Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1278 E. 2022/1169 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1278
KARAR NO: 2022/1169
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI: 2016/621 Esas – 2020/192 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/06/2013 tarihinde, davalı … şirketince … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlenmiş olan, … sevk ve idaresindeki ..plaka sayılı araç sürücüsünün (Uşak-İzmir yolu Kula ilçesi yakınlarında) yola çıkan koyunlara çarpması nedeniyle aracın hakimiyetini kaybetmesi ve aracın devrilmesi sonucunda tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini ve araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarının belirlenerek şimdilik 200,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müvekkiline ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde 29/06/201-2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 3532109 sayılı KTK Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olup, kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat limiti 250.000 TL ile sınırlı olduğunu, kusur oranının Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının tam kabulü ile; 14.000,00 TL geçici iş görememezlik maddi tazminatı ile 207.057,00 TL sürekli iş görememezlik maddi tazminatının temerrüt tarihi olan dava tarihi 06/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …den sorumlu olduğu poliçe limiti dikkate alınarak tahsiline davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının geçici iş göremezlik kaybından doğan zararının olmadığını, sakatlık raporunda sakatlık oranının olay tarihindeki yaşına göre değil rapor tarihindeki yaşına göre tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince aldırılan kusur raporunun hatalı olduğunu, bilirkişi incelemeleri çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda ve uzman bilirkişilerce yapılması gerektiğini, karara dayanak gösterilen maluliyet raporunun hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimine gidilmeksizin hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 21/06/2013 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç sürücüsünün yola çıkan koyunlara çarpması nedeniyle aracın hakimiyetini kaybetmesi ve aracın devrilmesi sonucunda tek taraflı trafik kazası nedeni ile araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan 19/04/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı otomobili ile kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı; kavşakta fasılalı yanan trafik ışıklarını da dikkate almadığı ve yavaşlamadığı; kavşak içinde koyun sürüsüne çarparak 8 koyunun ölümüne, kendisi ile otomobildeki yolcu …’nın yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununu 47/b – 52/a ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/b- 101/b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, çoban …’nın yönetimindeki koyun sürüsünü taşıt yolunu geçerken kavşağın içine taşırdığı; taşıt yolunu en kısa yoldan ve en hızlı şekilde geçme çabası içinde olmayarak … plakalı otomobil ile kazaya karıştığı için Karayolları Trafik Kanununun 47/b-69 ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/d ve 139 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’nın … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı belirtilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Mahkemece kusura ilişkin alınan bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağının uyumlu oldukları, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre kusura yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin uzmanlığının teslim tutanağında kusura ilişkin rapor düzenlemeye yetkili olarak gözükmesi nedeni ile bu yöne değinen istinaf başvurusu da yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Dosya kapsamında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen adli sağlık kurulu raporu, Adli Tıp Anabilim dalı başkanı ve iki anabilim dalı üyesince imzalanmış olup, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine sonuç olarak şahsın olay tarihindeki yaşına göre % 8,2 ve bugünkü yaşına göre % 9,1 olarak bulunmuş, tıbbi iyileşme süresinin 180 gün olarak açıklanmıştır. Hükme esas alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen adli sağlık kurulu raporu, doğru yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiştir; ancak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen raporda, davacının bugünkü yaşına ve olay tarihindeki yaşına denmek suretiyle ulaşılan sonuç oranlar karışık olup net değildir. Bu açıdan ATK dan maluliyet oranı açısından net oran bildirir rapor alınmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davalı vekilinin, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle kusurlu olduğu yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde; Emniyet kemeri takılı olmaması müterafik kusur olarak değerlendirilebilir. Ancak kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında yolcu olan davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama yoktur. Bu halde müterafik kusur uygulaması yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3591 Esas ve 2021/4191 Karar sayılı kararında; “..Somut olayda davacının Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 15.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının geçici iş göremezlik süresi yönünden zararı hesaplanırken, bordrosundaki ücretleri esas alınarak zarar hesabı yapılmış ve geçici iş göremezlik tazminatı hüküm altına alınmıştır. Davacının memur olması nedeni ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam etmekte olup, bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeleri kadardır. Bu durumda davacının geçici işgöremezlik süresi içerisinde maaşı eksik ödenmiş ise buna ilişkin fark bedeli ve varsa bu süre için mahrum kalınan ek ödemeler, döner sermaye gelirleri gibi ek gelirleri araştırılarak, çalışamadığı dönem hesabında (varsa) bu gelirler esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması için ek aktüerya raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” belirlemesinde bulunulmuştur. Bu açıklama doğrultusunda Mahkemece yapılması gereken, başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşı eksik ödenmiş ise buna ilişkin fark bedeli ve varsa bu süre için mahrum kalınan ek ödemeler, döner sermaye gelirleri gibi ek gelirlerinin çalıştığı kurumdan araştırılması, bu dönemde alamadığı eksik ödeme varsa bu gelirler esas alınmak suretiyle, tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022