Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1012 E. 2020/3482 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/1012
KARAR NO : 2020/3482
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/04/2017
NUMARASI : 2016/511 Esas – 2017/324 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 09/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ….’ye ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı, diğer davalı ….’ye ihtiyari mali mesuliyet kaydı içeren kasko sigortası poliçesi ile sigortalı, davalılardan …’e ait, diğer davalı …’ün sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, müvekkillerinin müşterek murisi …’ın vefat ettiğini, müvekkilerinin, murisin vefatı ile desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 15.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 02/04/2016 tarihinden (sigorta şirketleri yönünden 26/04/2016 tarihinden) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana geldiği yerin, MEB’in sürücü eğitim merkezi olduğunu, ancak kaza sırasında tabela bulunmadığını, müvekkili Betül’ün, kaza tarihinde yazılı ehliyet sınavını kazandığını, olay yerinde direksiyon eğitim sürüşü yaptığını, ayrıca aynı gün direksiyon sınavı olduğunu, kazanın, davacıların murisinin aşırı hız yapmasından kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın, müvekkili şirket nezdinde İMSS ile sigortalı olduğunu, müvekkilinden talepte bulunulabilmesi için SGK’nın yaptığı tüm ödemelerin mahsup edilmiş olması ve tazminat miktarının, ZMM sigorta poliçesi teminatını aşması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davaya konu … plaka sayılı aracın, müvekkili şirkete, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı yanın başvurusu üzerine, müvekkili sigorta şirketince hasar dosyası açıldığını ancak gerekli evrakların tamamlanmadığını, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıklarının araştırılması gerektiğini belirterek bilirkişi raporu alınarak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Davanın kabulü ile 340.993,22 TL’si davacı eş …’a, 119.286,72TL’si davacı …. ait olmak kaydıyla 460.279,94TL’nin (davalı …. yönünden 310.000,00TL sigorta limiti ile diğer davalı … yönünden 50.000,00 TL sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı şahıslar … ile … yönünden kaza tarihi olan 02.04.2016, davalı …. yönünden 11.05.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalı …. yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiştir.Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde: dosyada keşif yapılmadan alınan rapor doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin, sürücü adaylarının eğitim gördüğü bir yer olup, trafikten ari olması gerekirken trafiğe açık bir şekilde eğitim alanı oluşturulması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın da kusurlu olduğunu, kazanın, ehliyet direksiyon eğitimi sırasında meydana gelmesi nedeniyle, indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin de, aşırı hızlı olmalarının, kazanın etkisini artırdığını, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerekirken mahkeme kararı beklenilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen maddi tazminat miktarının, sebepsiz zenginleşmeye neden olacak kadar fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; murisin annesinin destek payı ayrılmadan yapılan hesaplama ve bu hesaplamaya dayanılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda annenin destek payının ayrılmadığını, davacılar yararına hesaplanan tazminatın, poliçe teminat limitini aşmış olması nedeniyle, annenin saklı payı dikkate alınarak, poliçe teminat limiti üzerinden proporsiyon hesabına göre karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucu 25/04/2018 tarih, 2017/2078 E. – 2018/615 K. sayılı karar ile;”1-Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına,2-Davacı … için 329.715,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( … A.Ş 213.867,87 TL’lik kısmından, … 34.494,82 TL’lik kısmından sınırlı sorumlu olmak üzere ) davalılar … ile … ile davalı …’den dava tarihinden itibaren davalı …Ş’den 11/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, 3-Davacı …. için 112.057,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının (… A.