma tazminatı için 10.000,00TL, çalışma gücü kaybı sebebi ile oluşan maddi zarar için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 121.000,00TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden … için 500.000,00TL, … babası için 250.000,00TL, annesi için 250.000,00TL, kardeşi … için 100.000,00TL, diğer kardeşi için 100.000,00TL olmak üzere toplam 1.200.000,00TL manevi tazminatın davalı … LTD. ŞTİ ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle sorumluluğun ZMMS sigortacısında olduğunu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle müvekkili şirkete herhangi bir müracaat veya başvurunun bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ve zararın kusurlu hareket neticesi oluşması halinde müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kusur ve maluliyet için ATK’dan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin trafik kurallarına uyduğunu, kusurunun bulunmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, müvekkilinin kullandığı aracın sigortalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tutanağında ve dava dilekçesinde küçük … KTK’nun zorunlu kıldığı çocuk koltuğunda oturup oturmadığının anlaşılamadığını, araçtaki yolcu sayısına bakıldığında çocuk koltuğunun bulunmadığının anlaşıldığını, müvekkili şiketin maliki bulunduğu aracın hem zorunlu hem de kasko sigortasının bulunduğunu, müvekkili şirketin manevi tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine; davalılar … (yeni ünvanı … sigorta), … sigortaya karşı açılan davaların feragat nedeniyle reddine; sürekli iş görmezlik ve bakıcı giderleri talebine ilişkin 452.542,94 TL sürekli iş göremezlik zararı ile ve 1.296.738,65 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.749.281,59 TL’den %20 oranında indirime gidilerek neticeten 1.399.425,27 TL’nin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve ….Ltd. Şti’den alınarak davacılara verilmesine; Fazlaya ilişkin kısmın reddine; destekten yoksun kalma talebinin reddine, tedavi giderlerine ilişkin talebin tefrik edilerek Mahkememizin 2019/751 Esasına kaydedilmekle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne; Davacılardan; a-Davacı … İpekçi için 100.000,00 TL, b-Davacı (anne) …için 60.000,00 TL, c-Davacı (baba) … için 60.000,00 TL, d-Davacı (kardeş) … için 30.000,00 TL, e-Davacı (kardeş) … için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …Ltd. Şti’den alınarak davacılara verilmesine; Fazlaya ilişkin kısmın reddine;” karar verilmiş, bu karara karşı davalı…San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı …San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde: yerel mahkeme kusur tespiti yaparken somut uyuşmazlığın tüm unsurlarını incelemediğini, kazanın gerçekleştiği yerin durumunu kusur oranları bakımından gözetmediğini, kaza tespit tutanağında rağmen havanın yoğun bir şekilde yağışlı ve yolun ıslak, eğimli ve viraj iniş aşağı bir yol olmasının hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını, yerel mahkemenin bakıcı giderlerine hükmederken içtihatlar gereği yapılması gereken aile içi dayanışma nedeniyle herhangi bir indirim yapmadığını, uyuşmazlığa konu kazada davacıların bulunduğu araçta küçük … arka koltukta çocuk oto koltuğunda oturmadığı ve güvenliğinin sağlanmadığının açık olmasına rağmen mahkemece yapılan indirim oranının çok düşük olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde: kaza neticesinde meydana gelen sonucun doğmasına ve ağır olmasında davacıların kusuru bulunduğunu, çocuk davacı … için araçta çocuk oto koltuğu bulunmadığını, çocukla arka koltukta oturan annesi davacı … de emniyet kemeri takmadığını, yerel mahkemenin hükmettiği manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, Müvekkili …’ın kamyon şoförü olup düşük maaş ile asgari ücret ile çalıştığını, bu rakamları ekonomik olarak kaldırmasının imkansız olduğunu, bu durumun onun ekonomik olarak mahfına yol açacağını, ağır hava koşulları ve bu sebepten dorsenin kaymasının kazanın asıl sebebi olduğunu, kusur oranı hesaplanırken ortaya çıkan bütün delil ve koşullar göz önünde bulundurulmadığını, bilirkişi raporu karara dayanak yeterlilikten uzak olmasına rağmen ikinci bir incelemeye gidilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle tedavi gideri, protez, tekerlekli araç vb. Aparatlar bedeli, bakım – bakıcı ücreti, destekten yoksun kalma tazminatı, çalışma gücü kaybı için maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 24.04.2016 tarihinde davalı …San. Tic. Ltd. Şti.nin işleteni olduğu davalı …’ın sevk ve idaresinde … plakalı çekici ve … plakalı dorsenin … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazası nedeni ile … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı … ’nin yaralandığı, 16.12.