Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1131 E. 2022/1355 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1131
KARAR NO : 2022/1355
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI : 2016/40 Esas – 2019/1262 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/04/2015 tarihinde müvekkili ….’nin, yanında 7 aylık bebeği …ve diğer müvekkili … ile yaya kurallarına uygun olarak kaldırımda giderken, … plakalı aracın sürücüsünün çapması sonucu 7 aylık bebeği …’nin vefat ettiğini, davacılar …ve Neva …i’nin yaralandığını belirterek, HMK’nın 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak 10.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, yargılama esnasında bilirkişi raporuna göre 26/12/2018 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 104.902,56 TL olarak arttırmıştır. Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti ile ilgili kurumların müvekkili kurumun sorumluluğunun tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olay tarihinde sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken tali yoldan çıkan plakası belirlenemeyen bir aracın sıkıştırması sonucu kaza meydana geldiğini, davalı …’nin kaza sonrası müştekileri hastaneye götürmek istediğini, ancak müştekilerin bu teklifi kabul etmediklerini, daha sonra davalının hastaneye gittiğini, orada bir kavgaya neden olmamak için karakola gidip teslim olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat talebinin kabulü ile; … yönünden 59.145,90-TL, … yönünden 42.656,66-TL, tüm davacılara cenaze ve def’in kalemleri açısından 3.100,00-TL’nin davalı güvence hesabı yönünden dava tarihi 14/10/2016, diğer davalı ….yönünden kaza tarihi 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak, davacılara ödenmesine, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;…yönünden 40.000,00-TL, … yönünden 40.000,00-TL, …yönünden 30.000,00-TL tazminatın kaza tarihi 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan …’den alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine; davalı güvence hesabı yönünden manevi tazminat isteminin reddine,” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar ve davalılardan Güvence Hesabı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza nedeniyle müvekkili …ve …nin 7 aylık bebeğinin hayatını kaybettiğini, araç sürücüsü …’nin meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğini, takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğunu, kaldı ki kazada yaralanan ve bebeğinin kaybı ile birlikte fiziksel acılar da çeken müvekkili …lehine, kazada yaralanmayan … ile aynı tutarda tazminata hükmedilmiş olmasının da hakkaniyete uygun olmadığını belirterek manevi tazminat yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı Güvence Hesabı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının eksik incelemeyle alındığını, dava sigortasız araç için açılmış olduğundan tespit edilemeyen diğer aracın kusuru nedeniyle müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, böyle bir kazanın gerçekleştiği ve davacının bu nedenle malul kaldığını gösteren hiçbir delil bulunmadığını, cenaze ve defin giderlerinin müvekkili kurumun sorumluluğunda bulunmadığını, davacıların yetiştirme giderinin yanlış hesaplandığını, müteveffanın 22 yaşına kadar hesaplanması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının 22 yaşından itibaren hesaplanması gerektiğini, davacıların bakiye ömrünün müteveffanın 18 yaşını doldurduğu tarihe göre hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacıların bakiye ömrünün kaza tarihine göre tespiti gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 21.04.2015 günü davalı ….’nin maliki ve sürücüsü olduğu ve kaza tarihinde geçerli ZMSS (Trafik) poliçesi bulunmayan … plakalı minibüs ile Gebze ilçesi Osmangazi Mahallesi Kuştepe caddesinde Bayramoğlu Darıca istikametinde seyri sırasında 69/A nolu bina karşısında, ıslak zeminli yolda yaptığı fren sonucu kayarak yolun soluna gitmesi ve burada yolun sol kenarından gelmekte olan davacı …. ile itmekte olduğu çocuk arabasına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında; …’nin vefatı, … ve …nin yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili 04/03/2016 tarihli beyan dilekçesi ile taleplerinin; …yönünden destekten yoksun kalma tazminatı ve diğer maddi tazminatlar için 4.750,00 TL ve 150.000,00 TL manevi tazminat, … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı ve diğer maddi tazminatlar için 4.750,00 TL ve 120.000,00 TL manevi tazminat, …yönünden destekten yoksun kalma tazminatının ve diğer maddi tazminatları için 500 TL ve 30.000,00 TL manevi tazminat olduğunu açıklamış, ıslah dilekçesi ile …. açısından 59.145,90 TL, …i açısından 42.656,66 TL cenaze-defin gideri açısından 3.100,00 TL miktar talep etmiştir.Dava dilekçesiyle, Güvence Hesabı aleyhinde …. plakalı aracın kaza tarihinde sigortasının bulunmaması nedeniyle dava açılmış olup, (Uyaptan incelendiğinde) Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/6188 E., 2021/2935 K sayılı ilamıyla onanan Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/226 E., 2015/321 K sayılı kararında “davalı sürücünün yola çıkan plakası bilinmeyen araç nedeniyle kontrolsüz şekilde sola yönelerek direksiyon hakimiyetini kaybettiği” yönünde oluşa ilişkin kabulü vardır.Mahkemece alınan 11/07/2017 tarihli raporda yola çıkan aracın varlığı kabul edilmemiş, 02/07/2018 tarihli 1. Ek ve 26/08/2019 tarihli 2. ek raporda davalı araç sürücüsü % 75 kusurlu ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü % 25 oranında kusurlu bulunmuş, her üç raporda da davacı yana kusur izafe edilmemiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü ve işleteni zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalıların zararın tamamından sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/6188 E., 2021/2935 K sayılı ilamıyla onanan Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/226 E., 