Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1238 E. 2022/1096 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1238
KARAR NO: 2022/1096
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2015/518 Esas – 2019/1136 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/04/2009 tarihinde dava dışı …’in kullandığı … plakalı araç ile ve davalı … şirketine ZMMS Poliçesi ile sigortalı bulunan ve dava dışı … adına kayıtlı olup …’in kullandığı … plakalı aracın karıştığı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkilinin … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğunu, olay sebebiyle dava dışı … hakkında kamu davası açıldığını, alınan bilirkişi raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu kabul edildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/283 Esas sayılı dosyasında … ile ruhsat sahibi … firması aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, bu dosyada yapılan yargılama sonucunda … plakalı araç sürücüsü …’in % 25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yine Adli Tıp raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 7,2 olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 4.981,34 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 495,79 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere 5.477,13 TL ‘ye ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin zarara ilişkin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edilemeyeceğini, müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde muaccel olacağını, herhangi bir başvuru olmadığı takdirde faiz sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile, ıslahla artırılmış kalıcı ve geçici işgöremezlik zararı toplamı 5.477,13 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkili şirket aleyhine kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı ve haksız olduğunu, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kusur raporunda sigortalı araç sürücüsün yönelik atfedilen kusur değerlendirmesine katılmadıklarını, bilirkişi raporunda çelişki olduğunu, mahkemece alınan maluliyet raporunun usulsüz olduğunu, müvekkili şirket zorunlu karayolu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ancak gerçek zararı tanzimle yükümlü olduğunu, trafik kazalarından kaynaklanan geçici iş göremezlik giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğinden reddi gerektiğini, kanuni başvuru şartları yerine getirilmediğinden temerrütün gerçekleşmediğini, dava tarihinden itibaren avans faize hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarihtir. Ancak KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinin 8.günden itibaren davalı … Şirketinin temerrüdünden söz edilebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça, davadan önce davalı … Şirketine herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Bu durumda, davalı … Şirketi, dava tarihinde temerrüde düşmüş olacağından dava ve ıslah dilekçesinde talep edilen tazminat miktarlarına faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Mahkemece Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/383 Esas sayılı dosyasında ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 27/03/2015 tarihli maluliyet raporu ile kusur raporu hükme esas alınmıştır. Ancak trafik kazasının çift taraflı olup eldeki davada davalı olan trafik sigortacısı … bahsi geçen dosyada taraf değildir. Bu nedenle hükme esas alınan 27/03/2015 tarihli maluliyet raporu ile kusur raporu davalı tarafa tebliğ edilerek, beyan ve itiraz hakkı tanınması, itirazı olması halinde ise değerlendirilerek ve gerekirse yeniden rapor alınarak karar verilmemiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davaya konu trafik kazasına sebep olan davalı … şirketine sigortalı aracın hususi nitelikte otomobil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalı araç, ticari olmadığından temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faiz uygulanması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/05/2022