Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1130 E. 2022/1102 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1130
KARAR NO: 2022/1102
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2016/1072 Esas – 2019/853 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile müvekkilinin eşinin 10/11/2016 günü Avcılar istikametine en sol şeritte seyir ederken Yenibosna metrobüs durağının hemen yanında davalı …’in işleteni, davalı …’ın sürücüsü diğer davalının sigortacısı olduğu … plakalı aracın saat 09:05′ te saygı duruşu yapmak için D100(E-5) karayolu üzerinde 80-100 KM hızla akan, hiçbir aracın durmadığı, trafikte en sol şeritte ani frenle durduğunu ve yolcu koltuğunda ki şahısın araçtan indiğini, davalının arkasındaki aracın bir anda manevra yaparak sağ şeride geçip kazadan kurtulduğunu, müvekkilinin aracını kullanan eşi ise sağ şeride geçmek istemişse de davalı aracından inen yolcuya çarpmamak için sağa geçemeyip, ani fren yaptığını, kaza sonrası davalı … şirketinin arkadan çarpma olduğundan bahisle müvekkilini %100 kusurlu bulup, meydana gelen zararı ödemediğini, müvekkilinin aracının kaza nedeniyle yaklaşık 29.000,00 TL tutarında hasara uğradığının tespit edildiğini, aracın ikinci el piyasa değeri 90.000,00 TL iken; tamir edildikten sonra 70.000,00 TL’den fazla fiyata satılmasının mümkün olmadığını belirterek; 500,00 TL hasar ve 500,00 TL değer kaybı tazminatının belirsiz alacak davası olarak görülüp dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kazanın gerçekleşmesinden çok önce … plakalı aracın durduğunu ve … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çok süratli şekilde araca arkadan çarparak kazayı meydana getirdiğini, bilirkişi raporunda belirlenen 37.329,22 TL hasar miktarının fahiş, eksik ve hatalı olduğunu, hasar sebebiyle yapılan değer kaybı taleplerinin teminat dışı olduğunu, dava konusu aracın daha önce bir kazaya karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, birden fazla kazaya karışmış bir aracın sonraki kazalarında, çok ciddi hasarlar yok ise değer kaybına uğramayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayla yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalı sürücü müvekkilinin söz konusu olayda herhangi bir kusuru bulunmayıp, tüm kusurun arkadan çarpan araç sürücüsü …’a ait olduğunu, sürücü müvekkilinin hızını azaltarak yavaşlayıp sonra durduğunu, ancak arkadan gelen … plaka sayılı aracın sürücüsü …’un hızını hiçbir şekilde düşürmeyip, takip mesafesini korumayarak, neredeyse daha da hızlanarak arkadan müvekkiline ait araca çaptığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 2.244,00 TL değer kaybı alacağı ve 8.954,76 TL hasar bedeli alacağı olmak üzere toplam 11.198,76 TL maddi tazminatın (davalı … poliçe limitiyle sorumlu olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ile … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Plaka sayılı araç ile, 10.11.2016 tarihinde … Plaka sayılı araç arasında kaza gerçekleştiğini, müvekkil …’a kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, ve tüm kusur arkadan çarpan araç sürücüsü …’un olduğunu, … araçla arasındaki mesafeyi koruyamadığını, bu sebeple haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkillerinin tazminat ödemeye mahkum edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından,10.11.2016 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın seyri esnasında gerisinden gelmekte olan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin ön kesimleri ile kendi aracına arkadan çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacıya ait olan … plaka sayılı otomobilin hasara uğradığı, açılan dava ile davacının hasar ve değer kaybı tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Tarafların aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağında; … plakalı otomobil sürücüsü …’un; “sevk ve idaresindeki araç ile 10 Kasım 2016 sabah 09.05’te E-5 Yenibosna metrobüs durağı Avcılar istikametinde giderken saygı duruşu için yaklaşık 100 km. hızla giderken ani frenle duran … plakalı aracın takip mesafesini koruduğum halde aracımın kayması dolayısıyla duramayarak arkadan çarptım. Ben 100 km. hızla gittiğim halde öndeki aracın çok hızlı giderken ani durması nedeniyle duramadım. Hatalı karşı taraftır.” şeklinde yazılı ve imzalı beyanı bulunduğu; … plakalı otomobil sürücüsü …’ın; “sevk ve idaresindeki aracı ile 10 Kasım 2016 günü E-5 üzerinde Avcılar istikametinde yaklaşık 100 km hızla giderken saygı duruşu için en sol şeritte ve otobanda çok hızlı giderken ani fren yapmam nedeniyle takip mesafesi koruduğu halde duramayarak arkadan bana çarptı ben uygun olmadığı halde otobanda ani fren yaptığım için tüm kusur bendedir.” şeklinde yazılı ve imzalı olarak beyanda bulunduğu görülmüştür. Mahkemece alınan 01/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda davacının aracını kullanan sürücü … %25, davalı sürücü ise %75 kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. 02/04/2018 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda ise sürücü …’un olayda asli derecede %70 oranında, davalı sürücü …’ın tali derecede %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporları arasında çelişki oluşması nedeniyle ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Kurulundan alınan 23/05/2019 tarihli raporunda; Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve Trafik İhtisas Dairesi raporu içeriği, tanıkların beyanları, keşif tutanağı, araçları gösterir fotoğraflar, kaza anı ve sonrası kamera görüntülerinin bulunduğu CD içeriği, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamı da incelenerek kazanın gündüz vakti sol şerit üzerinde seyreden otomobilin aynı istikamette önünde duraklayan davalı sürücü sevk ve idaresindeki otomobilin arka kısmına çarptığı olayın oluş şekli dikkate alındığında davalı sürücü …, sol şerit üzerinde gerisinden gelen araç trafiği için tehlike ortamı oluşturacak şekilde durakladığı sırada sevk ve idaresindeki otomobile aynı istikamette gerisinden gelen otomobilin çarptığı olayda tali ve %30 oranında, sürücü …, olay yerinde seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, önünde duraklayan araç nedeniyle yeterli mesafeden etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki otomobilin aynı istikamette önünde duraklayan otomobilin arka kısmına çarptığı olayda asli ve % 70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılarak bildirilmiştir. Davalı sürücü tutanaktaki beyanında açıkça otobanda aniden durduğunu kabul ettiğinden hiç kusurunun olmadığının kabulü mümkün bulunmamakla Mahkemece olayla ilgili CD de izlenerek dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Kurulu’ndan alınan raporda belirlenen davalı sürücünün %30 kusuruna isabet eden tazminat miktarı üzerinden karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ile … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2.Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 764,80 TL harçtan peşin alınan 192 TL harcın mahsubu ile bakiye 572,98 TL harcın davalılar … ile …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.31/05/2022