Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1078 E. 2022/1080 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1078
KARAR NO: 2022/1080
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
NUMARASI: 2017/571 Esas – 2020/7 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.04.2016 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin, viraja girerken direksiyon hâkimiyetini kaybederek motosikletin ön ve sol kısımları ile yolun sonunda bulunan bordür taşlarına çarpıp motosikleti devirmesi neticesinde motosiklette yolcu olan müvekkil …’in ağır yaralandığını, 900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL bakıcı gideri ile 3.000,00 TL sürekli/daimi iş göremezlik, sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 4.000.00 TL sakatlık/maluliyet tazminatı ile bakıcı giderinin başvuru tarihinden 8 gün sonrasından itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ek tazminat başvurusu müvekkil kuruma başvuru yapılmadığını başvuru şartı yerine getirilmeden ikame edilen işbu davanın usulden reddini talep ettiğini, geçici iş göremezlik dönemi tazminat hesabına dahil edilmemesi gerektiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları’na göre dolaylı zararlar teminat kapsamı dışında olduğunu, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, alacağa yasal faiz işletilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile davacı yararına geçiçi iş göremezlikten kaynaklı 1.000,00 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 112.567,00-TL olmak üzere toplam 113.567,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakıcı gideri istemine yönelik talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davacıya tazminat ödemesi yapıldığını ve zararının karşılandığını, davacının ek tazminat talebi için başvuru şartı yerine getirilmeden işbunun davayı ikame ettiğini, sakatlık raporunun, özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine göre alınmadığını, maluliyet raporu ve yargılama aşamasındaki raporlarlar arasında çelişki olduğunu, geçici iş görmezlik talepleri teminat kapsamı dışında olduğunu, buna göre geçici işgöremezlik dönemi zararlarından SGK sorumlu olduğunu, davacının sürücünün sürücü belgesi ve ehil olmadığını bilerek sonuçları öngörmesi gerektiğini, davacının kask/koruyucu elbise de kullanmadığını, bu nedenlerle müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıya yapılan işbu dava ikame edilmeden önce yapılan tazminat ödemesinin davacının hak kazandığı tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkil kurum aleyhine dava tarihinden önce faiz işletilmesine başlatıldığını, kurum aleyhine ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/10/2018 tarih, 2015/ 16222 E. ve 2018/9271 K.sayılı kararında açıklandığı üzere “… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliği’nin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.”. Somut uyuşmazlıkta, … tarafından davacının başvurusu üzerine 19/04/2017 tarihinde 196.433,00 TL ödeme yapılmış olduğu, bu doğrultuda önce davalıya başvuru yapılmış olduğu, temerrüdün gerçekleştiği anlaşıldığına göre başvuru dava şartının gerçekleşmediğine ve faizin başlangıcına yönelik davalı vekili istinaf itirazları yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle davacının talep edebileceği tazminatı karışılamadığının tespit edildiği görülmekle bu hususa değinen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın davacının veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda davacının yolcu olarak bulunduğu arkadaşı olan motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilebilecek kişilerden olduğu, aracına binmesi nedeni ile belirlenen tazminattan % 20 oranında müterafik kusuru indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olması doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 800,00 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 90.053,60 TL olmak üzere toplam 90.853,60 TL maddi tazminat için davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacı yararına geçiçi iş göremezlikten kaynaklı 800,00 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 90.053,60 TL olmak üzere toplam 90.853,60 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin geçiçi iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminat talebi ile bakıcı gideri istemine yönelik talebin REDDİNE, 2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.206,20 TL ilam harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.174,80 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından peşin yatırılan yatırılan 31,40 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı, 375,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 437,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.581,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6- Davacı tarafça yapılan 1.208,81 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.207,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/05/2022