Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1274 E. 2022/1111 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1274
KARAR NO: 2022/1111
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2018/291 Esas – 2019/1425 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı olan …’in 22/08/2017 tarihinde Balıkesir’de sevk ve yönetimindeki … plaka nolu aracın …’a ait … sevk ve yönetimindeki … plaka nolu aracın çarpışması sonucunda hasarlandığını, olaydan sonra tutulan kaza tespit tutanağındaki beyanlardan ve krokiden de anlaşılacağı üzere davalı … şirketine sigortalı … plaka nolu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu bu aracın … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı olduğunu, müvekkilinin yurtdışında yaşadığından aracın hasarının tamiri için yurtdışında yerleşik müvekkil sigorta şirketine başvurduğunu, müvekkili şirketin tamir için rapor hazırladığını ve sigortalı aracın tamir bedelinin 7.486,37-Euro olduğunu, müvekkili şirketin hasar tazminatı oranında sigortalısının halefi olduğunu, davacının aracının onarımı Türkiye’de yapmaya zorlanmayacağını, aracını ikame ettiği ülkede tamir ettirmeyi seçerse yurtdışı tamirine dair gerçek kaza hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminini karar verilmesinin Yargıtay kararı olduğunu, müvekkili için fazlayı talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.095,57-Euro maddi tazminatın fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının temerrüt tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı taraf yazı ile müvekkili şirketten 5.530-Euro tamir, 1000-Euro değer kaybı talep ettiğini ve 500-Euro muafiyet düşerek 6.030,56-Euro zararın olduğunun belirtildiğini taraflarınca 6.440,36-TL ödeme yapıldığını, buna rağmen davacı tarafın bu kez 6.095,57-Euro daha talep ettiğini ve bunu kabul etmediklerini, davacı tarafın aracının hasarının karşılandığını bu nedenle talebin reddi gerektiğini, değer kaybı hesaplama yönteminin trafik sigortası genel şartlarında belirtilen şartlara göre yapılması gerektiğini, sigortalı aracın anlaşmalı onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedele göre ödeme yapılacağını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun bakiye poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, ayrıca davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren ve yasal faizle olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 4.287,2 EURO hasar bedelinin fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının sigorta poliçe limitini aşmayacak oranda davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine, alacağa 02.01.2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişinin eksik hesaplama yaptığını, müvekkil şirket tarafında sigortalısına ödenen hasar bedeli içerisinde değer kaybının bulunmadığını, alacak kalemlerinin cevap dilekçesinde açıklanmış olmasına rağmen değer kaybı bedeli olan 1.000,00 EURO’nun hesaba dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, bilirkişi davalının dava açılmadan önce TL olarak yaptığı kısmi ödemeyi EURO ‘ya çevirirken kurun yanlış hesaplandığını, EURO yerine USD kurunun baz aldığını bu sebeple hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsünün tek yönlü caddede seyrederken davacı şirkete sigortalı park halindeki araca çarpması biçiminde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının sigortalısı yurt dışında yaşadığından aracındaki hasarın tamiri için yurt dışında yerleşik davacı … şirketine başvurduğu, davacı şirketin aracın tamir bedeli için rapor hazırlatarak sigortalısına aracının tamir bedeli olan 7.486,37 EUR. ödeme yaptığı sigortalısının kanuni halefi olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalı vekilince verilen cevaba cevap dilekçesinde davalı tarafından ödenen meblağ düşüldükten sonra 6.095,57 EURO talepli dava açıldığı ve alacak kalemlerinin tek tek belirtildiği, bu kalemlerin içinde değer kaybının da bulunduğu dolayısıyla değer kaybının harca esas değer içinde bulunduğu anlaşıldığı halde açıkça istenmediği belirtilerek değer kaybının hesaba dahil edilmemesi doğru olmamıştır. Davalı tarafın dava açılmadan önce 11.01.2018 tarihinde ödediği 6.440,39 TL’nin ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden EURO”ya çevirirken 11.01.2018 tarihli TCMB efektif satış kuru 4.5437 iken mahkemece kurun 3,8045 olarak alınması hatalı olmuştur. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Bu nedenle değer kaybı hesabının fark yöntemi yerine sigorta genel şartlarına göre yapılması doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince, davacı aracının modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumları, km’si, kullanım tarzı vs. de göz önünde bulundurularak, dosya kapsamındaki tüm belgeler ve tercümeleri de değerlendirilmek suretiyle yukarıda açıklanan değer kaybı hesabı esaslarına uygun şekilde kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının tespit edilmesi, davadan önceki ödemenin doğru kur uygulanmak suretiyle dikkate alınarak bilirkişiden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022