Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1038 E. 2022/1078 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1038
KARAR NO: 2022/1078
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/406 Esas – 2019/987 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/09/2014 tarihinde Habibler-Arnavutköy yolu İstoç istikametinde … plakalı aracın (tanker) sol arka tekerinin aniden fırlaması ile karşı yönden gelen müvekkiline ait … plakalı araca çarpması sonucunda müvekkilinin aracında ciddi anlamda maddi hasar oluştuğunu, müvekkilinin aracında takribi 6.000,00 TL zarar olduğunu, aracın da bugüne kadar yaptırılamadığını, bilirkişi incelemesinden sonra maddi zararının daha net olarak ortaya çıkacağını, müvekkiline kendisine ait yemek firması olduğunu, aracın işyerinin yemek dağıtım işinde kullandığını, kaza nedeni ile müvekkilinin aracını dağıtım işinde kaza tarihinden bugüne kadar kullanamadığını, bu nedenle de maddi zarara uğradığını, yine müvekkilinin aracı kazadan önce piyasa fiyatının 14.000,00 TL civarında iken artık kazalı hali ile zararının 10.000,00 TL ile 11.000,00 TL arasında piyasa fiyatının olduğunu, müvekkilinin kaza nedeni ile sadece aracında oluşan değer kaybının 3.000,00 TL olduğunu belirterek, müvekkiline ödenmek üzere şimdilik ileride arttırmak kaydıyla araçta oluşan hasar nede ile 1.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkiline ödenmek üzere şimdilik ileride arttırmak kaydıyla araçta oluşan değer kaybından dolayı oluşan 1.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili bugüne kadar aracını kullanamadığından dolayı oluşan zararından şimdilik ileride arttırmak kaydı ile 500,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Mali Mesuliyet Sigortasını yapan diğer davalıdan ( … Sigorta A.Ş. ) hasar ihbarına müteakip hasar talebinde bulunulan … plakalı kamyonetle ilgili sigorta ekspertiz çalışması yapıldığını, aracın ön kısmından sigortalı aracın lastiğinin fırlaması ve çarpması neticesinde ağır hasar aldığının tespit edildiğini, aracın rayiç fiyatının 13.000,00 TL sovtaj bedelinin 6.000,00 TL kalan tutarın 7.000,00 TL olduğu hasar onarım bedelinin 6.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak eksperce düzenlenen 14/10/2014 tarihli 263 numaralı raporda araçlar arasında bir temas olmadığı belirtilmesi nedeni ile hasar dosyasının tazminat kapsamında olup olmadığı hususunda bir saptama yapılmadığını, davacı tarafın müvekkilinden istemlerinin haksız, mesnetsiz ve oldukça yüksek olduğunu, taleplerin ZMMS poliçe limit dahilide olması sebebiyle sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar evraklarının değerlendirildiğinde sigortalı araç sürücüsüne izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olacağını, taraflar arasındaki asıl ihtilafın kusur durumuna ilişkin olduğunda öncelikle kusur durumuna ilişkin ehil bilirkişilerden rapor alınmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 6.125,00 TL hasar bedeli, 2.500,00 TL değer kaybı ve 490,00 TL aracın kullanılmamasından kaynaklanan mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam: 9.115,00 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 20/05/2015 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise, kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karıştığı iddia edilen … plakalı araç … Sigorta nezdinde 20/09/2013-2014 vadeli ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “Karayolu”nda meydana gelen zararlarda poliçe limitini aşan miktar dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, taraflar arasındaki asıl ihtilaf kusura ilişkin olduğundan öncelikle kusur raporu alınmamasının usul ve esas açısından eksiklik olduğunu, kaza nedeni ile sorumlu sigorta şirket nezdinde … nolu hasar dosyası açılmış olduğunu, hasar evrakları değerlendirildiğinde sigortalı araç sürücüsüne müvekkil …’a izafe edilebilecek bir kusurun bulunmadığının tespit edildiğini, hasar dosyası kapsamında düzenlenmiş olan ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini, müvekkilinin temerrüdünün de söz konusu olmadığını, faiz taleplerinin de haksız olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat/maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 13/09/2014 tarihinde Habibler – Arnavutköy yolu İstoç istikametinde … plakalı aracın sol arka tekerinin aniden fırlaması ile tekerin karşı yönden gelen davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucunda davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan, gerekçeli kararda kusur yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalılar vekili tarafından dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde açıkça ekspertiz raporu ile çelişki olduğu yönünde itirazda bulunmamıştır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bu bakımdan bakımından davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden hasara ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalılar zarara sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğuna göre aleyhlerine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili ve işleten, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da davadan önce başvuru yoksa dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüte düşmüş sayılır. Bu yöne değinen davalı vekili istinafı yerinde değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1998 E. ve 2021/3266 K., 2019/5263 E. ve 2020/8614 K sayılı kararları). Açıklanan nedenlerle, davalılar … Ltd. Şti. ile … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … vekilinin tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/05/2022