Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1371 E. 2022/1019 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1371
KARAR NO: 2022/1019
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2016/996 Esas – 2019/1340 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 22.07.2016 tarihinde kullandığı bisiklet ile seyahat ederken davalı … Sigorta A.Ş.’e sigortalı, …’na ait, …’in idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda yaralandığını, asli kusurlu olan davalıların müvekkilinin uğradığı zarar ve ziyandan sorumlu olduğunu, müvekkilinin bir petrol firmasında ayda net 2.000,00 TL ücret karşılığında pompacı olarak çalıştığını, 21 yaşında malul kaldığını, ailesinin geçimini sağlayan tek kişi olduğunu, maddi ve manevi zararın tazmini için 05.08.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmasına rağmen zararının giderilmediğini belirtilerek 10.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 40.000 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tutanağına itiraz ettiklerini, ATK Trafik İhtisas Kurumu’ndan rapor alınmasını talep ettiklerini, maddi tazminat sorumlusunun sigorta şirketi olduğu, müvekkilinin elektrikli bisiklete çarpmamak için direksiyonu kırdığını ve sonrasında kaldırıma çıktığını, kaza tutanağının müvekkilinin yokluğunda tutulduğunu, taraflı tutulduğu için geçersiz olduğunu, manevi tazminatın haksız ve usulsüz olduğunu, iddia edilen acıların abartıldığı savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili mahkemenin Beykoz Mahkemeleri olduğunu, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi, kusur oranlarının tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacının kask takmadığı için müterafik kusurunun varlığı halinde tazminat tutarından indirim yapılmasını, %69 maluliyet oranının altında kalan kalıcı sakatlıklarda bakıcı giderlerinde sorumluluk bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının genel şartlar gereğince teminat dışı olduğunu, tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğini, iş göremezlik ve sair tedavi masraflarından SGK’nun sorumlu olduğunu, SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, faiz başlangıcının dava tarihi ve türünün yasal faiz olması gerektiği savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat davasının Konusuz Kalması Nedeniyle Karar Verilmesine Yer Olmadığına, 2-Davacının manevi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 22/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Manevi tazminat miktarının eksik hesaplandığını, müvekkilinin davalının kasta varan dikkatsizliği nedeniyle %5 oranında malul kaldığını ve çalışma gücünü kısmen yitirdiğini, davalıların meydana gelen kaza nedeniyle %100 kusurlu bulunduğunu, hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın çok düşük olduğunu, talepleri doğrultusunda 40.000,00 TL olarak manevi tazminat hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 22/07/2016 günü seyir halinde olan davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonun yolun sağ şeridi üzerinde aynı istikamette seyreden davacı sürücü … sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklete çarpması ve gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında bulunan yaya kaldırımına çıkarak, trafik levhasını kırıp sürüklendikten sonra kaldırım üzerindeki elektrik direğine çarpması sonucu meydana gelen yaralanmalı trafik kazası sonucu davalı sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, davalı sürücünün meydana gelen kazada tam kusurlu olması, davacının yarlanmasının mahiyeti, maluliyet oranı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiği; aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı lehine 20.000,TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat davasının KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın 22/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL + 75,90 TL ıslah harcı + 148,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 394,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 971,52 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 394,68 TL peşin harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 5-Davalı … ve … tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere masrafından oluşan toplam 95,26 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 19,05 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … ve … tarafına verilmesine, Bakiye kısmın davalılar … ve … üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 8-Davalılar … ve … tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … ve … taraflarına verilmesine, 9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 64,16 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2022