Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1103 E. 2022/955 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1103
KARAR NO: 2022/955
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2015/664 Esas – 2019/806 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin 24/10/2013 günü saat 13:30 sıralarında, yayalara ait yoldan yürüdüğü sırada … plakalı motosiklet şoförünün asli kusurlu hareketleri sonucu trafik kazası geçirdiğini ve …’nin bu kaza neticesinde sakatlandığını, kazaya karışan motosiklet sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, sorumlu hakkında Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/520 E sayılı dosyasıyla ceza davası açıldığını, müvekkilinin kaza neticesinde şu an eğitim hayatına devam edemediğini, maddi zararının yanı sıra manevi zararının da giderilmesi gerektiğini, müvekkilinin hayatını devam edebilmek için ailesinin ve özel bir bakıcının desteğine tabi kaldığını, müvekkilinin zararının giderilmesi gerektiğini belirterek müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeni ile maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi itibariyle uygulanacak en yüksek faiz ile davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi itibariyle uygulanacak en yüksek faiz ile davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı iken poliçenin 18/12/2013 tarihindeki satıştan dolayı iptal edildiğini, kabul anlamında olmamakla birlikte sorumluluklarının poliçe limitleri poliçe vadesi, sigortalısının sürücünün kusuru, kusur oranı ve maddi zararlarla sınırlı olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle yaralanma ve maluliyete ilişkin olarak başvuruda bulunulmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini bu nedenle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, huzurdaki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının mümkün olmadığını, bakıcı giderleri talepleri bakımından sorumluluğu SGK olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın 24/10/2013 tarihinde gerçekleştiğini ve zaman aşımına uğradığını, usulden reddinin gerektiğini, hakkında açılmış ceza davasının bulunduğunu o sebepten mahkememiz dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, olayda hiçbir şekilde bir kusurunun bulunmadığını, olayın tamamen iradesi dışında karşı yönden gelen motosiklet sürücüsünün hatasından gerçekleştiğini, tarafına atfedilen kusuru kabul etmediğini, davanın kusurlu olan diğer sürücü …’ya açılmasının gerektiğini, kaza sonrasında davacı ile yakından ilgilendiğini, hastane masraflarını karşıladığını, babasına para verdiğini, hastanede doktorun sakınca görmesine rağmen kendi istekleriyle hastaneyi terk ettiklerini, sonrasında rahatsızlığının ilerlediğini duyduğunu, para talep edildiğini, bu durumun bir şantaj aracı gibi kullanıldığını, aylık kazancının 1.000,00 TL olduğunu, tazmini istenen tutarın fahiş olduğunu, ödeme güçlerinin olmadığını belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Maddi tazminat yönünden Davanın kabulü ile, (36.637,64-TL geçici iş göremezlik, 154.854,54-TL sürekli iş göremezlik, tazminatı olmak üzere) toplam 191.492,18-TL maddi tazminatın (davalı …dan kaza tarihi olan 24/10/2013 tarihinden, davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat yönünden Davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı …dan kaza tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil 24.10.2013 tarihinde trafik kazası geçirdiğini ve trafik kazasında kusursuz olduğunu, müvekkil eğitimini yarıda kestiğini uzun bir süre tek başına hareket edemediği bakıcıya gerek duyduğunu, ilk derece mahkemesince müvekkilin kişisel özellikleri ve eğitim durumu dikkate alınmadan asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, davacının kızının öğretim durumu göz önüne alınarak zarar hesabı gerekirken asgari ücret üzerinden hesap yapılmasını uygun bulmadığını, ilk derece mahkemesince 10.