2015/321 K sayılı mahkumiyete ilişkin kararı, yine ceza dosyasına yönelik düzenlenen ATK Kocaeli Şube Müdürlüğünün 28/07/2015 tarihli raporu ile …ve …’nin kaza nedeniyle yaralanmalarının BTM ile giderilebilir nitelikte olduğunun açıklandığı değerlendirildiğinde; böyle bir kazanın gerçekleştiğini ve davacının bu nedenle malul kaldığını gösteren hiçbir delil bulunmadığı yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz Dosya kapsamında 26/08/2019 tarihli bilirkişi raporu davalı vekiline 27/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafça raporun tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde rapora itiraz edilmemiştir. Bu haliyle HMK’nın 357/1 maddesi çerçevesinde davalı tarafça bilirkişi raporuna süresinde itiraz edilmediğinden rapordaki değerlendirme davacı taraf için usulü kazanılmış hak oluşturmakta olup, destek hesaplamasının yanlış hesaplandığına yönelik istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır.Dava dilekçesinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş olup, cenaze ve defin giderine ilişkin bir talep bulunmamaktadır. HMK’nın 26.maddesi gereğince talepten fazlaya karar verilemeyecektir. Ayrıca dava dilekçesinde talep edilmeyen cenaze ve defin giderinin, ıslah dilekçesiyle dahi olsa talep edilmesi mümkün olmadığından ve cenaze ve defin gideri yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığından, cenaze ve defin gideri açısından kabul yönünde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu yöndeki istinaf talebi yerindedir. Ancak diğer davalının istinafı olmadığından, hüküm düzenlenirken bu açıdan davacı yararına oluşan usulü kazanılmış hak göz önünde tutulmuştur.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, ….’nin vefatı, davacı … ve …’nin yaralanmasının mahiyeti ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında, diğer davacılar açısından makul olmakla birlikte mahkemece davacı anne …açısından manevi tazminat miktarının bir miktar düşük belirlendiği; davacı anne … için 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle; davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A- Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile
B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre:
1-a)Maddi tazminat talebinin kabulü ile; … yönünden 59.145,90-TL,… yönünden 42.656,66-TL’nin davalı Güvence Hesabı yönünden dava tarihi 14/10/2016, diğer davalı …yönünden kaza tarihi 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak, davacılara ödenmesine,
b)Cenaze ve def’in kalemleri açısından 3.100,00-TL’nin davalı …. yönünden kaza tarihi 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak, davacılara ödenmesine,
c)Cenaze ve def’in kalemlerine ilişkin Güvence Hesabı yönünden talebin Reddine,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; … yönünden 50.000,00-TL, …yönünden 40.000,00-TL,…yönünden 30.000,00-TL tazminatın kaza tarihi 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan …’den alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine; davalı güvence hesabı yönünden manevi tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 15.349,43 TL harçtan peşin alınan 1.558,81 TL harcın mahsubu ile, bakiye 13.790,62 TL’nin, 13.578,86 TL sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, kalan 211,76 TL sının davalı …den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından sarfedilen, 1.058,81 TL peşin harç, 500,00 TL tamamlama harcı ve 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.588,01 TL’den ibaret harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
5-Maddi tazminat yönünden HMK’nın 57. maddesi uyarınca davacıların ihtiyari dava arkadaşı olması da gözetilerek hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden davacı …yönünden 7.197,49 TL, davacı … yönünden 5.383,23 TL nisbi vekalet ücretinin, davacı …yönünden 6.856,00 TL, davacı …yönünden 5.020,23 TL sının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı … yönünden kalan 341,49 TL, davacı … yönünden kalan 363,00 TL sının davalı …’den alınarak adı geçen davacılara belirtilen tutarlarda ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden HMK’nın 57. maddesi uyarınca davacıların ihtiyari dava arkadaşı olması da gözetilerek hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden davacı …yönünden 5.850,00 TL, davacı Murat Yücesivri yönünden 4.750,00 TL,… yönünden 3.600,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara belirtilen tutarlarda ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davalılardan Güvence Hesabı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/3 maddesi gereğince dava tümden reddedildiğinden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı Güvence Hesabı’na ödenmesine,
8-Manevi tazminat yönünden (ret sebeplerinin farklı olması nedeniyle) davalılardan ….kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen kısımlar üzerinden davacı… den 4.750,00 TL,…’den 4.750,00 TL , …den 3.600,00 TL vekalet ücretlerinin davacılardan ayrı ayrı alınarak davalı …ye ödenmesine,
8-Bu dava kapsamında davacılar tarafından sarfedilen, 308,20 TL posta ve tebligat masrafı, 1.700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 2.008,20 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1.114,13 TL nin, 504,17 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kalan 609,96 TL sinin davalı …den alınarak davacılara ödenmesine, bakiye miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;
1-Davacılar ve davalı Güvence Hesabı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
2-a-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 33,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalı …den tahsili ile davacıya verilmesine,
b-İstinaf aşamasında davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan 24,38 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı Güvence Hesabı’na verilmesine,
3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/06/2022