Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/135 E. 2022/470 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/135
KARAR NO: 2022/470
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2015/984 Esas – 2019/694 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/11/2008 tarihinde sürücüsü … olan … plakalı araçta yolcu olarak seyahat ettiği sırada bu aracın sürücüsü … olan … – … plakalı tır – … ile çarpışması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve bu nedenle bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde, … – … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğunu, HMK m.107 anlamında bedensel zarar miktarının tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın sürücüler yönünden olay tarihinden, sigorta şirketleri yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücülerden olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın davalı …’un kaza sırasında yüksek derecede alkollü olması nedeniyle meydana geldiğini, davacının alkollü olan arkadaşının aracına binmesinin müterafik kusurlu olduğunu ve %25 veya daha fazla indirim yapılması gerektiğini, davacının işgücü ve meslekte kazanma gücü oranının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davasının kabulü ile, 145.217,65 TL’nin davalılardan 2918 sayılı Yasanın 88. maddesi gereği müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktar alacağa davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 27/11/2008 tarihinden itibaren, diğer davalılar bakımından 12/07/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … bakımından 27/11/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birilkte davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının davaya konu taleplerini artırdığı ıslah tarihi itibariyle alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, maluliyet oranının, dava süresince alınan ATK raporlarında birbirleriyle örtüşmediğinden bu çelişki giderilmeksizin ve maluliyetin kazayla illiyet bağı olup olmadığı tespit edilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının eğlence dönüşü alkollü olduğunu bildiği kişinin aracına binerek uğradığı zarara kendi kusuru ile sebep olduğundan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davaya konu, müvekkilinin kullandığı tır ile işini yaptığı ve kaza tarihinde müvekkilinin işi gereği yük götürmek zorunda olduğu dava dışı … San. Tic. A.Ş.’ye davanın ihbar edilmemesi ve işbu şirketin davada kusur oranının değerlendirilmeyerek müvekkiline %80 kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kazanın meydana geldiği yerde, dava dışı … fabrikasının güvenlik kameraları bulunduğu halde, hükme esas alınan ATK raporunda işbu kayıtlar incelenmeksizin müvekkiline kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, kaza tarihinden itibaren işleyecek 11 yıllık faizi ile birlikte hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 27/11/2008 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile diğer davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve … plakalı (dorse) aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde belirsiz alacak ifadesi de kullanarak, belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı). Davalı … vekilinin ıslah zamanaşımına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri ile ceza dosyasında alınan raporda irdelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan ATK kusur raporunda; sürücü …’in %20 oranında, diğer sürücü …’un ise %80 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Mahkemece hükme alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü, kaldı ki yargılama sırasında davalı vekili kusur raporuna itiraz etmediğinden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Yine yargılamanın seyri esnasında davanın ihbarı talep edilmediğinden bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir. Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde dosya kapsamına göre olay tarihinde davacınında arkadaşı olan sürücü … ile araçta bulunan diğer yolcu olan şahısların birlikte alkol aldıkları, daha sonra araca bindikleri bu durumda davacının kaza sırasında alkollü olduğunu bildiği sürücü …’in aracına bindiği nazara alındığında hesaplanan tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği düşünülmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek 145.217,65 TL maddi tazminattan Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında bulunan 116.174,12 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine; karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş, istinaf talep etmeyen davalılar için karar kesinleştiğinden aynen muhafaza edilmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kabulü ile 145.217,65 TL’nin (davalı … 116.174,12 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan 2918 sayılı Yasanın 88. maddesi gereği müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Tazminata davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 27/11/2008 tarihinden itibaren, diğer davalılar bakımından 12/07/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, Davalı .. bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … bakımından 27/11/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birilkte davacıya verilmesine, 3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.919,82 TL nispi karar harcı ile kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.366,20 TL nispi karar harcı toplamı 11.286,02 TL harcın (davalılar … 9.302,05 TL, … Sigorta A.Ş. ve …Sigorta A.Ş., 9.919,82 TL harçtan sorumlu olmak üzere) 187,85 TL peşin harç ile 479,00 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 10.619,17 TL harcın (davalılar … 8.635,20 TL, … Sigorta A.Ş. ve …Sigorta A.Ş. 9.252,97 TL harçtan sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 14.367,65 TL nispi vekalet ücretinin (davalı … 12.043,92 TL vekalet ücretinden sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/4 gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.079,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 913,18 TL yargılama gideri ile 187,85 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı ve 479,00 TL ıslah harcı toplamı 1.607,73 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/03/2022