Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1244 E. 2022/1247 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1244
KARAR NO: 2022/1247
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2015/812 Esas – 2020/86 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/11/2012 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklet ile seyir halinde iken, … Mah. … Sokak’ta müvekkilinin çocuğu…’a çarpması sonucu meydana gelen kazada, …’ın ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren tescilsiz motosikletin ZMSS poliçesi bulunmadığından davanın Güvence Hesabına açılmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın, davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayacak gelir kaybına uğrayan müvekkili için tahkikat sonucunda müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın, davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 15/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde, 100,00 TL tazminat talebinin 23.790,65 TL arttırılmak suretiyle ıslahı ile toplam 23.980,65 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 05/08/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı … adına velayeten açılan davada yalnızca baba …’ın taraf olarak bulunduğunun, evlilik birliği içerisinde, velayetin birlikte kullanılmasının gerektiğini, anne-babanın çocuk adına açacakları tüm davalarda birlikte hareket etmesinin zorunlu olduğunu, anne tarafından verilen vekaletin de dosyaya sunulması gerektiğini aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 2 yıl içinde davacının müvekkili kuruma başvurmadığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı asilin anne ve babasının, çocuklarını araç trafiğinde gerekli güvenlik önlemlerini almadan bulundurduklarından çocukları üzerinde bakım ve gözetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmeyerek 3. kişi olarak ağır kusurlu olduklarını, 3. kişinin kusurunun ise olay ile müvekkili kurumun sorumluluğu arasındaki illiyet bağını kestiğini, bu durumda müvekkili kurumun sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve gelir kaybı talebinin reddi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun varlığı halinde ayrıca indirim sebebi olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 23.890,65 TL sürekli iş görememezlik tazminatının 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Geçici iş görememezlik tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zarar gören şikayetten vazgeçtiğinden tazminat talep hakkı kalmadığını, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan maluliyete ilişkin sağlık raporu alınmasının gerektiğini ve talepleri olmasına rağmen mahkemenin gerekli araştırmayı yapmadığını, maluliyetin ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının ve maluliyetin söz konusu kazadan kaynaklı olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini, davacının güncel muayenesinin yapılmadığını, kazaya bağlı maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmediği, mahkemece askerlik süresi hesaba katılmadan tazminat hesaplaması yapıldığını ve bunun hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 29/11/2012 günü saat 16:30 sıralarında sürücü …’nın, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile yolu karşıdan karşıya geçmekte olan 2009 yılı doğumlu yaya …’a, idaresindeki araç ile çarpması neticesinde, dava konusu kazanın meydana geldiği, davacıların yaşı küçük olan davacı için maddi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır. Cezadaki kamu davasının şikayetten vazgeçme ile düşmesi, TCK 74/2. maddesi gereğince uğranılan zararın tazmini için açılan şahsi hak davasını ve 74/3. maddesi gereğince tazminat ve yargılama giderlerini etkilemez. Suçtan zarar görenin, kamu davasının düşmesi halinde şikayetinden vazgeçmesiyle bu düşme gerçekleşse bile açıkça vazgeçme sırasında şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklamış ise ancak hukuk mahkemesinde dava açılamaz. Şu durumda, davacının yukarıda bahsedilen şekilde şahsi haklarından vazgeçtiğine dair açık ve ayrı bir beyanı bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf yerinde değildir. Mahkemece talimat yolu ile Gaziantep Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından maluliyet raporu alınmış olup 10/01/2018 tarihli raporda davacının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği E cetveline göre %53,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı; Davalının itirazı üzerine bu kez Gaziantep Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından 13/02/2019 tarihli ek raporda davacı muayene edilerek değerlendirme yapılmış ve Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği E cetveline göre %5,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmemiş olması ve hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapılmış, davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan % 5,1oranındaki maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmamış olması da eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması; Maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; anılan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek olan davacı için askerlik süresi dahil edilmeden tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022