Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1264 E. 2022/1110 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1264
KARAR NO: 2022/1110
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2015/496 Esas – 2019/417 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10.07.2014 tarihinde saat 08:30 sıralarında, sürücüsü ve maliki olduğu … plakalı 2005 model … marka araçla Piyalepaşa Bulvarı istikametinden Çağlayan-Kasımpaşa yolu üzerinde seyir halinde devam etmekte iken arkasından zigzaglar çizerek, makas tabir edilen manevra yaparak hızla gelen davalılardan …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı sarı renkli … marka ticari aracın müvekkilinin aracının sağ ön tarafına ani bir şekilde çarparak müvekkilin aracının yan yatıp yolun sol şeride sürüklenmesine yol açtığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, müvekkilinin kullanmış olduğu aracın 2005 model bir kamyonet olduğunu ve aynı zamanda nakliye işlerini yürüterek geçimini sağladığını ve kaza nedeniyle işlerinin aksadığını ve ekonomik bir kayba uğradığını, davalılardan …’in maliki, …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın aynı zamanda kaza tarihinde davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili adına şimdilik 8.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 14.000,00 TL taziminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … için sigorta limiti dahilinde maddi tazminatla sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 17/10/2013-17/10/2014 tarihleri arasında … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden doğan sorumluluklarının sigortalısının kusuru oranında olmak üzere araç başı maddi zararlarda azami 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının araçta oluşan değer kaybı taleplerini kabul etmediklerini, kaza sonucu araçta bir değer kaybının meydana gelip gelmediği söyleyebilmek için aracın markası, modeli, trafiğe çıkış tarihi vs sonucuna göre somut ve denetlenebilir şekilde değer kaybının olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacının talebine konu kazanç kaybına yönelik zararların dava dayanağı KZMSS teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 1000,00 TL araç hasar nedeniyle değer kaybı tazminatının davalı … Mirasçılarından (İstanbul 15. Sulh Hukuk Mah. 2017/651 E. Sayılı – 2017/519 K. Sayılı – 25/09/2017 tarihli mirasçılık belgesine göre ve İstanbul 17. Sulh Hukuk Mah. 2018/363 E. – 2019/110 K. – 21/01/2019 tarihli mirasçılık belgesine göre …) ve davalı … mirasçılarından (Beyoğlu … Noterliği’nin 21/07/2017 tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre üç pay … – üç pay … – iki pay …) kaza tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek davalı … Sigorta A.Ş’den (Sigorta Poliçe Limiti ile sınırlı sorumlu) 07/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken müteselsilen tahsiline davacı tarafa verilmesine, 680,00 TL kazanç kaybı tazminatının davalı … Mirasçılarından (İstanbul 15. Sulh Hukuk Mah. 2017/651 E. Sayılı – 2017/519 K. Sayılı – 25/09/2017 tarihli mirasçılık belgesine göre ve İstanbul 17. Sulh Hukuk Mah. 2018/363 E. – 2019/110 K. – 21/01/2019 tarihli mirasçılık belgesine göre …) ve davalı … mirasçılarından (Beyoğlu … Noterliği’nin 21/07/2017 tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre üç pay … – üç pay … – iki pay …) kaza tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken müteselsilen tahsiline davacı tarafa verilmesine, Davacının maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacının manevi tazminat talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmadığı, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, yeni bir bilirkişi ataması olmayıp ek rapor alınmadığını, manevi tazminat talebi yönünden takdir hakkının keyfi olarak kullanıldığını, mahkemece hak ve nesafete göre takdir hakkı kullanılarak manevi tazminata hükmolunmadığını, 08.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda görüleceği üzere davalının kaza mahalini tek etmesi sebebiyle kusur oranı %100 olarak belirlendiğini, yüzdesel kurur denilerek yüzeysel geçiştirildiğini, müvekkilin kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 10.07.2014 tarihinde, saat 08:30 sularında, davacı sürücü …’in yönetimindeki … plakalı kamyoneti ile Şişli yönünden Kasımpaşa yönüne Piyalepaşa Bulvarı boyunca 3 şeritli yolda sol şeritte seyrederken arkadan zik zak yaparak, makas atarak gelen davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı ticari taksinin sol arka kapı kısmı ile … plakalı kamyonetin sağ ön kısmının çarpışması sonucunda sürücü …’in … plakalı kamyonetin direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftaki kaldırıma çarpıp yan yatması şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacının aracının hasara uğraması nedeniyle açılan eldeki davada değer kaybı, kazanç kaybı ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı günlük kazancına ilişkin somut veriler sunmamış, delil listesinde İstanbul Kamyonetçiler ve İşletmecileri Esnaf Odasından günlük kazanç bedelinin sorulmasını talep etmiştir. Odadan gelen cevaba göre kazanç kaybı hesaplanmıştır. Bu durumda davacı kazancını ispat edemediğine göre göre gelen yazı cevabına göre kazanç kaybı hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Olay nedeniyle davanın yaralandığına ilişkin hastane kaydı bulunmadığından manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Emsal uygulanmamış olmakla Mahkemece alınan rapor değer kaybı yönünden yeterli ve denetime elverişli değildir. O halde İlk Derece Mahkemesince davacı aracının modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumları, km’si, kullanım tarzı vs. de göz önünde bulundurularak, emsal de uygulanarak yukarıda açıklanan değer kaybı hesabı esaslarına uygun şekilde kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının tespit edilmesi hususlarında bilirkişiden açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022