Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1085 E. 2022/805 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1085
KARAR NO: 2022/805
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
NUMARASI: 2016/56 Esas – 2020/15 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’nın 02/09/2015 günü iş yeri servisi ile eve döndüğü sırada …’nın kullanımındaki davalı Ümraniye Belediyesi’ne ait ve davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış … plakalı çöp kamyonunun tamamen kusurlu şekilde servise arkadan çarpması neticesinde yaralandığını, olaydan 5 gün sonra 07/09/2015 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine yaptıkları başvurunun sonuçsuz kaldığını ayrıca yaşanan kayıp nedeniyle acı, elem ve ızdırap içinde olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 45.000 TL.maddi, … için 30.000 TL.maddi, … için 30.000 TL.maddi ve her biri için 75.000’er TL.manevi tazminat ile davacı … ve … için 10.000’er TL maddi, 25.000’er TL.manevi tazminat olmak üzere toplam 400.000,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden maddi tazminat ve fer’ilerinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, diğer davalılar için tüm alacaklar yönünden haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenlediğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve davacıların destek iddialarının, müteveffanın gelirinin kanıtlanması gerektiğini, sigortalı aracın ticari olmaması nedeniyle ticari faiz talep edilemeyeceğini, davacıların murisinin zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınarak tazminattan indirilmesi gerektiğini, SGK tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun da tazminattan indirilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen …’nın belediyede memur ya da işçi statüsünde çalışan bir kişi olmadığını, şahsın ….Ltd.Şti.ile iş sözleşmesi mevcut olup müvekkiline karşı böyle bir dava açılamayacağını, söz konusu şirket ile müvekkili arasında ihale yolu ile hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davanın bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, çalışanının 3.kişilere verdiği zarardan şirketin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanımındaki çöp kamyonunu boşaltmak üzere ilerlerken Sancaktepe Belediyesi’ne ait … plakalı … isimli kişinin kullandığı çöp kamyonu tarafından sıkıştırıldığını, kazanın bu şekilde müvekkilinin iradesi dışında geliştiğini, müvekkilinin kaza sonrasında servis aracına yardım etmek için aracın yanına gittiğini ancak duyduğu panik ve korku nedeniyle olay yerinden uzaklaştığını, olay gecesi karakola gidip ifade verdiğini, ancak yokluğunda düzenlenen rapor ve kaza tespit tutanağında olayın asıl sorumlusu olan …’in kullanımındaki çöp kamyonundan hiç bahsedilmediğini, olaya sebebiyet veren ve büyük oranda kusurlu bulunan … ile müvekkili arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup bu şahsın ve Sancaktepe Belediyesi’nin davaya dahilini talep ettiklerini, kazaya ilişkin İstanbul Anadolu 9.Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın bekletici mesele yapılmasını, kazanın meydana geldiği yerde emniyet şeridi ve trafik işaret levhası bulunmadığını, bu nedenle Karayolları Genel Müdürlüğünün meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğunu, davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne ihbarını talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren çöp kamyonunun Ümraniye Belediye Başkanlığına ait olup belediye ile … İnşaat arasında taşeronluk ilişkisi olsa dahi 3.kişilere karşı asıl işveren olarak belediyenin sorumluğunun devam ettiğini, belediyenin aksi yöndeki itirazının uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın davalı sigorta şirketi yönünden feragat nedeniyle reddine, 2- Davalılar Ümraniye Belediye Başkanlığı ile …’ya yönelik davanın arttırılan hali ile kısmen kabulüne, Davacı … için 1.740,68 TL, Davacı … için 12.194,66 TL, Davacı … için 23.984,53 TL destek tazminatının bu davalılardan kaza tarihi olan 02/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine, fazla taleplerin reddine, Davacılar … 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminat taktirine, davalılar Ümraniye Belediye Başkanlığı ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazla taleplerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta şirketi yönünden ödeme nedeniyle davadan feragatin, diğer davalılar yönünden de sonuç doğuracağının kabulü gerektiğinin kararda vurgulandığını, kazaya karışan araca ilişkin kanuni gereklilik olan sigortaların yapıldığını, bu kapsamdaki tazminatlarında bu süreç içerisinde ödendiğini, ödemelerin davacıları bil fiil tatmin etmiş olması nedeniyle davalarından feragat ettiklerini, davalılardan bir kısmına karşı davadan feragat edip, diğer kısmına karşı davaya devam edilmesinin mümkün olmadığını, TBK gereği bir borçlu için sona eren borcun diğer borçlu içinde sona erdiğini, kazanın oluş şekli itibarıyla diğer davalı …’nın birinci derecede ve %100 tam kusurlu olduğunun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, müvekkiline kusur ve sorumluluk izafe edilemeyeceğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminatların müşterek ve müteselsil olarak ödenmesi yönündeki kararın kaldırılması gerektiğini, davalı …’nın … İnş. Taah. Elekt. Otom. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin sözleşmeli çalışanı olduğunu, dolayısıyla işleten sıfatının müvekkiline ait olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten:Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Davalı Ümraniye Belediyesi ile dava ihbar olunan …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen Hizmet Sözleşmesinin 18. maddesinde idarenin denetim ve kontrol yetkisinin düzenlendiği görülmektedir. İş sahibinin, yükleniciyi denetleme ve kontrol yetkisi bulunduğunu belirten hükümlerin varlığı halinde, üçüncü kişilere verilen zararlardan iş sahibi de müteselsil sorumluluk ilkesine göre sorumlu olması gerekmektedir. Sözleşme yapılmış olması davalı idarenin sorumluluğunu kaldırmayacağı gibi davacının taraf olmadığı, Ümraniye Belediye Başkanlığı ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşme hükümleri, davacıya karşı ileri sürülemeyecektir. Bu nedenle davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı’nın tazminattan sorumlu tutulmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olduğundan bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (TBK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1). Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (TBK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (TBK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez. Yine sigorta şirketleri limit kadar tazminattan sorumlu olduklarından yapılan ödemenin zararı tamamen karşılamaması halinde, davalı işleten poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacaktır, limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarih, 2019/3589 E. ve 2019/11257 K.,Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/20842 E. ve 2021/8707 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekili, 12/10/2016 tarihli celsede “Davalılardan sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak müvekkilime 176.140,00 TL ödeme yapmıştır. Dolayısıyla bu tutar kadar olan maddi tazminat talebinden tüm davalılar yönünden feragat ediyoruz. Aşan kısım için sigorta dışında kalan diğer davalılara yönelik talebimiz ve manevi tazminat istememiz devam etmektedir.” şeklinde beyanda bulunarak sigorta limiti kadar yapılan ödeme miktarı kadar olmak üzere tüm davalılar için maddi tazminat davasından feragat etmiştir. Dosyaya sunulan sulh ve ibranamede de poliçe limiti kadar ödeme için sigorta işleten ve sürücünün ibra edildiği yazılıdır. Anlaşılacağı üzere sulh sözleşmesi ve buna dayalı feragat sigorta limitine kadar tüm davalıları kapsamaktadır. Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun da sigorta şirketinin 290.000,00 TL olan limitinin tamamından feragat edildiği ve ödeme tarihinde zararı karşılayıp karşılamadığı ve ödenen miktarın, rücuya tabi gelirin garameten paylara göre hesaplandığından bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar sadece davanın davalı sigorta şirketi yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de esasen yapılan ödeme düşülerek limiti aşan kısım için diğer davalıların sorumluluğuna karar verildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.738,20 TL harçtan peşin alınan 2.184,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.553,65 TL harcın davalı Ümraniye Belediye Başkanlığından tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/04/2022