Ş’nin 72.685,27 TL’lik kısmından …’nin 11.723,43 TL’lik kısmından sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar … ve … ile davalı …’den dava tarihinden, davalı …Ş’den 11/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, 4-Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” karar verilmiştir.Verilen karar, davacılar vekili ile davalılar … ile … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2020 tarih ve 2018/4720 Esas – 2020/306 K. sayılı ilamı ile; “… Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince yargılamanın sonuçlandırdığı 25.04.2018 tarihli kısa kararda, davacı … için 248.362,69 TL, davacı … için 84.408,70 TL üzerinden kabulüne karar vermiş gerekçeli kararda ise davacı … için 329.715,20 TL, davacı … için 112.057,22 TL tazminat üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesince; bu durum maddi hataya ilişkin sayılacağından HMK 304. maddesi gereğince resen düzeltilebilecek hallerden olduğundan bahisle, gerekçeli kararda davacı … için 329.715,20 TL davacı … için 112.057,22 TL olarak düzeltilerek hüküm fıkrası yazılmış ise de, hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK’nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkemenin tefhim ettiği kısa kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün res’en tahsis yoluyla taraflara yüklenmesi ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.İfade olunan kısa karardaki miktarların yukarıda anılan gerekçeli kararda değiştirilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen yapılan düzeltme işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davacıların haklarını, davalıların yükümlülüklerini değiştirdiği dikkate alındığında; kısa karardaki tarafların ve yükümlülüklerinin, gerekçeli kararın re’sen tahsisi suretiyle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı açıktır.Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ve davalı … ve Müslüm vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, …’ün asli kusurlu, araç sahibi …’ün tali kusurlu, müteveffa …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, davalı …’ün tam (%100) kusurlu, davacılar murisi … ile, kazaya karışan diğer araçların sürücülerinin kusursuz sayılmalarının uygun olacağının belirtildiği görülmektedir.Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen rapor ile, İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan kusur bilirkişi raporu, birbiri ile uyumlu ve özellikle murisin kusuru yönünden birbirini teyit eder mahiyettedir. Raporlar, dosya kapsamına ve kazanın meydana geliş şekline uygun olup, raporlar ile kusur durumu ispatlandığından, mahkemece keşif yapılmaması sonuca etkili olmadığından, bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” denmekle, birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır.Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacılar murisi kazanın meydana gelmesinde, dosya kapsamına ve oluşa uygun bilirkişi raporlarına göre kusursuz olduğuna göre, davacılar, zararın tamamını, isterlerse sorumluların tamamından, isterlerse bir kısmından isteyebilirler. Dava dışı kişi veya kurumun da kusurunun bulunması, davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığının da kusuru bulunup bulunmadığının bu dosyada araştırılmasına gerek olmadığı gibi kazanın, ehliyet direksiyon eğitimi sırasında meydana gelmesinin bir indirim sebebi olmadığı anlaşılmakla, bu hususlara ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince, hukuk hakimi, ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıa ile bağlı ise de, zarar veren veya zarar görenin kusurunun bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza soruşturması veya ceza mahkemesinin, kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı, hukuk hakimini bağlamayacaktır. Bu sebeple, karar vermek için Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının sonuçlanmasının beklenilmesi gerekmemektedir. Ayrıca mahkemece, bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olup, takdire dayanmamaktadır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarında da belirtildiği üzere, pay esasına göre, eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda, desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak, gelirin tamamının dağıtılması gerekmektedir.Çocukların destekten çıkması ile birlikte, destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır.Ana ve babadan birinin destekten çıkması halinde ise payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek, varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat hesaplaması yapılması gerekmektedir.Nüfus kayıtlarına göre, davacılar murisi …’ın annesi … sağ olup, babası …. 20/04/2010 tarihinde vefat etmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, murisin sağ olan annesinin destek payı ayrılmadan, murisin gelirinin tamamı, belirlenen oranlar dahilinde davacılara paylaştırılmıştır.Destek kavramı fiili bir durumu ifade ettiğinden, davacıların maddi zararlarının hesaplanmasında destek kapsamında olmasına karşın davacı olarak yargılamada yer almayan hak sahiplerinin destek paylarının da dikkate alınması gerekmektedir. