Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1042 E. 2022/688 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1042
KARAR NO: 2022/688
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2017/172 Esas – 2018/758 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü …’ın … plaka sayılı araç ile 22/03/2016 tarihinde …’ya çarptığı ve müvekkillerin anneleri …’nın vefat ettiğini, kazaya neden olan … plakalı aracın kaza anında zmms poliçesi olmadığından meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğunu, Güvence Hesabı’na yapılan başvuru sonucunda hasar dosyası açıldığını, ancak başvurunun reddedildiğini, …’nın kaza öncesi tekstlil fabrikasında yaklaşık 10 yıldır örnek, dikim ve kesim ustası olarak çalıştığını beyanla, trafik kazasında eş ve annelerini kaybeden müvekkilerin mahrum kaldıkları destek tazminatı yönünden şimdilik her biri için 100’er TL olmak üzere toplam 400 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Davanın … plakalı aracın işleteni konumunda olan …’e ve sürücüsü konumunda olan …’a ihbarını talep ettiklerini, davacıların dava öncesinde başvuruda bulunduğunu, ancak yapılan incelemede müteveffanın kazada asli kusurlu olduğunu, trafik kazasında sürücünün kusuru bulunmaması sebebiyle talebin karşılanmadığını, tüm kusurun müteveffa yayaya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkil kurumun temerrüde düşmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun kusur değerlendirmesini sadece müteveffa üzerinden yaptığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, tüm kazalarda olduğu gibi yaya kazalarında da aracın hızının tespit edilmesi ve bunun bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağının 4. Sayfası incelendiğinde kazaya sebebiyet veren aracın çarpma öncesi ve sonrası toplam fren izinin 46 metre olarak ölçüldüğünü, kazaya sebebiyet veren aracın kaza öncesi yaklaşık hızının 110km/saat olarak hesaplandığını, söz konusu kazanın meydana geldiği karayolunda hız sınırının 80 km/saat olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 22.03.2016 günü saat 16.00 sıralarında dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kapalı kasa kamyonet ile D-100 Karayolunu takiben Ankara istikametine seyir halinde iken … Köy ayrımını geçtikten sonra aracının sağ ön köşe kısmı ile seyir istikametine göre sağ tarafından kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya …’ya sol şeritte çarpması ve aracının ön camından savrularak yola düşmesi neticesinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, yaya olan müteveffa …’nın ise % 100 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/5753 soruşturma nolu dosyasına sunulan ATK Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporuna göre dava dışı sürücü …’ın kusursuz, yaya olan müteveffa …nın ise asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Bu durumda davalı Güvence Hesabı sorumluluğunun kusura dayalı sorumluluk olduğu, soruşturma aşamasında sunulan kusur raporu ve mahkemece alınan kusur raporu ile sürücünün kusursuz olduğu belirtmesi yapan kaza tespit tutanağının birbiri ile örtüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında, bu hususlara değinen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/04/2022