Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1272 E. 2022/318 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1272
KARAR NO: 2022/318
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2014/796 Esas – 2019/1121 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili baba … ile oğlu …, 31/03/2013 tarihinde alışveriş merkezinden dönerken, … plakalı aracın yolda tedbirsiz ve dikkatsiz bir şekilde ilerlerken, davacı baba …’ın ikaz ettiğini, araç sürücüsü … ve yan koltukta oturan kişinin terslediğini aracın tekrar pati çekmeye başladığını ve bu esnada aracın oğlu …’i aracın altına alıp küçük çocuğu ezerek yaşamını tehlikeye girecek şekilde yaraladığını, müvekkili çocuk …’in derhal Marmara Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırıldığını ve muhtelif ameliyatlar geçirdiğini, aracın sürücüsü …’ın tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza yapan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortası olan … Sigorta A.Ş.’nın limitleri dâhilinde tazminattan sorumlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin sağlığını ve fiziksel durumunu kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, tedavi yol giderleri için 500,00 TL, iş gücü kaybı, iş görememezlik, maluliyet için 4.500,00 TL, toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın, anne için 10.000,00 TL, baba için 10.000,00 TL, çocuk için 25.000,00 TL toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dâhilinde, dava tarihinden itibaren teminat klozlarınca sorumlu tutulması, manevi tazminattan sorumlu tutulmaması talebiyle) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın aile reisinin kusursuz sorumluluğuna ilişkin tazminat davası olduğunu, davaya bakma görevinin aile mahkemesinde olduğunu, müvekkili … yönünden olay tarihinde fiil ehliyeti olmadığını belirterek davanın esasa girilmeden husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili … ‘ın kusursuz olduğunu ve çocuğunun idare ve gözetimi için gerekli tedbirleri aldığını, davacıların haksız ve fahiş tazminat taleplerinin reddi ile aksi halde davacı babanın ve diğer davalıların kusurunun da gözetilerek kusur indirimi yapılması gerektiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 08/08/2012-2013 tarihleri arasında ZMM sigorta poliçesiyle sigortalı olduğu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, dava tarihinden önce bir başvuru yapılmadığından dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar …, …, … vekillleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar … …’a vekaleten Annesi … ve Babası … vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TMK hükümleri çerçevesinde küçüğün velisi davalı/baba …, meydana gelen zarardan sorumlu olduğundan, davalı … için husumet nedeniyle red kararı verilmesinin doğru olmadığını, ATK raporunda iyileşme sürecinin 2 ay olduğunun tespit edildiğini, rapora göre davacıya 2 aylık ücret takdir edilmesi gerekirken, iş göremezlik yönünden verilen red kararının hatalı olduğunu, davacılara verilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dosya kapsamından; 31/03/2013 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ‘a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, … ‘ın yaralanması nedeniyle, davacı … ile anne ve babası tarafından, davalı sürücü …, sürücünün küçük olması nedeniyle babası … , araç maliki ve … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava, trafik kazasından dolayı cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı araç sürücüsü 28/10/1996 doğumlu … 31/03/2013 kaza tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan, dava dilekçesi içeriğine göre sürücü … ile birlikte baba … ’a karşı dava açılmış olup, baba … hakkındaki dava, 4721 sayılı TMK’nın 369. maddesi kapsamında ev başkanının sorumluluğu esasına dayandırılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemesi’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa’nın 4/1 maddesi gereğince, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabı’ndan doğan dava ve işlere Aile Mahkemesi’nde bakılması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Davacı, davalı …’ın Medeni Kanun’un 369. maddesi gereğince sorumlu tutulmasını istediğine göre, Davalı … hakkındaki davada davaya bakma görevi Aile Mahkemesi’ne ait olduğundan, mahkemece davanın HMK 114/1-c maddesi gereği görevsizlik nedeniyle HMK 115/2. Maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih, 2016/10378 Esas ve 2019/5441 Karar sayılı kararı). Bu nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve karar içeriğine göre davacılar vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022