Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1087 E. 2021/2321 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1087
KARAR NO: 2021/2321
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/563 Esas ve 2019/1174 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı … başkanlığına ait … plakalı aracın 18/06/2012 tarihinde belediye binasının önündeki park yerinden çıkış yaparken davacıya ait … Alman Plakalı otomobile çarparak hasara sebebiyet verdiğini, kazadan sonra müvekkilinin Almanya’ya döndüğünü ve aracındaki hasarı GTÜ ünvanlı Mühendislik bürosu vasıtasıyla tespit ettirdiğini, 3.176,54 EURO KDV hariç zararının bulunduğunu, ayrıca tercüme, eksper ücreti ve tasdik harçlarının da kaza ile illiyetinin olması sebebiyle istenebileceğini sigorta şirketine 10.208 TL tutan zararın 6 işgünü içinde ödenmesi için ihtarname gönderdiklerini 06.09.2013 tarihinde tebliğ edilmesine karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, 3.176 EURO zararın fiili ödeme tarihindeki Türk Lirasına çevrilmek suretiyle, davalılardan müteselsilen tahsiline alacağa, 1 nolu davalı için olay tarihinden, 2 nolu davalı için 07.09.2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A md. gereğince faiz yürütülmesine, ayrıca eksper ücreti, tercüme ve harç toplamı 2.945 TL’nin de davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Kumkuyu Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile; Kum kuyu belediyesinin tüzel kişiliğinin, kaldırılarak Erdemli Belediyesine devredildiğini, mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, davanın Ersemli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının zararını 1 yıl sonra yaptırdığını, tespiti kabul etmediklerini, Almanya’da aracı hasarını tespit ettirmek davacının tercihi olması nedeniyle yapılan masrafları kabul etmediğini, zararın trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirket tarafından ödeneceğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; Belediye Başkanlığına ait aracın 12.09.2011-2012 vadeli … numaralı Trafik poliçesi ile sigorta edildiğini, kaza tarihindeki poliçe limitinin 20,000 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen belgeler üzerinden yaptırılan ekspertiz incelemesine göre KDV dahil 1.250,80 TL zarar hesaplandığım, davacı tarafından yaptırılan zarar tespitinin kazadan 1 yıl sonra olduğunu, onarım kapsamını yansıtmadığını, hasarın büyümesi ve artan onarım maliyetini kabul etmediklerini, talep edilen tercüme, ekspertiz ücretlerinin zorunlu gider kapsamında bulunmadığını, poliçe teminatının KTK 85/1 md. gereğince doğrudan zararları kapsamına aldığı, dolaylı zararların teminat kapsamı dışında kaldığı, talebin yasal faiz olacağını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle; 2.506,93 Euro’nun davalı … yönünden 18/06/2012 kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden 19/09/2013 temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/A maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte ödeme gününde Türk Lirasına çevrilmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin kısmın Reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ek raporda kök rapora itirazlarını karşılar şekilde değerlendirme yer almadığını, kök rapora vaki itirazları kapsamında 2. ek rapor alınması talep edildiğini, esas mahkemesince kök ve ek rapora itirazlarının karşılanmasını sağlar ek rapor alınmadan davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edildiğini, kazaya bağlı hasarın onarım maliyetine yönelik hatalı değerlendirme içeren kök rapora vaki itirazlarımızı karşılar rapor almadan hüküm tesis edilmiş olması sebebiyle kazaya bağlı hasarla ilgili ödenmesi gereken gerçek onarım maliyetini aşan bedel üzerinden hüküm kuran esas mahkemesi kararının kaldırılmasını, istinaf taleplerinin kabulü ile eksik tetkikat içeren esas mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini, Tehiri İcra kararı verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazları hakkında değerlendirme yapılmadığını, kusura ilişkin değerlendirmenin kabul edilmediğini, kaza tespit tutanağının yokluklarında düzenlendiğini, kaza tespit tutanağının tek başına yeterli olmadığını, aracın bir sene sonra tamir edildiğini, hasar ve onarımının yabanca ülke piyasa koşullarına göre belirlenmesinin doğru olmadığını, aracın sigortasının yaptırılması nedeni ile sorumlunun davalı … şirketinin olması gerektiğini, sorumluluğunun bulunmadığını, kaza tarihinden temerrüdün başlatılmasının hatalı olduğunu, kaza tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’ de tamir ettirmeye yada Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı). 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83/son maddesi (6098 sayılı TBK m. 99) hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Davacı sigortalısı yabancı plakalı aracını, kayıtlı olduğu Almanya’da tamir ettirmiş ve orada araç mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre belirlenen ve ödenen araç hasarının tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsilinin hüküm altına alınmasına talep etmiştir. Yukarıda ifade olunan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda, yabancı para borcunun alacaklısı olan davacı tarafın, fiili ödeme günündeki kur üzerinden talepte bulunma hakkına sahip olduğu gözetilerek ve davacının talebiyle de bağlı kalınarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/1715 E. ve 2016/6513 K.sayılı kararı). Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili ve işleten, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Bu nedenle faiz başlangıcının davalı işleten yönünden kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen KTK’nın 85. maddesindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı Belediyenin aracın işleteni olarak aleyhlerine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının yerinde değildir. Mahkemece kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi davalı idareye ait aracın KTK 67. Maddesi gereğince %100 kusurlu olduğunu belirlemiştir. Kusur raporu aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olmakla davalının kusura yönelik itirazı yerinde değildir. Mahkemece 28/02/2017 tarih 2014/1484 Esas 2017/209 Karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 19/03/2018 tarih 2017/990 Esas 2018/337 karar sayılı kararı ile” İTÜ Trafik Kürsüsü, Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan oluşturulacak, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden, davalı tarafın rapora itirazlarını da kapsayacak şekilde, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, ekspertiz raporu, ekspertiz raporunun yukarıda belirtilen 1. ve 3. sayfasında yer alan ifadeler ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenerek, davacıya ait araçta ekspertiz raporu ile tespit edilen hasarların, 18/06/2012 tarihinde meydana gelen dava konusu kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kaza ile ekspertiz raporuyla tespit edilen hasar durumu arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, krokiden faydalanılarak, aracın hangi kısımlarının zarar göreceği, aracın Türkiye’den Almanya’ya götürülüp, yaklaşık bir yıl kullanıldıktan sonra ekspertiz raporu alındığı da dikkate alınarak, değişen parçaların, dava konusu kaza ile uyumlu olup olmadığı, raporun 3. sayfasında belirtilen; “Ön/eski hasarlar: Arka çamurluk sağ yan duvar ve arka sağ kapı bölgelerinde boyada yüzeysel çizikler” ile ilgili hasar bedeli ve kazadan kaynaklanan tüm hasar bedelinin ayrı ayrı tespiti hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. ” kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Mahkemece bu doğrultuda bilirkişi heyet raporu aldırılmış, söz konusu bilirkişi raporuna davalı itirazları kapsamında ek rapor alınmasına karar verilmiş ancak bilirkişi ek raporunda davalı … vekilinin itirazları hakkında değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti ek ve kök raporunda kaza nedeni ile aracın jant ve cam açma kolunun değişmesinin kaza ile uyumlu olmadığının, bu iki parça tutarın tespit edilen onarım bedelinden düşülmesi gerektiği belirtilmiş ancak mahsup işlemi yapılırken cam açma kolu yerine kapı bedelinin mahsup edildiği, işçilik bedellerinin mahsubunda hata yapılmadığı görülmüştür. Bu yöndeki davalı … vekilinin rapora itirazının dikkate alınmaması doğru olmamıştır. Bu çerçevede yapılan inceleme soncunda bilirkişi tarafından 3.378,54 Euro onarım bedelinden 572,13 Euro cam açma kolu bedeli, 230,97 Euro jant bedeli, 14,92 Euro cam açma kolu işçiliği, 44,75 Euro jant işçiliğiden oluşan 862,77 Euronun düşülmesi ile kalan 2.515,77 Eurodan bir yıl önceki onarım masrafının %3 daha az olması gerektiğinden %3 oranın indirildiğinde 2.440,29 Euronun kaldığı, bu bedelden de onarım ile 400 euro değer artışının düşüldüğünde 2.040,29 Euro ile %19 KDV tutarı 387,65 Euro toplandığında toplam zararın 2.427,94 Euro olduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesi tarafından bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne karar verilerek hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 1-2.427,94 Euro’nun davalı … yönünden 18/06/2012 kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden 19/09/2013 temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/A maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte ödeme gününde Türk Lirasına çevrilmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, 2- Alınması gerekli 379,96 TL harcın davacı tarafça yatırılan 204,85 TL peşin harçtan mahsubu ile 175,11 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan 204,85 TL harç gideri, 4.200 TL bilirkişi ücreti, 360,45 TL posta-tebligat masrafı, 2.945 TL ekspertiz ücreti, tercüme evrakları masrafı olmak üzere toplam 7.730 TL olacak giderin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak 5.904,86 TL’ lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4–Davalı … Belediyesi tarafından yapılan 617,00 TL masrafın davanın kabul red oranı gözönünde tutularak145,68 TL ‘nin davacıdan alınarak davalı … Belediyesine verilmesilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. ile davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, b-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021