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi raporuna göre meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak davacı … ’nin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %100 oranında oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve aynı yönetmeliğin 15.maddesi kapsamında başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 19/07/2019 tarihli aktüer ek raporunda, davacı … İpekçi’nin 992.542,94 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu, sigorta şirketleri tarafından 290.000 ve 250.000 TL teminat limitlerinin ödenmiş olması nedeniyle bakiye 452.542,94 TL zararın kaldığı, davacının 1.296.738,65 TL bakıcı gideri ve 1.387.111,50 TL tedavi gideri zararının olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/06/2019 tarih, 2016/4273 E. ve 2019/7158 K. sayılı kararında “Davacı … için bakıcı gideri zararının da hesaplandığı 21.04.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde; davacının hastanede yattığı 6 aylık dönem için bu giderin hesaplanmadığı; ayrıca, hastaneden çıktığı tarih ile ölümünün gerçekleştiği tarih arasındaki 11 aylık dönem için hesaplanan bedelden de % 50 aile içi bakım gerekçesiyle hakkaniyet indirimi yapıldığı görülmektedir. Davacının felç boyutundaki ağır yaralanması sonucu hastanede yattığı dönem için, bakımı hastane görevlileri tarafından sağlanmış olsa dahi, bakım şartlarının ağırlığı nedeniyle davacı yakınlarının sürekli hastanede bulunmak zorunda kalmasının kaçınılmazlığı karşısında ilave giderlerin doğması olağandır. Bu nedenle de, davacının hastanede yattığı 6 aylık dönem için de bakıcı gideri hesaplanmalıdır. Yine, davalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleşen kaza (haksız fiil) nedeniyle zarara uğrayan davacının bu zararının giderilmesi gerektiği; zararın artmasında hiçbir müterafik kusuru bulunmayan ve dava konusu olay nedeniyle oluşan zarara katlanmak zorunda kalan davacının tazminat alacağından hakkaniyet düşüncesi ile indirim yapılamayacağı için, aile içi bakım düşüncesi ile bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılması, Dairemiz yerleşik uygulamaları ile makul kabul edilmemektedir. Bu itibarla, hesaplanan bakıcı giderinden aile içi bakım indirimi yapan rapor, bu yönden hatalıdır.” şeklinde karar verilerek aile içi bakım düşüncesi ile bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir. Bu bağlamda davalıların bakıcı giderinin yüksek olması nedeniyle hakkaniyet indirimi yapılması yönündeki istinaf talebi davacı … kaza sırasında 3,5 yaşında olması, %100 oranında malul kalması ve uzuv kaybı nedeniyle ömrü boyunca bakıma muhtaç bulunması, yaşanan kazada müterafik kusuru bulunmaması nedeni ile yerinde görülmemiştir. Kaza tespit tutanağına göre…’ın Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b maddesini ihlal ettiği, hızının hava ve yol şartlarına – yerler ıslak- uygun ayarlamadığı belirtilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/516 E sayılı dosyasında 30/01/2017 tarihli trafik bilirkişi raporunda sürücü … asli ve tam kusurlu, sürücü … kusursuz olduğu tespit edilmiş, aynı dosyada ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 14/09/2017 tarihli kusur raporunda da aynı yönde kusur tespiti içeren görüş bildirilmiştir. Mahkemece bu raporlara itibar edilerek 14/02/2018 tarih 2018/117 Karar sayılı karar ile sanık …’ın mahkumiyetine karar verilmiş ve bu karar 23/10/2018 tarihinde kesinleşmiştir. İlk Derece Mahkemesince alınan 11/01/2019 tarihli kusur raporunda ise istinafa konu edilen itirazların da değerlendirildiği ve sürücü Zafer’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı, Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı … İpekçi’deki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, ömür boyu bakıma muhtaç olması, uzuv kaybı niteliğinde yaralanmanın davacı … İpekçi ve davacı olan diğer aile bireyleri anne, baba ve kardeşlerinde meydana getirdiği travma ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarlarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre davalılardan alınması gereken 114.721,54 TL istinaf karar harcından peşin alınan 28.680,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 86.041,14 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/11/2020