Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1349 E. 2022/1112 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1349
KARAR NO: 2022/1112
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2018/321 Esas – 2019/723 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta nezdinde tanzim edilen … poliçe nolu ( Hasar Dosya No: …) Z.M.M.S sigortası kapsamında sigortalı bulunan … plakalı aracın 25/12/2016 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda müvekkili …’ın sakat kaldığını, müvekkilinin kaza sırasında … plakalı aracı kullandığını, 24/07/2017 tarihli Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan rapor neticesinde %45 oranında kalıcı sakatlığı olduğunu, 270 gün geçici sakatlığı olduğunu, bu sakatlık ile ilgili SGK kapsamı dışında 9.000 TL masrafının olduğunu ayrıca rapor ücreti olarak 1.200,00 TL masraf yaptığını belirterek cismani zarar, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 500,00-TL. maddi tazminatın sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 25/12/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından alınan keşif kararına ve Adli Tıp Anabilim dalından raporda olayın karayollarında olmadığı nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, alınan raporun eksik ve yanlış olduğunu, savcılık dosyasında yol güzergahında fazlaca aracın olduğunun belirlendiğini, saha yolunda tek bir araç değil başkaca kamyonların da olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesinin gerekmediğini, karayolu ile bağlantısı olan, karayolunda meydana geldiğini, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği fabrika sahasının 2918 sayılı KTK m.2/a gereğince karayolları ile bağlantılı olduğunu, bu yere özel izinle girildiğini, özel güvenliğin olmasının KTK’nın 2.maddesinin uygulanmasına engel olmadığını, kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 25.12.2016 tarihinde Eskişehir Seyitgazi ilçesi … mahallesi Mevkiinde bulunan Etibor İşletme Müdürlüğünde taşeron firma olarak faaliyet gösteren … firmasına ait … plaka sayılı kamyon ile … plaka sayılı kamyonetin maden sahası yolunda karıştıkları yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle olayda yaralanan davacı tarafından geçici ve sürekli maluliyet tazminatı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece kusur raporu alınması için ATK Trafik İhtisas Dairesinden görüş istenmiş “İlgi yazınız ile gönderilen dava dosyası incelendiğinde; tanık … beyanında” kaza mahallinin iş sahası içerisinde bulunan yol üzerinde meydana geldiği herhangi bir karayolu vasfının olmadığı” belirtmiş, bu hususlarla birlikte kaza yeri krokisi tüm beyanlar dikkate alındığında olayın meydana geldiği yer iş sahası sınırları içerisindeki bir alanda gerçekleşmiş olması nedeniyle meydana gelen olayın salt trafik kazası mahiyetinde bir olay olmadığı anlaşılmış ve mevzu bahis kazanın dairemiz ve kurumu görev alanı dışında kalması nedeniyle mahalline iadesine karar verilmiştir.” şeklinde cevap verilmiştir. Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazılmış, bilirkişi raporunda ” Olay yerinin … firmasına ait şantiye yolu ile maden sahası içerisinde bulunan ve maden ocaklarına giden işletme yolunun birleştiği yer olduğu, … şantiyesi önünde maden sahasına giden yolun girişinde elle açılıp kapanan demir raylı kapının bulunduğu, şantiye yolunun 7 mt genişliğinde tek şerit çift yönlü, maden ocaklarına giden işletme yolunun ise 12 mt genişliğinde tek şerit çift yönlü olduğu, her iki yolun ise zeminin stabilize toprak olduğu tarafımca tespit edilmiştir. Bahse konu kazanın meydana geldiği yolun Etibor maden sahası içerisi maden ocaklarına gidiş geliş yapan ve maden ocaklarında çalışan araçların kullandığı işletme sahası yolu olduğu, olay yeri yolun ise 2918 sayılı K.T.K’nunda yer alan karayolu yol statüsünde olmadığı” tespit edilerek bildirilmiştir. 2918 sayılı KTK. 3. madde de tanımı verilen şekli ile karayolu, “Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır” olup, karayolu kavramı içerisinde trafik için faydalanılan her türlü arazi şeridi ve alanları da kapsamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 2011/17-499E. ve 2011/557 K. sayılı kararında “…. Davacının sigortalısı araç, fabrikanın ambar kısmında yükleme yaptığı sırada, davalı şirkete ait aracın çarpması sonucu hasarlanmış: sigorta bedeli dava dışı sigortalıya ödendikten sonra davacı ödediği bu bedelin rücuen tahsilini talep etmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemekte; karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği fabrika sahasının da 2918 sayılı KTK’nun 2/a maddesi gereğince karayolu ile bağlantısının olmasına; özel izinle girilmesinin, özel güvenliğinin olmasının KTK’nun 2. maddesinin uygulanmasına engel bulunmamasına göre, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir ve Karayolları Trafik Kanunu uygulanır.” belirlemesi bulunmaktadır. HGK kararındaki açıklama doğrultusunda, trafik için faydalanılan ve karayolu ile bağlantısı olan alanlarda meydana gelen kazalar için KTK.’nın uygulama alanı bulacağı belirtildiği göz önüne alındığında, dava konusu kazanın meydana geldiği yolda Mahkemece talimat yolu ile yerinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporundaki belirlemeler eksik olup olay yerinin çalışma alanına malzeme taşımak için taşıtların girip çıktığı dolayısı ile karayolu bağlantısı olan bir yer olup olmadığı belirtilmemiştir. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken olay yerinin çalışma alanına malzeme taşımak için taşıtların girip çıktığı bir yer olduğu anlaşıldığından kaza mahallinin karayolu bağlantısı olan bir yer olup olmadığı konusunda Yargıtay HGK kararındaki belirlemeler de dikkate alınmak suretiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. ve 3. maddesinde sayılan yerlerden olup olmadığı ve karayoluyla bağlantı yolu olup olmadığının kesin bir şekilde belirlenmesi için ek rapor almak ve tarafların delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022