Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1189 E. 2022/1099 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1189
KARAR NO 2022/1099
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/11/2019
NUMARASI: 2015/943 Esas – 2019/773 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.04.2014 tarihinde davalı … Tic. Aş nin maliki olduğu … plakalı aracın sürücü …’ un hakimiyetini kaybetmesi neticesinde … plakalı araca sol yan kısımdan çarparak su kanalına devrildiği ve akabinde seyir halindeki … plakalı sigortalı … ‘a ait araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkili şirket nezdinde 3S Sağlık Sigortası Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan …’un yaralandığı, kazanın oluşumunda, … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu, kaza neticesinde yaralanan sigortalı …’un tedavisinin … hastanesinde yapıldığı, sigortalının tedavisine ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından tedavinin yapıldığı hastaneye toplam 15.795,52-TL poliçe teminatı ödendiği, müvekkilinin sigorta poliçesi umumi şartları ve TTK 1481. maddesi hükümleri gereği tedavi giderlerini ödedikten sonra sigortalısının haklarına halef olduğu, Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Yönetmelik ve 6111 sy. Kanun gereğince, ödenen tedavi giderinden aracın işleteni, maliki ve bunun yanı sıra SGK ve trafik sigortacısının da sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.795,52 TL’nin ödeme tarihi olan 13.06.2014 tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görev ve dava şartı yokluğundan usulden reddini, söz konusu kanun, yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin sağlık uygulama tebliği (SUT) kapsamında kurumca karşılandığını, iş görememezlik, maddi-manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi kurumca karşılanmayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluklarının devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Tic Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduğu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, kusur konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini ve kusur oranlarına göre sorumlulukların tayin edilmesini, davacının ödeme tarihinden itibaren faiz talebinin yasal olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davalılardan SGK yönünden açılan davasının Kısmen Kabulü ile; 15.759,52 TL’nin ödeme tarihi olan 13/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK ‘dan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin Reddine, 2-Davacının SGK dışında kalan diğer davalılar … Sigorta A.Ş, ….Tur.San.Tic.A.Ş ile … yönünden açılan davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; SGK ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluğu yönünde hüküm tesis edilmesi gerektiğini, diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sigorta şirketi ve … açısından teminat sorumluluğunu prim aktarımı ile sona erdiğini, sürücü ve maliki de muaf tutmak istenilirse açıkça belirtilmesi gerektiğini, sigorta şirketlerine, …na, sürücü ve işletene karşı SGK’nın rücu hakkının sona erdiğini, SGK’nın ödediği tazminat için sigorta ve güvence hesabına gidilemediğini, işleten ve sürücünün sorumluluğunu ortadan kalkmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın çözümlenmesinde İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde SGK tarafından karşılandığını ancak müvekkil kurum tarafından karşılanmayan iş göremezlik, maddi-manevi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, yapılan ödemenin sigortacılık mevzuatına ve tekniğine uygun bir ödeme olması ve sigorta şirketinin halefiyet hakkının bulunması koşulları gerçekleştiğinde sigorta şirketinin yaptığı ödeme için halefiyeti ve halefiyete dayalı rücu söz konusu olacağını, halefiyet hakkı Türk sigorta şirketleri için geçerli olduğunu, davacı şirketin yabancı olmasından dolayı bu haktan yararlanamayacağını, bu nedenle davanın müvekkil kurum yönünden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, SUT hükümleri açısından değerlendirme yapılmadan oluşturulan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, ek raporlar arasında çelişki olduğunu, müvekkil kurumun harçtan muaf olduğunu, davacı ve müvekkil kurum yararına hüküm altına alınan avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazası bağlı yaralanma nedeniyle sağlık sigortası kapsamında dava dışı sigortalının tedavisi için hastaneye ödenen tedavi giderlerinin, davalı SGK ve davalı araç işleteninden rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında 10/04/2013-2014 tarihleri arasında geçerli “3S Sağlık Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, 03/04/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sigortalının yaralanması nedeniyle tedavi giderleri için davacı sigorta şirketi tarafından hastaneye ödediği 15.795,52 TL’nin davalılardan rücuen tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava, rücuan tazminat istemiyle açılmış olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Sigortalı gerçek kişi tarafından davalı ZMMS sigortacısı aleyhine eldeki davanın açılması halinde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğundan, sigortalının halefi sıfatıyla davayı açan davacı sigorta şirketi yönünden de asliye ticaret mahkemesi görevlidir. 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nin 98.maddesinin değiştirilerek “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” halini almıştır. Kanunun geçici 1. maddesi ile bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Yasanın yayımlandığı tarihten önce ve ya sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeniyle sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Danıştay 15. Dairesince Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesinin yürütmesi 14/11/2013 tarihinde durdurulmuş ve 16/03/2016 tarih, 2013/7713 E. 2016/1779 K. sayılı kararı ile yönetmeliğin 4/1 maddesinde yer alan “…SUT hükümleri doğrultusunda…” ibaresi iptal edilerek, Yönetmeliğin “Trafik kazalarından kaynaklanan sağlık giderleri” başlıklı dördüncü maddesi “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Bu Yönetmelik kapsamındaki zorunlu sigortalara ilişkin mevzuat hükümleri dahilinde ilgili sigorta şirketlerine ve Güvence Hesabına düşen ödemeler bakımından Kurum, sigorta şirketleri ve … arasındaki paylaşım bu Yönetmelik hükümleri dahilinde gerçekleştirilir.” şeklinde değiştirilmiş olup, bu düzenleme uyarınca hesaplama ise SUT çerçevesinde yapılmayacaktır. Kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan her türlü tedavi giderleri, gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Ayrıca yasal düzenleme uyarınca trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 22/10/2020 tarihli 2020/28 E. 2020/6095 K. Sayılı, 23/12/2020 tarihli 2019/5486 E. 2020/8961 K. sayılı, 15/03/2021 tarihli 2020/532 E. 2021/2737 K sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda “dava konusu trafik kazası sonucu dava dışı …’un … Hastaneside görevli Opr.Dr. … tarafından tedavi edilmesiyle meydana gelen 15.759,52 TL tedavi gderlerinin tamamından davalı SGK’nun sorumlu bulunduğu, diğer davalıların sorumluluklarının kalmadığı, davacı … Genel Sigorta A.Ş’nin 15.759,92 TL olan hastane tedavi gider faturasını 13.06.2014 tarihinde ödediği, davalı SGK’dan belirtilen meblağları, ödeme tarihi olan 13.04.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birilkte rücuen talep edebileceği” tespitleri yapılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Emsal Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere davalı sürücü, işleten ve sigorta şirketinin kaza nedeniyle yapılan belgeli tedavi giderleri yönünden sorumluluğu olmaması nedeniyle davalı SGK dışında kalan davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesinde; Yine kaza nedeniyle yapılan acil tedavi giderleri de dahil belgeli tüm tedavi giderlerinden sorumluluğun 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gereği SGK Başkanlığı’na ait olması nedeniyle, kaza nedeniyle yapıldığı bilirkişi raporu ile sabit hale gelen bu giderlerin, SGK’dan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekili ile davalı SGK vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-Davalı SGK harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/05/2022