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12338 E.2017/4310 K.)Dairemizce dosya, rapor ibraz eden bilirkişiye tevdi edilerek, murisin hayatta olduğu anlaşılan annesine ait destek payı belirlenmek suretiyle, davacı tarafça talep edilebilecek tazminat miktarlarının hesaplanması için ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi 14/03/2018 tarihli raporunu dosyaya ibraz etmiştir.tiraz üzerine alınan 14/03/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı …’ın, davacı …. ve dava dışı anne … destek zararları toplamının, davalı …’nın olay tarihi itibariyle Zorunlu Trafik Poliçesine istinaden sorumlu olduğu 310.000,00 TL’lik poliçe limitini aştığı, poliçe limiti ile sınırlı olarak davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin, davalı …Ş.’den talep edilebilir zararlarının, davacı eş … için 213.867,87 TL, davacı … için 72.685,27 TL, dava dışı anne … için 23.446,86 TL olduğu belirtilmiştir. Araç sürücüsü olan davalı …, haksız eylemi gerçekleştiren, araç maliki olan davalı …, işleten olarak davacılar zararının tamamından, işletenin sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketleri ise poliçe teminat limitleri dahilinde ve davacıların destek payları oranında davacılar zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olup 14.03.2018 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafça talep edilebilecek tazminat miktarları tespit edilmiştir. Bu rapor gerekçeli, yeterli ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden Dairemizce kurulan yeni hükme esas alınarak davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Belirtilen nedenlerle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek (İstinaf yoluna başvurmayan davalı …. yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği de gözetilerek) yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;A-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, B-Davalı …Ş.’nin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek (İstinaf yoluna başvurmayan davalı …. yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği de gözetilerek) yeniden hüküm kurulmasına,Buna göre;1-Davanın kabulü ile 340.993,22 TL’si davacı eş …’a, 119.286,72 TL’si davacı çocuk …’a ait olmak kaydıyla 460.279,94 TL’nin (davalı …Ş. yönünden 310.000,00 TL sigorta limitine göre, murisin annesi … açısından yapılan destek payı düşümüyle, müteveffanın eşi davacı … açısından 213.867,87 TL, müteveffanın çocuğu davacı … açısından 72.685,27 TL miktarla sorumlu olmak üzere; diğer davalı …. bakımından 50.000,00 TL sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılar … ile … yönünden kaza tarihi olan 02.04.2016, davalı …Ş. yönünden 11.05.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalı …. yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 31.441,70 TL karar harcından 2.544,70 TL Peşin harcın mahsubu ile arda kalan 28.897,00 TL bakiye karar harcının (Davalı …Ş. 19.574,45 TL’den, davalı …. 3.149,80 TL’ den müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) Davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve ıslah harcı toplamı 2.283,67 TL ile 1.320,00 TL yargılama giderinin (davalılardan … A.Ş. 2.240, 55 TL, Davalı …. 249,40TL den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 4-Davacılar, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla (Usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. göre hesaplanan 32.361,20 TL (davacı … 23.979,60 TL, davacı … 8.381,60 TL hak sahibi olmak kaydıyla) ücret-i vekaletin (davalılardan …A.Ş. 21.810,80 TL’den, …. 3.527,40 TL’den müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) Davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 1-Davalı …Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde Mahkemesince yatırana iadesine,2-Davalılar … ve … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 31.441,70 TL istinaf karar harcından, bu davalılar tarafından yatırılan 7.860,42 TL harcın mahsubu ile 23.581,28 TL bakiye istinaf karar harcının, adı geçen davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve davalı …Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak, davalı …Ş.’ye verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,5-Davacılar tarafından yapılan 334,00 TL yargılama giderinin, davalı …Ş. ve davalı …. dışında diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine, 6-Davalı …Ş. tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak, davalı …Ş.’ye verilmesine,7-Davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerlerinde bırakılmasına, 8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ile davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu. Usulen anlatıldı.09/09/2020