Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1034 E. 2022/952 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1034
KARAR NO: 2022/952
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2019/110 Esas – 2019/1196 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kay. Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi özetle; müvekkilinin 2017 yılı Eylül ayında tatil amacıyla Türkiye’ye geldiğini, müvekkilinin … plakalı aracı ile 11/09/2017 tarihinde seyir halindeyken dava dışı …’a ait … plakalı aracı ile müvekkilinin aracına arkadan çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, kazada dava dışı …’un tam kusurlu müvekkilinin ise kusursuz olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin araçtaki hasarın tespiti için …/mini servisine başvuruda bulunduğunu, hazırlanan 15/09/2017 tarihli ekspertiz raporunda müvekkilinin aracındaki hasarın 2.760,85 Euro olduğunu, ilgili raporun yeminli tercüman tarafından çevrileri yapıldıktan sonra davalı sigorta şirketine gönderildiği ancak davalı şirketin müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 2.760,85 Euro’nun tahsili amacı ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle, davalı şirketin tacir olması ve alacağın likit olduğunu bu nedenle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan dava dışı … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince meydana gelen kazalarda poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkili şirkete başvuru yapıldığını ve hasar dosyası açıldığını, yapılan incelemeler ve eksper değerlendirmesi sonucunda davacının aracındaki zararın 650,00 TL olduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 785,33 Euro asıl alacak, 8,46 Euro işlemiş olmak üzere toplam 793,79 Euro üzerinden devamına, asıl alacak 785,33 Euro takip tarihinden itibaren 3905 Sayılı yasanın 4A maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin müvekkilinin aracında oluşan hasara ilişkin tespitinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda kaza mahallinde çekilen fotoğraflarda müvekkilinin aracının hasar görüntüsü yer almadığına değinildiğini ve salt tahmine dayalı bir inceleme yapıldığını oysa hasara ilişkin detaylı fotoğraflar, davanın ikame edilmesi safhasında, dava dilekçesi ekinde ibraz edildiğini, dosya eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karara bağlanıldığını, istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi ilk derece mahkemesi tarafından alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunu ve yapılan tahkikatı yeterli görmeyerek duruşma açıldığını, tanıklar dinlemiş ve yeni bir heyetten bilirkişi raporu alarak dinlenen tanık beyanlarını ve bilirkişi raporlarını kararına dayanak göstererek davalı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiğini, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 11/09/2017 tarihinde Bursa İli, Orhaneli İlçesinde sürücü … yönetiminde seyir halinde olan … plakalı aracın arka kısmına sürücü … yönetiminde aynı yöne seyir halinde olan, davalı şirkete trafik sigortalı … plakalı aracın ön kısmı ile çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plakalı araçta 2.804,80 Euro karşılığı 17.046,45 TL hasar meydana geldiği, zarardan … plakalı aracın trafik sigortacısı olan davalı şirketin sorumlu olduğu, davalı şirkete yapıları başvurunun sonuçsuz kalması nedeniyle başlatılan icra takibinin borçlunun itirazı nedeniyle durduğu belirtilerek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, ” Davacıya ait … plakalı aracın arka tamponunda meydana gelen hasarlardan hasar fotoğraflarından görülebildiği kadar 1-2 cm çapında olan dairesel kesitli hasar, … plakalı aracın … plakalı aracın arka tamponu ile temas eden bölgede bulunan plakalık, plaka ve ön tampon şekli ile uyuşmamaktadır. Bu nedenle söz konusu hasarın dava konusu kazada oluşamayacağı kanaatine varılarak, tampon değişimin ilişkin hasar kalemleri zarar hesabından çıkartılmıştır. Buna göre, … plakalı davacı aracının onarımı boya işçiliği ile giderilebilir olup, 11/09/2017 tarihli hasar nedeniyle meydana gelen onarım zararı KDV hariç 785,33 Euro, KDV dahil 934,54 Euro olarak” hesaplanmıştır. Bu rapora itiraz üzerine alınan ek raporda, “Dosyaya sunulan fotoğrafların incelenmesine göre, … plakalı aracın ön plakasında il kodunun üst sağ hizasında bulunan izin plakalıktan dışarıya doğru çıkıntı oluşturmadığı, … plakalı aracın hasarını gösteren yakın çekim fotoğrafta meydana gelen deformasyonun, boya dökülmesine dayalı oyuk biçiminde oluştuğu, aracın esnek bölgesinde yer alan söz konusu hasarın doğrusal çarpmadan çok, aynı anda hasarı açan cismin kendi etrafında dönmesini de gerektirdiği ve yakın çekim fotoğraflardan söz konusu hasarın, kök raporda yapılan onarım hesabı içinde doğal olarak giderileceği …” belirlemesi yapılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunun dosya kapsamına uygun, kaza ile hasar arasındaki illiyet bağını ve itirazları karşılar şekilde, denetime elverişli olarak düzenlenmiş olmasına göre Mahkemece bu bilirkişi raporunda belirlenen hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bilirkişi raporu hakkındaki istinaf başvurusu yerinde değildir. Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalı tarafa rücusu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/05/2022