Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1348 E. 2021/1960 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1348
KARAR NO: 2021/1960
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2015/561 Esas – 2019/1217 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/12/2012 günü saat 15:00 sıralarında müvekkilin yolcu olarak bulunduğunu, dava dışı … idaresindeki plakasız motosiklet ile … köyü istikametinden … Köyü istikametine doğru seyir halinde ien … köyü içine geldiğinde davacının eteğinin ucunun motorun arka dişli kısmına sıkışmasıyla müvekkilin yere düşmesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik müvekkilin geçici iş göremezlik nedeniyle 500,00-TL, sürekli iş göremezlik sebebiyle 500,00-TL olmak üzere toplamda 1.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının motosiklete koruyucu elbisesiz olarak bindiği sabit olduğu için KTK’nın 78.maddesi dikkate alınarak kask ve koruyucu elbise giyilmemesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, zira bu ekipman kullanılmış olsa idi yaralanma hadisesinin gerçekleşmesi önlenebileceğini, somut olayda hatır taşıması olduğunu, bu sebeple hesaplanacak tazminattan hatır indirimi yapılmasını talep ettiğini, motor gücü 50 cc nin altındaki motorlu bisikletler bakımından sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya sebep veren motosiklet bulunamadığından davanın reddedildiğini ancak ortada bedensel zararların bulunduğunu, … adına tescilli herhangi bir motosiklet bulunamamasının doğal olduğunu, sigortalısı tespit edilemeyen araçların verdiği zararlardan …nın sorumlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği düzenlenmiştir. 2918 Sayılı Yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür. …’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle …’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. Davalı …’na aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, öncelikle kaza tespit tutanağına göre davacının yolcu olduğu belirtilen motor bisikletin , trafik sigortası yaptırması zorunlu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun saptanması gerekmektedir. Zira, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartları’nın A.3-k maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı hallerden olup, yukarıda değinildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde motosiklet ve motorlu bisikletin tanımı yapılmıştır. Anılan düzenlemeler gereği, dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağı olay anlatımı ve araç bilgilerinde açıkça davacının yolcu olduğu aracın motor bisiklet olduğunun belirtildiği, mahkemece kazaya neden olan motor bisikletin silindir hacmini tespiti için etraflıca araştırmalara rağmen bulunamadığı sabittir. Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle kazaya konu aracın davacının eşine ait olduğunun 04/01/2013 tarihli ifade tutanağında açıkça belirtildiği, davacının eşine ait aracın teknik özelliklerini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu görülmekle davacı tarafından aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunun ispatlanamadığı nedenle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021