Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1271 E. 2022/1017 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1271
KARAR NO: 2022/1017
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2015/1175 Esas – 2019/1432 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın sahibi olduğu ve diğer davalı …’nun kullandığı … plakalı tır çekicinin 04.06.2014 tarihinde müvekkillerinin murisi …’nın kullandığı … plakalı araca çarparak …’nın ölümüne neden olduğunu, bu kaza nedeniyle Akşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/444 E. sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, muris …’nın ölüm sonucu eşi müvekkili … psikolojik olarak yıkıldığını, ekonomik olarak eşinin desteğinden yoksun kaldığı gibi hayat boyu sürece manevi desteğini de yitirdiğini, müvekkili …’nın babasını henüz üniversitede okuyan bir öğrenci iken kaybetmesinin verdiği acı ve yalnızlık hissiyle yaşamaya başladığını, psikolojik sorunlar yaşadığını, babasının maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını beyanla; … için 100.000 TL, … için 100.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatın 04.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davanın maddi tazminat yönünden belirsiz alacak ve tespit davası olarak yürütülerek şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla … için 1.000 TL … için 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL maddi tazminatın 04.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … adına tescilli … plakalı araç için müvekkili şirketçe 25.07.2013-25.07.2014 tarihleri arasında karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirkete bu dosyayla ilgili başvuru yapılmadığını, gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, manevi tazminatların teminat dışı olduğunu, öncesinde hiçbir başvurusunda bulunmaksızın açılan iş bu davada müvekkili sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın ticari faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili Konya Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş oldğunu, kazanın meydana gelmesinde murisin kusurlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacıların tazminat taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla manevi ve mali mesuliyet sigortası teminatı dışında kalan tazminat taleplerinin kasko poliçesi ile ek teminat altına alındığından davanın … Sigorta AŞ’ye ihbarını talep ettiklerini belirterek davanın öncelikle yetki yönünden ve ayrıca eesastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “A) Maddi tazminata ilişkin dava yönünden; 1- Davacı … için 9.157,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 11.12.2015 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 04.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, 2- Davacı … için açılan maddi tazminat davasının reddine, B) Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 1-Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL.’den olmak üzere, toplam 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yapılan ödemelerden rücuya tabi olan kısım için ilk peşin sermaye değeri hesaplanarak davacılar için kök raporda hesaplanan tutardan indirilmiş ve karara konu olan zarar miktarının ortaya çıkmış olduğunu ancak yapılmış olan ödemelerin rapor tarihine kadar olan kısım için faizlendirilerek güncellenmesi gerekirken, yapılan ödemeler faizlendirilmeden söz konusu tutardan indirildiği için ortaya karara konu bakiye çıktığını, davacı taraflara SGK tarafından yapılmış olan ödemelerin yeterli olduğunu, müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, diğer davacı olan …’ya yapılan ödemenin mahkeme tarafından yeterli olduğunun kabul edildiğini, faiz güncellenmesinin uygulanması halinde …’ya yapılan ödemenin de yeterli olduğunun görüleceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 04.06.2014 tarihinde davacıların murisi sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla seyir halindeyken trafiğe kapalı yolun sol tarafındaki alana geçmek istediğinde sol yan tarafına, arkadan aynı istikamette seyretmekte olan davalı … adına tescilli ve diğer davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı çekiciye bağlı … plaka numaralı yarı römorkun ön kısımlarıyla çarpması neticesinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 4. fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/11477 E. ve 2019/4703 K. sayılı kararında da “…olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, kaza sonucu ölen …ün hak sahibi olan davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığı ve bağlanmışsa bu gelirin rücuya tabi olup olmadığı ile davacılara bağlanan rücuya tabi gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise, 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi suretiyle davacıların talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekir …” şeklinde karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … bakımından SGK tarafından 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca yapılan ödemenin rücu miktarı hesaplanarak, ilk peşin sermaye değeri (davalının %25 kusurua göre rücu edilebilecek miktarın 1/2 tutarı) hesaplanan tazminat tutarından indirilerek tazminat miktarı belirlenmiş olmasına, Yargıtay yerleşik içtihatları gereği yapılacak hesaplamada davalı hak sahiplerine SGK tarafından yapılmış olan ödemelerin rapor tarihine kadar olan kısım için faizlendirilerek güncellenmesinin gerekmemesine göre İlk Derece Mahkemesince aktüerya raporu esas alınarak yapılan hesaplamaya göre yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle; davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 625,52 TL harçtan peşin alınan 156,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 469,14 TL harcın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/05/2022