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, bu tazminatın katlanmış oldukları acı ve elemi telafi etmediği, bu doğrultuda manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada ATK İhtisas Dairesinin 26.09.2014 tarihli kusur raporu olduğunu, raporda ikili bir kusur tespitinin yapıldığını ve gerekçeli kararda bu rapordan hiç bahsedilmediğini, dosyada mevcut ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda sigortalı aracın durumuna göre %75 veya %100 oranda kusurlu olacağı sonucuna çıkan değerlendirme olduğu, ATK raporuna karşılık tek kişilik bir uzmandan rapor alınarak karar verilmesinin yerinde olmadığını, müvekkil şirketin hiçbir şekilde geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olamayacağı, SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacının meslekte kazanma gücünden %19 oranında yoksun kalacağını, iyileşme süresinin 36 olduğunu fakat davacının tedavisi bitmeden hastaneden ayrıldığını, zarar ve fiil arasındaki illiyet bağının koptuğunu, alınan raporda bir tane ortopedi doktoru olduğunu, raporun davacının gerçek durumunu yansıtmadığını, yeniden alınması gerektiğini, tali kusurluğu olduğundan tazminattan sorumlu tutulamayacağını, diğer sürücü …’nın asıl sorumlu kişi olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 04.10.2013 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyri sırasında, direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yol bölümüne geçip o sırada kendi şeridinde seyir eden …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin aynasına, ardından yere düşüp sürüklenen motosikletin davacı yaya …’ye çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı ve davalı sigorta şirketi maddi tazminat yönünden sulh olup ibraname düzenlemiş olup davalı sigorta şirketi vekili istinaf talebinden feragat etmiştir. Davacı vekili ise her iki davalı için maddi tazminata ilişkin istinaf talebinden feragat etmiştir. Her iki vekilin de vekaletnamelerinde kanun yollarından feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür. İstinaf incelmesi davacının manevi tazminata ilişkin istinaf talebi ve davalı sürücünün kusur, maluliyet ve manevi tazminata ilişkin istinafları ile sınırlı olarak yapılmıştır. Kaza tespit tutanağında davalı sürücü asli kusurlu, dava dışı sürücü ve davacı ise kusursuz olarak belirlenmiştir. Cumhuriyet savcılığınca hazırlık aşamasında alınan raporda trafik bilirkişisi davalı sürücünün asli kusurlu, dava dışı sürücü ve davacı ise kusursuz olarak belirlenmiştir. Ceza Mahkemesinde ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda ikili bir belirleme yapılmış, olayın davalı sürücünün anlattığı şekilde olması halinde, davalı sürücünün tali, dava dışı sürücünün asli davacının kusursuz olduğu, diğer halde ise davalı sürücünün asli kusurlu, dava dışı sürücü ile davacının kusursuz olduğu belirtilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporunda davalı sürücünün asli kusurlu, dava dışı sürücü ile davacının kusursuz olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu durumda aksi ispat oluncaya kadar geçerli resmi makamlarca düzenlenmiş kaza tespit tutanağı ile Mahkemece alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Davalı vekilinin istinaf talebinin ise reddine karar verilmiştir. Bu nedenle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin ( eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:
I-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Davanın kabulü ile, (36.637,64-TL geçici iş göremezlik, 154.854,54-TL sürekli iş göremezlik, tazminatı olmak üzere) toplam 191.492,18-TL maddi tazminatın (davalı …dan kaza tarihi olan 24/10/2013 tarihinden, davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
II-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Davanın kısmen kabulü ile, 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı …dan kaza tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Harçlar: Alınması gereken 15.287,79 TL karar harcının davacılar tarafından yatırılan 105,89-TL peşin harç ve 650,65-TL ıslah harcı toplamı 756,54-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.531,25 TL harcın (davalı sigorta şirketi 13.007,39-TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, Vekalet Ücretleri: 1-Maddi tazminat yönünden; davacılar lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 17.439,53 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Manevi tazminat yönünden; davacılar lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, Yargılama Giderleri; 1-Davacı tarafından yapılan 1.523,80-TL yargılama gideri ile 105,89-TL peşin harç, 650,65-TL ıslah harcı ile 27,70-TL başvurma harcı toplamı olan 2.308,00 TL’nin (davalı sigorta şirketi 2.170,45 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b.Davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden; Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde mahkemesince iadesine, c. Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 13.763,93 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.719,53 TL harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 177,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2022