Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2020/4086 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1361
KARAR NO: 2020/4086
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2018/225 Esas 2019/1071 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/01/2012 tarihinde …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı sigortasız motosikletin, sürücüsü … olan … plakalı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini beyanla şimdilik 2.000,00 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ve 2.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın, davalının yasal ödeme süresinin (başvuru sonrası 8 iş günü) bitimi tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 24/07/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 2.000,00 TL olarak talep edilen geçici ve kalıcı iş göremezlik talebini 209.329,38 TL ve 2.000,00 TL olarak talep edilen bakıcı gideri talebini 5.146,14 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazayla ilgili olarak soruşturma aşamasında uzlaşma sağlandığını, olayın hatır taşıması olduğunu, davacının olayda müterafik kusurlu olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacının dava açma hakkının bulunmadığını, kazaya karışan aracın cinsinin tespiti gerektiğini, sigortasız olduğu iddia edilen araç sürücüsüne davanın ihbarını talep ettiklerini, SGK’dan rücuya tabi ödeme alındı ise hesaplanan tazminattan mahsubunun gerektiğini, kusurun ve maluliyetinin tespitinin gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile % 20 hatır taşıması ve % 20 müterafik kusur indirimi yapılarak 4.116,91 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan 4.116,91 TL bakıcı giderinden kaynaklanan ve 163.336,59 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan toplam 171.570,41 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinafa cevapta sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Somut olayda müvekkilin karşılık ve ücret vermeden, bir yararı bulunmadan söz konusu motosiklette bulunduğuna dair ne bir tanık ifadesi ne de başkaca bir delil mevcut olduğunu, mahkemece hatır taşıması indirimine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu kazayla ilgili olarak soruşturma aşamasında uzlaşma sağlanmış olduğundan, davacının dava açma hakkı bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tarafların uzlaşmış olmasının dava açma hakkını ortadan kaldırmaya yettiğini, davacının ayrıca, zararının illa ki maddi karşılık alarak giderilmesi veya maddi-manevi tazminat istenmediğinin açıkça belirtilmesi gibi bir şart bulunmadığını, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunda, bakıcı gideri ihtiyaç süresine ilişkin tespit bulunmadığını, geçici iş görmezlik süresinin bakıcı ihtiyaç süresi olarak varsayılamayacağını, davacının müvekkili kurumdan talep etmiş olduğu bakıcı giderlerine bağlı maddi tazminat isteğinin reddi gerektiğini, müvekkili kurumun bakıcı gideri zararından da sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil kuruma başvuru sırasında açıkça talep edilmemiş olduğundan ve temerrüde düşülmediğinden, geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri için faiz başlangıç tarihinin hatalı tespit edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 5271 sayılı CMK’nın 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Somut olayda trafik kazası 05/01/2012 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile sürücüsü … olan … plakalı araca çarpışması sonucu meydana gelmiştir. Yaralanmalı trafik kazası nedeniyle Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2012/740 sayılı soruşturma dosyası ile müştekinin …, müşteki/şüphelinin … ve şüphelinin … olduğu kovuşturmaya başlanmış, uzlaşma faaliyetleri devamında 23/04/2012 tarihinde uzlaşma tutanağı düzenlenmiştir. …, … ve … ile uzlaştırmacının imzalarını içeren tutanakta …, “Şüphelilerden hiçbir talebim yoktur, dava ve şikayetim de yoktur. Bu şekilde uzlaşmayı kabul ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Devamla, Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/04/2012 tarihli uzlaştırma raporunda tarafların uzlaştıkları anlaşılmakla 08/05/2012 tarihinde 2012/1126 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Açıklanan yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağında işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigortacı yönünden de haklar saklı tutulmamıştır. Uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı … Hesabına karşı da tazminat davası açılamayacağından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir (Benzer yönde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarih, 2018/855 E. ve 2020/93 K., 27.01.2020 tarih, 2018/892 E. ve 2020/91 K. sayılı kararları). Kabule göre ve davacının istinafı açısından da; Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Yargıtay yerleşmiş uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmalıdır. Davacı ve taşıyan …’ün savcılık aşamasındaki ifadelerinden arkadaş oldukları, alkol aldıktan sonra davacının eve bırakılması amacıyla motosiklet ile yola çıktıkları anlaşıldığına göre hatır taşımasının var olduğu kabul edilerek belirlenen tazminattan % 20 indirim yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın REDDİNE, 2- Alınması gereken 54,40 TL ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 754,90 TL’den mahsubu ile fazla yatan 700,50 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3-Davalı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, Daire karar tarihinden yürürlükte bulunan …Ü.T. hükümlerine göre red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 23.463,28 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2- Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 11,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası/Gayrettepe-İstanbul Şubesine ait 28/01/2020 tarih ve … numaralı 273.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020