Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1089 E. 2022/1083 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1089
KARAR NO: 2022/1083
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2016/1084 Esas – 2019/1180 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20/12/2015 tarihinde Kozyatağı yan yoldan otobüs duruğına doğru gitmekte iken davalı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla müvekkiline çarptığını, müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle uygulanan tedavi nedeniyle … Hastanesi ‘ne 21.000,00 TL ödeme yapıldığını, 6111 Sayılı Kanun gereği trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin geçmiş sağlık sigortası olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden itibaren kurumla sözleşmeli/protokollü üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel kurum ve kuruluşlarınca verilecek tüm sağlık hizmet bedelleri kurumca karşılanması gerektiğini ancak müvekkilinin tedavi giderleri olarak toplam 22.800,00 TL ödeme yaptığını, 6100 sayılı Yasa ‘nın 107. maddesi gereğince yargılama sırasında Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca belirlenecek tedavi giderlerinin şimdilik 5.000,00 TL’sinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, müvekkilinin 15-20 yıldır ev işlerine gitmek suretiyle çalıştığını ancak kaza nedeniyle ekonomik gücünden mahrum kaldığını, belirterek 8.000,00 TL maddi , 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 48.000 TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilene karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet, zamanaşımı ve derdestlik itirazında bulunduğunu, davacının müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın kusurlu olduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuruna isabet eden oranda ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, kusur dağılımının tespiti için dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetince belirlenmesini, davacının kalıcı bir sakatlılığının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumun’ dan rapor alınmasını gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kazada kusurunun olmadığını, müvekkilinin kaza sonrası davacının tedavisine yardımcı olduğunu, davacı taraf SGK kapsamında tedavi olabilme ihtimali varken özel hastaneye götürldüğünü böylece de bir tedavi gideri ortaya çıktığını, davacının maddi, kazanç ve çalışma gücünde kaybı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1.Davanın maddi tazminat istemi yönünden Kısmen Kabulü Kısmen Reddi İle; 3.482,63 TL geçici iş göremezlik zararı ve 16.828,15 TL sürekli iş göremezlik zararının davalı … yönünden kaza tarihi olan 20/12/2015 tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta yönünden kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2. Davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü kısmen reddi ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 20/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacı …’e verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada geçerli bir kusur raporu alınmadığını, kusur oranlarının belirlenmesini daha sonra tespit edilecek gerçek zarardan müvekkilin sigortalısının kusur oranına denk gelen kısmının hesaplanmasının gerektiğini, poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olması gerektiğini, kusur dağılımının tespiti için dosyanını alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyete tevdii edilmesi gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti vasıtası ile rapor alınması gerektiğini, kazaya katılan araçların işletenleri ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahiplerinin kendilerine düşen kusur oranında zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 20/12/2015 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın % 70 oranında davalı sürücü …’ın ise % 30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunun ile ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu olmasına, hükme esasa alınan kusur heyet raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre belinlenen kusurun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince sigorta yönünden kaza tarihindeki poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile karar verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davalı sürücünün kusur oranına hesaplama yapıldığı görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/05/2022