Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1231 E. 2022/1044 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1231
KARAR NO: 2022/1044
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2017/1051 Esas – 2019/1285 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisleri … ve …’in vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, …’in vefatı nedeniyle müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 500’er TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, …’in vefatı nedeniyle müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 500’er TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile, …’in vefatı nedeniyle her bir müvekkili için ayrı ayrı 500.000,00’er TL olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL, …’in vefatı nedeniyle her bir müvekkili için ayrı ayrı 500.000,00’er TL olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline kararı verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile maddi tazminat talebini … için; 1)…’nin ölümü sebebiyle 37.470,37-TL, 2) Tuğba’nın ölümü sebebiyle 165.465,52-TL, … için; 1) …’nin ölümü sebebiyle 35.302,91-TL, …’nın ölümü sebebiyle 152.241,19-TL miktara yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacılar tarafından dava değeri düşük gösterildiğinden eksik harcın ikmalinin gerektiğini, soruşturma dosyasında tali kusurlu olan …’a davanın ihbar edilmesi gerektiğini, İstanbul Anadolu 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/335 sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, esasa ilişkin olarak ise kazanan meydana gelmesinde yolun kusurlu olması ve …’ın kusurunun etkili olduğunu, maddi tazminat konusunda davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, manevi tazminat konusunda müvekkil ile ilgili herhangi bir kusur veya kusur oranı kabul anlamına gelmemek üzere sadece ve sadece manevi duygularla, manevi tazminatın cezaya dönüşmeyeceği, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın giderilmesi amacı taşımadığından manevi teessürün bir nebze hafifletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, maddi tazminat davasının reddi ile manevi tazminatın 120.000,00 TL’lik kısmı için kabulüne bunun dışındaki kısmın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; A) Vefat eden … yönünden 50.000 TL, … yönünden 50.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı …’e verilmesine, aşan istemin reddine, B) Vefat eden … yönünden 50.000 TL, … yönünden 50.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı …’e verilmesine, aşan istemin reddine, C) Vefat eden … yönünden 45.000 TL, … yönünden 45.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL manevi tazminatın 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı …’e verilmesine, aşan istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükmedilen manevi tazminat miktarının somut olayın özelliklerin, müvekkillerinin olaylardan etkileniş derecesine, paranın alım gücüne uygun düşmeyecek şekilde az olduğunu, kardeş olan müvekkil … için anne-babaya kıyasen daha düşük bir tazminata hükmedildiğini, davacılar aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın 3. fıkrası ile 11. fıkrası arasında aynı tutardaki harçlara ilişkin farklı hesaplamalar yapıldığını, davacının davadan maddi tazminat yönünden feragat ettiğini, AAÜT gereğince müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davadaki feragatın, tazminatın diğer davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi esasına dayanmış olmasının da durumu değiştirmeyeceğini, cevap dilekçesinde manevi tazminat yönünden davanın 120.000 TL’lik kısmına yönelik davayı kabul beyanlarına karşın, mahkemenin takdirine bağlı belirlenecek manevi tazminat tutarının belirsiz de olması nedeniyle kabul ettikleri bu tutar üzerinden müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafa ödenecek maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğunu, bir tarafın mahvına diğer tarafın zenginleşmesine sebep olmayacak rakamda olması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 18.07.2017 günü davalı Dursun’un yönetimindeki … plakalı araçla seyri sırasında, olay yerine geldiğinde, orta refüje çarpması sonucu savrularak bahçe duvarına çarpmanın etkisiyle yaya kaldırımında yürümekte olan davacılarırı murisi … ve …’ye çarpması sonucu meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya konu kazaya ilişkin olarak ceza yargılamasının yürütüldüğü İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/335 esas sayılı dosyası kapsamında alınan 19/01/2018 tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyet raporu oluşa, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır. Davacılar vekili 15/11/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden feragat etmiş, tarafların karşılıklı vekalet ücreti, yargılama gideri talebi olmadığını açıklanmış, 29/11/2019 tarihli dilekçe ile de dekontlar ve sulh protokolü, ibraname, feragatname başlıklı belge fotokopisi de sunularak, maddi tazminata ilişkin kısım yönünden davalı sigorta şirketi lehine feragat etmeleri ve yapılan ödeme sonucu diğer davalı yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili tarafından imzalanan sulh protokolü, ibraname, feragatname başlıklı belge, davacılar vekilinin maddi tazminat davasından feragat edeceği yazılı olmakla birlikte davacı vekilinin HMK’nın 307 vd. maddelerine göre Mahkemeye hitaben vermiş olduğu bir dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak davadan feragat iradesinin açıklanmamış olmasına, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeni ile maddi tazminata yönelik davanın konusuz kalmış olmasına, kaldı ki ibraname de yazılı olan feragat, hakkın özünden feragat olmayıp ödeme nedeniyle yapılan bir feragat beyanı olmasına göre; İlk Derece Mahkemesinin “Maddi tazminat istemi yönünden feragat beyanı sunulmuş ise de; davacıların davayı açmakta haklı olması nedeniyle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,” ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır (Emsal nitelikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/07/2020 tarih ve 2019/885 Esas 2020/4479 Karar sayılı kararı). İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekir. Bu itibarla davacılar aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğuna değinen istinaf itirazı yerinde değildir. (Kaldı ki kabul yönünden de vekalet ücretine ilişkin ayrı ayrı değerlendirme yapılmış, kabul vekalet ücreti de aşılmamıştır) İlk derece mahkemesince yargılama giderleri hesaplanırken harçlarda yargılama giderlerine dahil edilmesi doğru olmamış ise de sonuç olarak hükmün 3.bendinde gösterilen davacıların peşin yatırdığı harç miktarı ile ( 31,40 TL başvurma harcı ve 10.253,34 TL peşin harç 1.100,00 TL ıslah harcı toplamı: 11.384,74 TL) harç miktarı ile yargılama giderine dahil edilen ve peşin yatırılan harç tutarları aynı olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen taraf vekillerinin istinaf itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle; Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacılar vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan (54,40+54,40+54,40=)163,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 82,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından yatırına iadesine, b-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 19.809,90 TL harçtan peşin alınan (54,40+4.897,07=)4.951,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.858,43 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2022