Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1138 E. 2022/1086 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1138
KARAR NO: 2022/1086
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2015/27 Esas – 2018/1088 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.10.2013 tarihinde Gaziosmanpaşa … caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın müvekkiline çarptığını, hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin Şişli Etfal Eğtiim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, tedavi gören müvekkilinin tam olarak iyileşemediğini ve kalıcı sakat kaldığını, araç sürücüsünün olay yerinden ayrıldığını, belirterek müvekkili için şimdilik 5.000,00 TL tazminatın n dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte poliçe limiti içinde kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiet veren aracın plakasının tespit edilmesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun doğmayacağını, bu nedenle kaza ile ilgili soruşturma dosyasının celbi ve kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespitini talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilememesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limiti olan 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Subut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Maluliyet tazminatın güç kaybı tazminatı olduğunu, kazazedenin 18 yaşından küçük veya çalışmıyor olmasının güç kaybı tazminatının hesaplanmasına engel olmadığını, müvekkilin iyileşme sürecinde %100 oranında malul kabul edilmesi gerekli olduğunu, işbu süreçte müvekkilin bakıcıya muhtaç olduğunu ve bakıcı gideri hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri;tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, kaza ve dava tarihinde reşit olmayan davacı …’un yaralanıp geçici iş göremediğinden bahisle de maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı … kaza tarihinde 7 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığı düşünülemeyeceğinden dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığı, böylece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı gözetilerek reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/4507 Esas ve 2021/8342 Karar sayılı ilamı). Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf talebinin yerindedir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları).Ancak tedavi süresi içerisinde bakıcı ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi halinde geçici bakıcı giderini talep edebilecektir. Mahkemece bu yönde araştırma yapmadan bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik süresinde bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte raporu alınması; tespite ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usulü kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/05/2022