Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1360 E. 2022/1067 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1360
KARAR NO: 2022/1067
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2018/227 Esas – 2020/63 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/09/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, kaza tarihinde trafik ediplerince kazanın meydana geldiği yerde Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile Kaza Yeri Krokisi düzenlendiğini, kaza nedeniyle Antalya CBS’nın 2016/ 61767 Soruşturma dosyası ile soruşturma yapılarak takipsizlik kararı verildiğini, davacıların desteği olan …’ın kaza yerinde vefat ettiğini, kaza nedeniyle desteklerini kaybeden davacıların yaşadıkları büyük üzüntü sebebiyle manevi zarar uğradıkları gibi desteklerinin ileride kendilerine sağlayacağı desteğinden mahrum kalmak suretiyle de maddi zarara uğradıklarını, … plaka sayılı aracın kaza tarihinde geçerli bir sigorta poliçesi bulunmadığını, bu nedenle davalı …’na başvurmak zorunda kaldıklarını, davalı … tarafından başvurularına olumsuz cevap verilmesi üzerine işbu davayı açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak davacıların vefat edenin desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle her bir davacı için 1.000’er TL olmak üzere şimdilik toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araçla tek taraflı olarak 20/09/2016 tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, …’ın iddia edildiği gibi … plakalı araça yolcu değil sürücü olduğunu, aynı kaza ile ilgili olarak Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/368 Esas sayılı dosyası ile açılan davada ise sürücü olarak …’ın gösterildiğini ve onun kusuruyla neden olduğu kazada …’ın vefat ettiğinin iddia edildiğini, … aracın sürücüsü olduğundan, sürücünün ölümünün trafik sigortası teminatına girmediğini, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen sürücülerin tek taraflı kusurları ile vefat ettikleri kazalarda destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin …’nın sorumluluğunda bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “-Davanın kabulü ile; davacı … için 153.362,08 TL, davacı … için 29.549,82 TL olmak üzere toplam 182.911,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 06/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu kazada … plakalı aracı kullanan sürücünün tespit edilemediğini, vefat edenin araç sürücüsü olması halinde mirasçıların tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, desteğin kusuru ile meydana gelen kazada tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, kaza yerinde çekilen fotoğraflarda vefat eden …’ın sürücü olarak tespit edildiğini, …’ın … plakalı araçta yolcu olması durumunda hesaplanan tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkiline KTK’nın 97.maddesi gereği başvuru yapılmadığını, müvekkil kurumun sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında bulunan, Antalya CBS’nin 2016/61767 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyada dava konusu kaza yönünden “şüpheli” konumunda bulunan kişinin (maktül-şüpheli sıfatıyla) … olduğu, 01/12/2016 tarihli KYOK gereğince olay tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müşteki ve şüphelinin hayatını kaybettikleri, kazada şüpheli (…) dışında başkasının kusur ve kabahatinin bulunmadığı, şüphelinin de hayatını kaybettiği anlaşıldığından olay nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Savcılık dosyasında 20/09/2016 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda; … plakalı aracın sürücüsünün … olduğu ifade edilmiştir. Yine Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/368 E. sayılı dosyasında alınmış olan ve davaya konu kazaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 09/08/2018 tarihli kusur raporunda; içerisinde yolcu olarak davacıların murisi …’ın bulunduğu … plakalı aracın sürücü … yönetiminde iken gece vakti, yerleşim yerinde, aydınlatma bulunan bölünmüş yolda, “92 mg/dl (0,92 promil)” alkollü vaziyette, … Bulvarı … Kavşağı yönünden İl Sağlık Kavşağı yönüne seyir halindeyken olay yerine geldiğinde, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nın; “Yol Sorunu”, “Görüşe Engel Cisim” ve “Kazaya Etki Eden Araç Aksamları” bölümlerinde herhangi bir sorun tespit edilmediği de dikkate alındığında, yola gereken dikkatini vermemesi ve aracını mevcut şartlara ve “Şerit İzleme Kuralları”na uygun bir şekilde sevk ve idare edebilme becerisi gösterememesi nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yol dışı kalarak, yaya üst geçidi ayağına, aracının sol ön yan kısımlarıyla çarpması neticesi meydana geldiği anlaşılan olayda; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla kusurlu olduğu belirtilerek, araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece “…Somut olayda gerek Savcılık soruşturma dosyası, gerek kaza tespit tutanağı, gerek ATK raporu ve gerekse bilirkişi kurulu raporuna göre araç sürücüsünün … olduğu anlaşılmış, davalı tarafın kazaya neden olan aracın sürücünün davacıların murisi olmadığına ve kazadan dolayı davalı …’nın sorumluluğu bulunmadığına dair savunma ve iddialarına mahkememizce itibar edilmemiştir.” gerekçesiyle desteğin yolcu olduğunun kabulü ile davalının sorumluluğuna karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yine kazaya karışan araç sigortasız olup davacı vekili, …na başvurusunu yaptıktan sonra verilen olumsuz yanıt üzerine dava açıldığına göre KTK’nın 97. madddesinde ki başvuru koşulu yerine getirildiğinin kabulü ile başvuru tarihinden itibaren 8 gün sonrasının faize başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık yoktur. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki dosya içinde davacılar murisinin emniyet kemeri takmadığı trafik kaza tespit tutanağında işaretli olduğuna göre desteğin zararın artmasına yol açtığından hesaplanan tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği düşünülmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak davacı … için 122.689,66 TL, davacı … için 23.639,85 TL destekten yoksun kalma tazminatı için davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile; davacı … için 122.689,66 TL, davacı … için 23.639,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 06/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gerekli 9.995,76 TL karar ve ilam harcından 653,81 TL peşin harç + ıslah harç toplamının mahsubu ile kalan 9.341,95 TL’nin davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 2.404,91-TL.yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, 4-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 15.605,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2022