Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1088 E. 2022/1082 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1088
KARAR NO: 2022/1082
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2018/905 Esas – 2019/1021 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2017 tarihinde …’e ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait …’in sevk ve idaresinde olan … yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafı, Almanya’da bulunan … Bilirkişi Bürosu tarafından düzenlenen 23.10.2017 tarihli Bilirkişi raporu ile KDV dahil 3.630,29 EUR olarak tespit edildiğini, müvekkilinin hasar ihbarı üzerine 15.03.2018 tarihinde davalı … tarafından 217,57 EUR tutarında kısmi ödemede bulunulduğunu, kısmi ödeme sonrasında alacağın 3.412,72 EUR asıl alacak üzerinden devam ettiğini, davalı zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, müvekkilinin aracı yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgâhının da Almanya olduğundan araçtaki zarar da Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkiline 545,44 EUR ödemede bulunulduğunu, bu meblağın fiili ödeme günü tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dâhil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, 3.412,72 EUR maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüde düştüğü 13.09.2018 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsilini, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 545,44 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu, hasar bedeli müvekkili şirket tarafından 23.03.2018 tarihinde ekte sunulan eksper raporuna göre 1.050 TL olarak davacıya ödenmiş olup müvekkili şirketin bu konuda poliçeden doğan tüm yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının dilekçesinde belirtilen tutarların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili sigorta şirketi poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olup hasar bedeline yönelik olarak başkaca herhangi bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacı tarafın aldırmış olduğu ekspertiz raporu ve içeriğinin kabulünün mümkün olmadığını, usule uygun olmayan bir şekilde hasar hesaplattırıldığını, davacının ödemiş olduğunu belirttiği 545,44 EUR üst sınırı aşan fahiş bir bedel olduğunu, bu bedelden müvekkili sigortacı şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın Kabulüne, davacının 3.412,72-Euro hasar bedeline ilişkin talebinin 13/09/2018 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro cinsinden uyguladığı en yüksek 1 yıl vadeli mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargılama gideri talebi harca tabi olmadığını, yurt dışı bilirkişi rapor ücretinin yargılama giderlerine ilave edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, davacının gerçek zararını aşan söz konusu taleplerinin sebepsiz zenginleşmeye yönelik ,haksız ve dayanıksız olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile tamir ücreti için çok fahiş bir ücretinin tespit edildiğini, davaya konu olay Türkiye ‘de gerçekleşmiş olduğundan Türkiyede’ki pazar, işçilik ve onarım maliyetlerin baz alınarak davacı tarafın gerçek zararının hesaplanması gerektiğini, ilk derece mahkemesi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunun birebir esas alınarak kabul edildiğini, yeni bir raporun değerlendirmeye alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’de tamir ettirmeye yada Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı). Bu doğrultuda hükme esas alınan bilirkişi raporunda yurt dışındaki tamir ve işçilik bedellerinin dikkate alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK 323. madde gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan giderler yargılama giderlerinden olup HMK 332. madde gereğince mahkemece resen hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle talep edilen ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Benzer Yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarih, 2015/14634 Esas ve 2016/2848 Karar sayılı kararı). Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre; 1-Davanın KABULÜNE, Davacının 3.412,72-Euro hasar bedeline ilişkin talebinin 13/09/2018 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro cinsinden uyguladığı en yüksek 1 yıl vadeli mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Karar ve ilam harcı 1.646,31-TL’den peşin alınan 411,58 TL harcın mahsubu ile kalan 1.234,73-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 406,00-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.106,00-TL yargılama gideri, 545,44 EURO ekspertiz ücreti ve 447,48-TL ilk harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.892,08-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, Davalı yönünden; alınması gereken 1.646,31 TL harçtan peşin alınan 411,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.234,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 27,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/05/2022