Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/137 E. 2022/494 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/137
KARAR NO: 2022/494
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2016/1271 Esas – 2019/746 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 09.08.2012 günü, … plakalı araç sürücüsü … plakalı araçla çarpışması sonucu … plakalı kamyonetin kasasında yolcu olarak bulunan müvekkil yaralandığı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillinin kaza nedeniyle ömür boyu özür ile yaşamak zorunda kalacağını, bu nedenle müvekkili için tazminatı aktif ve pasif dönemlerle birlikte talep ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüyle, trafik kazasından kaynaklı cismani zararına dair tazminat hesabı yaptırılarak olay tarihindeki sigorta limiti çerçevesinde, 40,00 TL geçici, 40,00 TL çalışma gücü kaybı ve 20,00 TL de bakıcı gideri olmak üzere toplam 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; yargılamaya konu somut olayda, davacılar vekili tarafından dava öncesinde eksik belgelerle müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan işbu davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde kusur oranına ilişkin geçerli rapor gönderilmediğinden bahisle kazanın ne şekilde meydana geldiğinin anlaşılamadığını, tıbbi tedavi sona erdiğinde bakım giderinin de bittiğini, oluşmuşsa maluliyet oranında mahrumiyet başladığını, bu nedenlerle davacının talep etmiş olduğu bakıcı giderine bağlı tazminat isteğinin muhatabının müvekkili şirket değil ancak Sosyal Güvenlik Kurumu olabileceğini, davacının yolcu taşınmasına izin verilmeyen kamyon kasasında yolculuk ettiği dikkate alındığında davacının zararın doğmasında ve artmasında müterafik kusuru bulunduğunu, hesaplanacak tazminat üzerinden hatır taşıması indirimi de yapılması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, somut olayda sigortalı araca yüklenen bir kusur bulunmadığını, istiap haddinin aşılmış olması ve özellikle yolcu taşınması mümkün olmayan kamyonet kasasında yolcu taşınması kazanın ve sakatlık olayının gerçekleşmesindeki asıl etken olduğunu, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduğunun, davacıların Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri dolayısıyla herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğini, sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davalı … Şirketi yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davalı … A.Ş.yönünden açılan davanın 17/05/2019 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen tutarlar üzerinden kabulü ile 225.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 7.018,50-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 8.906,62-TL bakıcı gideri olmak üzere 240.925,32-TL maddi tazminatın poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, müvekkili kuruma başvururken, istenilen maluliyet raporu belgesini iletmediğini, bu nedenle başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, olayda davacının araç kasasın yolculuk yaptığı, yönetmelik uyarınca araç kasasında yolcu taşınmasının yasak olduğunu, bu nedenle tazminatın kaldırılması hiç değilse yüksek oranda müterafik kusur indirimine yapılması gerektiğini, taşımanın araç sürücüsü ve işleteninden ziyade davacının yararına olduğu ve davacının bu taşıma için herhangi bir ücret ödemediği hususları sabit olduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, fiilen bakıcı tutulup tutulmadığı araştırılmaksızın brüt asgari ücret üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, teminat limiti ile sorumlu olan müvekkili aleyhine kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limiti olan 225.000 TL’yi aşacak şekilde hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davalı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketlerine başvurulduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak eksik belge verildiğinden işlem yapılamadığı belirtilmektedir. Eksik belge ile müraacat yapılmış olsa dahi başvuru koşulunun yerine geldiğinin kabulü gerekeceğinden bu yöndeki istinafın reddi gerekmiştir.6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından mahkemece aktüerya hesabı için aldırılan 30/04/2019 tarihli raporun istinaf talep eden davalı vekiline 15/05/2019 tarihinde HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat tebliğ edildiği ancak davalı … A.Ş. Vekili, itiraz dilekçesinde açıkça istinaf dilekçesinde belirtildiği gibi bakıcı gideri yönünden hatalı hesap yapıldığı yönünde beyanda bulunmamıştır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi raporu bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bakıcı giderine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece sürekli iş göremezlik tazminatının sakatlık gideri teminatı kapsamında, bakıcı ve geçici iş göremezlik tazminatının sağlık gideri teminatı kapsamında değerlendirilerek karar verildiğinin belirtilmesi karşısında teminat limitlerinin tüketilmemiş olduğundan bu hususa değinen istinaf talebi de yerinde değildir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın davacının veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı, yolcu taşınmasına müsait olmayan kamyonetin açık kasasında seyahat ederken meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanmıştır. Davacının davranışının 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesi gereğince müterafik kusur oluşturduğunun kabulü ile hesaplanan tazminattan % 20 oranında indirim yapılmaması doğru olmamıştır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2021/7553 Esas ve 2022/856 Karar, 2013/9381 Esas ve 2014/13919 Karar sayılı kararları). Bu nedenle; davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek 225.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 7.018,50 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 8.906,62 TL bakıcı gideri olmak üzere 240.925,32 TL maddi tazminattan Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında bulunan 180.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 5.614,8 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 7.125,29 TL bakıcı gideri olmak üzere 192.740,09 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davalı … Şirketi yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Davalı … A.Ş.yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 180.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 5.614,8 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 7.125,29 TL bakıcı gideri olmak üzere 192.740,09 TL maddi tazminatın poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 13.166,07 TL nispi ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harç ile 824,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 12.312,87 TL karar harcının davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 29,30 TL başvuru harcı, 29,30 TL peşin harç ve 824,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 882,60 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 21.942,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı … Şirketi yönünden talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 347,35 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.747,35 TL yargılama giderlerinden davalı … A.Ş. için yapılan toplam 173,68 TL posta ve tebligat gideri düşüldükten sonra bakiye 1.573,67 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan bakiyenin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Anonim Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Anonim Şirketi’ne verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2022